Arbitraj fonları ile dalgalı piyasada dengeli getiri mümkün mü?

Onur DUYGU
Onur DUYGU FONLA YATIRIM

Yeni haftaya piyasalar umutlu başladı. ABD ile Çin arasında tarifelere dair uzlaşma sinyalleri, jeopolitik tansiyondaki düşüş ve Türkiye'nin diplomatik temaslarda yeniden öne çıkması risk iştahını artırdı. Yurt içinde, terör örgütünün fesih kararı ve Rusya-Ukrayna görüşmelerinin Türkiye'de yapılacak olması gibi gelişmeler yatırımcılarda pozitif beklentiyi beslerken; yurt dışında, ABD borsalarıyla eş zamanlı olarak Borsa İstanbul’da da haftaya %4’leri bulan güçlü yükselişlerle giriş yaptık.

Ancak bu pozitif hava kalıcı olacak mı? Asıl soru bu. Görünüm kısa vadede iyimser olsa da hem içeride hem dışarıda makroekonomik cephede ciddi soru işaretleri sürüyor. Türkiye'de dövize yönelimde hız kesilse de rezervlerdeki gerileme dikkat çekici. Faizlerin yüksek seyri ise özellikle reel sektör üzerinde baskı unsuru olmaya devam ediyor. Küresel ölçekte ise Fed’in faiz patikası, enflasyonun kalıcılığı ve istihdam piyasasındaki soğuma gibi unsurlar yatırımcıların risk iştahını sınırlayan ana başlıklar. Dolayısıyla piyasalardaki bu ralliye temkinli yaklaşmakta fayda var.

Bu ortamda yönü tahmin etmenin zorlaştığı, dalga boyunun arttığı dönemlerde, piyasa nötr stratejiler yatırımcılar için cazip hale geliyor. Bu kapsamda son dönemde yükselen bir alternatiften, istatistiksel arbitraj fonlarından bahsetmek gerekiyor.

 

Arbitraj fonları nedir, ne vaat eder?

Şu anda TEFAS sisteminde 15 adet istatistiksel arbitraj fonu bulunuyor. Buna ek olarak, ünvanında “arbitraj” ifadesi geçmese de stratejisini bu eksende kurgulayan Neo Portföy’ün NSK ve KPF kodlu iki fonunu da bu gruba dahil edebiliriz. Bu fonların temel özelliği, piyasa yönünden bağımsız olarak spot ve vadeli piyasalar arasında oluşan fiyat farklarını değerlendirmeleri. Yani klasik anlamda bir hisse senedi yatırımından farklı olarak, bu fonların amacı yükselen veya düşen piyasa trendlerinden değil, fiyat uyumsuzluklarından kazanç sağlamak.

Bu fonların önemli bir kısmı “hisse senedi yoğun” kategorisine giriyor. Bu sayede yatırımcısına %0 stopaj avantajı sunuyor. Yani elde edilen getiri üzerinden vergi kesintisi yapılmıyor. Öte yandan, hisse yoğun olmayan arbitraj fonları da bulunuyor. Örneğin BV Portföy BVZ, Neo Portföy NSK ve İstanbul Portföy IRV gibi fonlar bu grupta yer alıyor. Bu fonlarda stopaj %15 olmakla birlikte, içeriklerinde bono, ters repo gibi sabit getirili enstrümanlara yer vererek arbitraj fırsatlarının zayıf olduğu dönemlerde portföyü dengeleyebiliyorlar.

 

Son dönem performanslar ne diyor?

Nisan ayı itibarıyla arbitraj fonlarında %2,5 ila %4,4 arasında değişen aylık getiriler dikkat çekiyor. Listenin zirvesinde, %4,4 getiriyle Hedef Portföy’ün HEH kodlu fonu yer alıyor. Onu, hisse yoğun olmayan BV Portföy BVZ fonu takip ediyor. Her iki fon da mevduatın üzerinde getiri sağlamış durumda.

Bu başarıda kuşkusuz fonların algoritmik yapısı, yazılımlarının etkinliği ve portföy yönetim ekibinin piyasayı okuma becerisi etkili. Ancak bu fonların yönetimi, klasik fonlara kıyasla daha yüksek teknik bilgi ve işlem altyapısı gerektirdiğinden yönetim ücretleri de daha yüksek. Yıllık %4-%4,5 bandındaki bu ücretler, TEFAS ekranındaki getirilerden zaten düşülmüş şekilde yansıyor. Yani yatırımcıya ekstra bir maliyet yaratmıyor.

 

Düşük riskli ama değil mi?

Arbitraj fonları, piyasa yönüyle ilgilenmeyip fiyat farkı fırsatlarını değerlendirdikleri için genellikle düşük riskli kabul edilir. Ancak bu, getiri açısından hiçbir zaman negatif gün olmayacağı anlamına gelmiyor. Özellikle Şubat ayında olduğu gibi, spot-vadeli piyasa farklarının azaldığı, arbitraj imkanlarının daraldığı dönemlerde bu fonların mevduat altı getiri sunabildiğini unutmamak gerek.

Bu nedenle arbitraj fonlarına yatırım yapmayı düşünenlerin, bu fonları mevduat alternatifi olarak değil, portföy çeşitlendirme aracı olarak değerlendirmeleri daha doğru olur. Ayrıca getirilerin anlamlı hale gelmesi için 3 ila 6 aylık bir yatırım vadesi öngörülmeli.

 

Sonuç: Dalgalı denizlerde pusulanız olabilir

Sonuç olarak, arbitraj fonları piyasa yönüne duyarsız, algoritmik olarak işleyen ve profesyonelce yönetilen yapıları sayesinde yatırımcısına dalgalı dönemlerde denge unsuru sağlayabilir. Özellikle piyasa yönünden emin olunamayan ve riskin arttığı dönemlerde, portföyün bir bölümünde bu fonlara yer vermek, yatırımcının genel risk-getiri profilini dengeleyebilir.

Ancak unutulmaması gereken nokta şu: Her fon gibi arbitraj fonları da kendi doğası içinde risk barındırır. Bu nedenle yatırım kararı öncesinde getiri geçmişi, stratejisi ve içerik yapısı detaylı şekilde incelenmeli, yatırımcının genel hedefleriyle uyumlu olduğundan emin olunmalıdır.

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar