Anadolu mutfağına yıldız yağdı

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Dünyanın en zengin mutfağına sahip ülkelerinden biri olan, bana göre ilk sırada yer alan Türk Mutfağı, uzun zamandır küresel anlamda markalaşma sürecini tamamlamayı bekliyordu. Geçen hafta bununla ilgili atılan Michelin adımı bu sürecin en önemli yapı taşı. Düşünün, 300’e yakın köfteye sahip ülkemiz, bu topraklardan giden İsveç, küresel adıyla IKEA köftesinin gölgesinde kalmış durumda.

Dünyaca ünlü IKEA, birkaç yüzyıl önce İstanbul’a gelen Demirbaş Şarl’ın beraberinde götürdüğü tariften milyarlarca dolarlık gelir elde ederken, kent başına 4 köfteye sahip Anadolu bir türlü hak ettiği markalaşma sürecini yakalayamadı. Bu yılın hem ocak hem de şubat ayında iki yazı yazmıştım bu konuyla ilgili. İlkinde “Michelin’li restoranımız yok, yıldızlı şeflerimiz var” ve “Müfettişler gizli ajan gibi çalışıyor, peki Michelin Yıldızı nasıl veriliyor?” başlığıyla yer verdiğimiz yazıda Türk mutfağının özellikle İstanbul’un dünyaca ünlü şeflere ve restoranlara ev sahipliği yaparken neden Michelin Yıldızı alan bir restoranımız olmadığı konusunda veryansın etmiştim.

Nihayet bu süreç sona erdi ve Türkiye, uzun zamandır beklediği bu yıldızları bir anlamda topladı. Michelin Guide 2023, İstanbul’u 38’inci destinasyon olarak belirledi ve Michelin’in gizli müfettişleri ile yapılan değerlendirmelerin sonucu açıklandı. Değerlendirme sonucunda 53 restoran Michelin Guide için seçildi. 4 restoran 1 yıldız, 1 restoran ise 2 yıldıza layık görüldü. Turk Fatih Tutak’ın 2, Araka, Neolokal, Nicole ve Mikla’nın başarılarının 1 Michelin Yıldızı ile taçlandırılması son derece gurur verici.

MUTFAK, YATIRIMI VE YATIRIM ORTAMINI ETKİLİYOR

Bunun yanı sıra, Michelin’in Yeşil Yıldız Ödülü’nü ayrıca vurgulamak gerektiğine inanıyorum. Michelin Rehberi, sürdürülebilir gastronomi anlayışına sahip restoranları teşvik etmek amacıyla, 2020 yılında bu ödülü hayata geçirdi. Günümüzde dünya çapında 381 restoran bu unvana sahip. Türkiye’de ise Neolokal, Michelin Yeşil Yıldızı almaya hak kazandı. Ben de Michelin Yıldızı’nın yaratacağı farkı görmek adına Turk Fatih Tutak’ı aradığımda rezervasyon yapmak istedim. Beni üzen ancak heyecanlandıran ise önümüzdeki 6 ay içerisinde tüm rezervasyonlarının dolu olması oldu. Michelin Yıldızı’nı hak ederek alan tüm restoranların Anadolu mutfağına sahip olması ise asıl gururlandıran sebep oldu.

Bir restoran neden bu kadar önemli diye sorabilirsiniz. İş dünyası daha doğrusu küresel expat yani yabancı çalışanlar için bir ülkenin zenginliği kadar o ülkedeki eğitim, hukuk ve mutfak oldukça önemlidir. Aileleriyle ülkeye yerleşen yabancı çalışanlar, çocuklarını gönderecekleri okullara, akşam ailesiyle gidecekleri restoranlara bakıyorlar öncelikle. Yani yaşamın kalitesiyle… Yabancı yatırımları da etkileyen bir süreç aslında bu. Michelin Yıldızı’nın dağıldığı ülkelere bakarsak aslında yemeğin önemi de ortaya çıkıyor. Zira tarihin ilk günlerinden bu yana siyaset, yaşam kalitesi, ekonomi mutfakla ilgili oluyor. Türkiye markalaşma sürecinde sahip olduklarını dünyaya duyurmalı diye yakınıyoruz sürekli. Bunun için de vitrinin güzel hazırlanması gerekiyor. Mutfak işte bu vitrinlerden biri aslında. Michelin işte bu vitrine bir değer ve anlam katıyor. Yaptıklarınız kadar sattıklarınız da kıymetli çünkü. Üretimimiz kadar tüketiminiz yani hedef kitleniz yani müşteriniz…

Belki de ödül alanlardan biri olan Rumelihisarı İskele Restoran’ın başına gelenler de biraz güven eksikliğimizi, biraz da ülkemizdeki durumu gözler önüne seriyor. Michelin, İstanbul’daki 53 restoranı rehberinde tavsiye edilenler arasında yer alan Rumelihisarı İskele Restoran’ın Şefi Nuri Sosyal da davet için açılan telefonu dolandırıcı zannederek kapattı. Soysal, “Televizyonda ismim okununca çok üzüldüm. Güzel bir ortamı kaçırdım. Michelin’den özür diliyorum” açıklamasında bulundu. Bu da işin ilginç tarafı aslında.

Türk mutfağı, yıllardır beklediği Michelin yıldızlarına kavuşmuş oldu. İstanbul için Marka Şehir ve Türkiye adına da Marka Ülke kavramı bundan sonra daha da önem kazanacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar