Bohçamdaki devlet teşvikleri

Aslı GEDİK
Aslı GEDİK VERGİ PORTALI

Bohçaçcı geldi hanım! Türlü türlü teşviklerim, yardımlarım var. Ekonomiye can olsun, sana feda olsun!

Kredi ana para ve faiz ödemelerinin ertelenmesini mi istersin, kira sözleşmelerinin yeniden düzenlenmesini mi? Asgari ücret desteğinden tut, kısa çalışma ödeneğine, düşük faizli krediye… Gel yaklaş, bohçacı geldi hanımlar!

Devletler pandemi dönemi boyunca ekonomiyi canlı tutmak, şirketleri yaşatmak ve çalışanlara nefes olmak için COVID-19 ile mücadele kapsamında türlü türlü devlet teşvikleri ve yardımları açıkladılar. Teşvik ve yardımlar açıklandıkça bir yandan seviniyorum, bir yandan da kara kara düşünüyorum, acaba finansal tablolarımı nasıl etkileyecekler, hangi standardın kapısını çalacağım diye.

Aslına bakarsanız ilk önce kime gitmem gerektiğini biliyorum ama uzun zamandır ziyaret etmediğim için biraz dargın, biraz da küskün Türkiye Muhasebe Standartları TMS 20, nam-ı diğer Devlet Teşviklerinin Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanması.

Vergi avantajı mı devlet teşviki mi?

Ancak bohçadaki her türlü devlet teşvikleri (government grants) ve yardımlarının (government assistance) bu standarda girdiğini zannetmeyin. Örneğin gelir/kurumlar vergisi istisnaları, yatırımı teşvik amaçlı vergi indirimleri, indirilmiş vergi oranlarını elinize alıp da TMS20’yi uygulayacağım derseniz soğuk bir duş alırsınız, çünkü bu konular TMS 12 Gelir Vergileri Standardını ilgilendirir.

TMS 20’yi ziyarete gidip şöyle bol köpüklü kahvesini içmek istiyorsak, önce devlet yardımlarının tanımına bakmak gerekir. Standardın üçüncü paragrafında belirtildiği üzere devlet yardımları, işletmenin faaliyet konuları ile ilgili belirli koşulların geçmişte veya gelecekte yerine getirilmesi karşılığında işletmeye kaynak transferi şeklindeki devlet yardımlarıdır. Anlayacağınız TMS 20’nin kapısından girmenin ilk adımı devletin sağlamış olduğu imtiyazların bu tanıma girip girmediğini belirlemek.

Kim faydalanacak?

Tam kapıdan ilk adımımızı attık, rahat bir nefes alacağız derken, kapıda izbandut gibi bekçi dikilmesin mi! Bekçi Murtaza misali soruyor: Almışsın teşviki, keyfin gıcır. Ama bakalım bu teşvikten sen mi yararlanacaksın, yoksa başkası mı yararlanacak? Valla ne dese haklı. Teşvikin sağladığı faydalardan yararlanan, bu faydaları kontrol eden taraf TMS 20’ye göre muhasebeleştirmeyi yapar.

Örneğin, devlet çalışanlara ödenek sağlamışsa ve bu ödeneğin hangi çalışanlara, hangi tutarda ve ne zaman ödeneceğini yine devlet tarafından belirlemişse, büyük olasılıkta işveren bu ödenekle ilgili teşvikten yararlanan değil sadece aracı olan (“agent”) taraf olacaktır, bu durumda da sağlanan teşvik TMS 20 kapsamına girmeyecektir.

Neyse ki güç bela bekçiye atlattık da TMS 20’nin zilini basabildik. Zile bastık basmasına da “Bohçandaki teşviki bilançoya almak için şartlarım var, onları yerine getirmezsen gerisin geriye geldiğin yere geri dönersin.” diyor.

Çattık mı belaya! Neymiş efendim, devlet teşviklerini finansal tablolarıma yansıtabilmem için (a) teşvikin elde edilmesi için gerekli koşulların işletme tarafından yerine getirilmesi ve (b) teşvikin işletme tarafından elde edilmesine dair makul bir güvence (reasonable assurance) olması lazımmış. Neyse allem ettik kallem ettik, devlet teşvikini sonunda finansal tablolara alabildik.

Gelir yaklaşımı sermaye yaklaşımı

Devlet teşviklerinin muhasebeleştirmesinde sermaye yaklaşımı (capital approach) veya gelir yaklaşımı (income approach) yöntemi izlenir. Sermaye yaklaşımı genellikle varlık alımı, yapımı veya inşaasına dayalı teşviklerde izlenen yöntemdir.

Teşvik gelir tablosunda muhasebeleştirilmek yerine varlığın maliyeti ile ilişkilendirilerek bilançoda izlenir. Bilançoda teşvik kapsamında alınan varlığın maliyetinden düşülür veya ertelenmiş gelir (deferred income) olarak kaydedilir ve varlığın ömrü süresince gelir tablosuna aktarılır. Gelir yaklaşımı modelinde ise alınan teşvik kar zarar tablosunda “diğer gelirler” olarak ya da ilgili harcamadan (örneğin kira, personel gibi) netleştirerek gösterilir.

Sağ olsun TMS 20 sonunda beni içeriye buyur etti ama hemen lafı da gediğine koydu: “Bak kulağına küpe olsun. Devlet teşvikleri, bu teşviklerle karşılanması amaçlanan maliyetlerin gider olarak muhasebeleştirildiği dönemler boyunca sistematik şekilde kâr veya zarara yansıtılır.”

Düşük faizli krediler

Laf lafı açarken bir kelam ettik ki hiç unutmuyorum: “Ah bir de benden sana tavsiye, devletten piyasa faiz oranından düşük bir oranla alınan kredinin faydası, devlet teşviki olarak kabul edilir.

Söz konusu kredi TFRS 9 Finansal Araçlar Standardı uyarınca muhasebeleştirilir ve ölçülür. Düşük faiz oranının yarattığı fayda, kredinin TFRS 9 uyarınca belirlenen başlangıçtaki defter değeri ile elde edilen kazanımlar arasındaki fark olarak ölçülür.”

Bol köpüklü kahveyle başka sohbetlerde görüşmek dileğiyle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar