Barış, savaşın yokluğu değildir

Murat BERK
Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Barış, savaşın yokluğu değildir; bir erdemdir bir zihin halidir, iyilikseverlik, güven ve adalet eğilimidir.”

-– Spinoza, Theologico-Political Treatise, 1670

"Çatışmanın yokluğu barış anlamına gelmez.”

― Dorothy Thomas

 

Ete kemiğe büründüm,

Yunus diye göründüm.

-Yunus Emre

 

Kâfidir gene de ey Ruhum,

Ete kemiğe büründük, göründük – bu da kâfidir.

-Walt Whitman, Vakit Yaklaşırken, Çimen Yaprakları

 

Potansiyel İran-İsrail ateşkesi piyasaları desteklese de dünya, Orta Doğu'daki durumla meşgulken, başka riskler gündemin ön sıralarına gelmeye başlıyor. 7 Temmuz’da yeniden ABD-AB ve Ağustos ayındaki ABD-Çin ticaret görüşmeleri veya ticaret savaşları, ki bunlarda barıştan ziyade ateşkesler gördük, piyasalarda volatilite yaratmaya aday gibi görünüyor.

Ayrıca piyasanın biraz göz ardı ettiğini düşündüğümüz Japonya konusu da var. Japonya’nın para politikası çılgınlığının babası olduğunu belirtebiliriz. Batılı merkez bankalarının son 15 yılda yaptığı her çılgın hamle, Japonya tarafından on yıl önce yapılmıştı. ABD, Sıfır Faiz Oranı Politikası'nı (ZIRP) ve Nicel Gevşemeyi (QE) ilk olarak 2008'de uygulamaya koydu. Japonya'nın merkez bankası BoJ ise bunları sırasıyla 1999 ve 2001'de uygulamaya koydu.

O zamandan bu yana BoJ:

  1. Japon hisse senetlerinde o kadar çok hisse satın aldı ki dünyadaki en büyük Japon hisse senedi hissedarı oldu. Gerçekten de Japonya borsasında işlem gören şirketlerin yüzde 40'ında ilk 10 hissedardan biri konumunda bulunuyor.
  2. Japonya'nın borcunun yüzde 50'sinden fazlasını satın aldı.
  3. Japonya'nın GSYİH'sinin yüzde 25'ine eşit tek bir QE programı başlattı.
  4. Faiz oranlarını negatife düşürdü

Enflasyon, Japonya'ya geldi. Çekirdek enflasyon, Mayıs ayında 2 yıllık zirveye ulaştı ve yıllık bazda yüzde 3,6 beklentilerinin üzerinde yüzde 3,7'ye yükseldi ve bu, BoJ'nin on yıllardır ilk kez parasal koşulları sıkılaştırmaya başlamasından sonra oldu.

Bunun sonucunda, Japon devlet tahvil getirisi 2008'den bu yana görülmemiş seviyelere fırladı. Bu, BoJ için önemli bir sorun teşkil ediyor. Dünyadaki en büyük Japon borcu sahibi olarak, yakında yüzlerce milyar dolarlık zarar olabilir. Alman faizlerinde yatırımların ve bütçe açığının artacak olması nedeniyle Bund faizlerinde artış ile birleşince bu piyasalar açısından ciddi bir risk oluşturuyor.

ABD ekonomisinde henüz ticaret savaşlarının etkisi verilerde kendini yavaş yavaş önümüzdeki haftalarda gösterebilir diye düşünüyoruz. Ondan dolayı da FED faiz indirimi konusunda sabırlı davranacak gibi gözüküyor. Mesela ABD PMI'larına baktığımızda talep devam ediyor ancak fiyat baskıları da belirgin duruyor.

İran-İsrail ve ABD arasında yaşanan tüm bunlar nükleer programı ortadan kaldırmakla mı yoksa rejim değişikliğiyle mi ilgili? Cevap, muhtemelen her ikisi de. Elon Musk’ın Starlink’i bazı haberlere göre sadece iletişim için değil. Ayrıca ABD'nin, İran halkı arasında fikir tohumlaması için de olanak sağladığı konuşulan konular arasında bulunuyor. Sürgündeki İran Kraliyet ailesi üyeleri birkaç gündür İran'a yayın yapıyor. Bir düşünün, Fox News gibi bir Amerikan yayın ağının İngilizce dışında bir dilde yayın yaptığını en son ne zaman gördünüz? İran'ın sürgündeki Veliaht Prensi, HRH Rıza Pehlevi Fox'ta ve YouTube'da Farsça yayın yapıyor.

Görünüşe göre sızıntılara dayanan basın raporları, Savunma İstihbarat Ajansı'nın (DIA) gizli bir raporuna atıfta bulundu. Raporda, B-2 ile gönderilen "Massive Ordnance Penetrator" ile pazar sabahı ABD tarafından yapılan saldırının İran'ın Fordow, Natanz ve Isfahan nükleer tesislerine verdiği zarar değerlendiriliyordu. Isfahan ve Natanz ayrıca denizaltından fırlatılan Tomahawk füzeleriyle de vurulmuştu. Rapor, yalnızca ABD saldırısının değil, aynı tesislere ve diğer stratejik İran hedeflerine karşı bir haftadan uzun süren İsrail saldırısının etkinliği hakkında da soru işaretlerine sebep olabilir. DIA değerlendirmesinin, "düşük güvenilirlik" ve ön istihbarat verilerine dayanarak, saldırıların İran'ın nükleer programının temel bileşenlerini yok etmediği ve muhtemelen nükleer programını sadece birkaç ay geriye götürdüğü sonucuna vardığı bildirildi. ABD istihbarat raporları ayrıca, İran'ın saldırılar gerçekleşmeden önce çok sayıda yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum partisini nükleer tesislerden çıkardığını ve stoklarının bombalamadan etkilenmediğini belirtti.

IAEA ve küresel diplomatlar bir ABD-İran nükleer anlaşması çağrısında bulunsalar bile, ortam hala kaygan. Salı günü, İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi, İran'ın uranyum zenginleştirmesini doğrulanabilir bir şekilde sonlandırmayı reddetti. Nisan ve Mayıs aylarında beş tur ABD-İran görüşmesinin bir anlaşma üretmesini engelleyen aynı engel buydu. Araghchi, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nı (NPT) İran'ın barışçıl nükleer programını koruyamadığı için eleştirdi ve İran'ın IAEA ile iş birliğini sonlandırabileceği tehdidinde bulundu. İran devlet medyasına göre, Çarşamba günü İran'ın seçilmiş Meclisi (parlamento), IAEA ile iş birliğini askıya alma tasarısını onayladı. Yasa haline gelmesi için İran'ın 12 kişilik Muhafız Konseyi tarafından onaylanması gereken yasa tasarısı, IAEA tarafından yapılacak herhangi bir gelecekteki denetimin Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından onaylanması gerektiğini şart koşuyor. Konsey, Ali Hamaney tarafından atanan ülkenin en üst düzey dış politika karar alma organı. Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, İran devlet medyası tarafında İran'ın sivil nükleer programını hızlandıracağını söylediği şeklinde alıntılandı. Bu, piyasaların pek de dikkate almadığı bir risk. Biz aynı ticaret savaşlarında ifade ettiğimiz gibi ateşkes, barış ile aynı şey değil.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın 24 Temmuz'daki bir sonraki toplantısında politika faizini düşürmeyi potansiyel olarak değerlendirebileceğini düşünüyoruz. Bunun sebepleri arasında; bölgesel jeopolitik gerginliklerde bir azalma olması ve 9 Temmuz'dan sonra küresel ticaret savaşında bir tırmanış olmaması gösterilebilir. Ayrıca Haziran ayındaki enflasyon yavaşlamasının Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele konusundaki görüşünü teyit etmesi durumunda mevcut gevşeme döngüsünde başlangıç ​​adımı olarak Temmuz ayında 350 baz puanlık faiz indirimi talep görebiliriz. Jeopolitik ortam çok daha riskli bir hal alır ve şiddetli bir türbülansa sebep olursa Merkez Bankası Temmuz’u da pas geçebilir. Piyasa görüşlerimizde ise bir değişiklik yok altın en favori varlıklardan biri olmaya devam ediyor.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Güneş gözlükleri 20 Haziran 2025
Asıl hikâye 12 Haziran 2025
Gerçekler ve masumiyet 28 Mayıs 2025
İkinci geliş 06 Mayıs 2025
Buzda çatlaklar 27 Şubat 2025
Psikolojik enflasyon 13 Şubat 2025
Faizler nereye? 22 Ocak 2025
Nergis ve Trump 16 Ocak 2025