Bu yıl turizmde büyüme değil mevcudu korumak daha önemli olacak

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Havalar ısınmaya başladı. Turizm sezonu yaklaştı. Bu yıl 42 milyon turist, 35 milyar dolar gelir hedefi açıklanmıştı. Geçen yıl yaklaşık 30 milyon turist, 24,5 milyar dolar turizm geliri rakamı ile karşılaştırıldığında iddialı olsa bile yaklaşma olasılığı yüksek bir hedefti. Pandemi öncesi 2019 yılında yaklaşık 52 milyon turist çekmiş bir ülke olarak, COVID-19’un yavaş yavaş geride kalmaya başlamasını beklediğimiz ve temenni ettiğimiz bir yılda hedef ulaşılabilir bir rakamdı.

Yılın ilk iki aylık verileri de bunu destekliyordu. İki ayda 2,8 milyon kişi ülkemizi ziyaret ederek geçen yılın yüzde 169 üzerine çıkıldı. Sadece Türkiye’de değil dünyada da benzer bir eğilim gözleniyordu. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) Mart ayı barometre raporuna göre, Ocak ayında Dünya genelinde turist sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 130 artış gösterdi. Avrupa’da yüzde 199 arttı. Avrupa her zaman olduğu gibi turizmin en hareketli olduğu bölge konumunu koruyor. Türkiye’de de Ocak ayı artış oranı yüzde 151 oldu. Her şeye rağmen rakamlar küresel ölçekte pandemi öncesinin yüzde 67 altında. Bu oran Türkiye için de yüzde 38. Zaten normal koşullarda, turizmde tam normalleşme için öngörülen tarih 2024 olarak düşünülüyor.

Rusya-Ukrayna savaşı bu tabloyu nasıl değiştirecek merak ediliyor. UNWTO raporuna göre, Şubat ayı sonunda, savaşın başlamasından sonra rezervasyonlar sert düşüşler gösterdi. Mart ayında biraz toparladı ama yılın başındaki ivmesini kaybetti. Mevcut durumda savaş ortamı küresel olarak tüketici güveninde düşüş, büyüme oranlarında bir puan civarında azalma beklentisi yaratmış durumda. Bu makroekonomik tablo bile turizmin neden ivme kaybedeceğini açıklamaya yetebilir. Amerika ve Asyalı turistler diğer bölgelere göre daha fazla riskten kaçınan, riski sevmeyen yapıdadır. Bu bölgelerden gelecek turist akışında daha fazla azalma bekleniyor.

Türkiye açısından baktığımızda,  son verilere göre gelen turistin yüzde 27’si Rusya ve Ukrayna kaynaklı. Geçen yıl yaklaşık 4,7 milyon Rusya’dan, 2,2 milyon Ukrayna’dan olmak üzere 7 milyona yakın turist geldi. Bu yıl zorunlu gelenler dışında Ukrayna’dan turist beklemek hiç gerçekçi değil. Mevcut şartlarda Rusya’dan gelmesi de oldukça zor ya da çok sınırlı kalacak.

Rusya’dan turist gelmesinin zorluğunun birkaç temel nedeni var. Birincisi, uygulanan yaptırımlar Rus ekonomisini çok zorluyor ve zorlamaya devam edecek görünüyor. İkincisi, uygulanan yaptırımlar doğal olarak finansal kiralama yöntemiyle alınan Boeing ve Airbus uçaklarının Rusya dışına çıkışını engelliyor (Alper Eliçin, Turizm Gazetesi, 11 Mart). Hatta finansal kiralama şirketleri 31 Mart tarihine kadar uçakların iadesini talep ediyor. Şu ana kadar dışarı giden 78 uçağa el konulmuş durumda. Rusya’dan gelen turistler ağırlıklı olarak charter uçakları ile geliyorlar. Başka bir ülkenin charter uçaklarının Rusya’dan yolcu taşımasına pek izin verilmiyor. Uçakların bakımları da yaptırımlar nedeniyle güvenlik açığı yaratabilir. Bu şartlar değişmedikçe, turistlerin tarifeli uçaklar ile gelmesi dışında çok alternatifleri olmayacak. O da THY seferleri,  Rus yapımı uçaklarla olan doğrudan ya da aktarmalı Aereflot uçuşları olabilir. Rusya’da paket turlar askıya alınmış durumda. Muhtemelen sadece tarifeli uçakla gelinebildiği için Rusya’dan Türkiye’ye tatil fiyatı son bir ayda yüzde 80 artmış görünüyor (The Economist, 26 Mart). Ayrıca, değil Rusya’dan dışarı turist gitmesi, şu anda Rusya’daki tur operatörleri savaş öncesi dışarı gitmiş Rusları ülkelerine tahliye etmeye çalışıyor. Halen çoğu Mısır’da 5000 Rus turistin tahliye edilmeye çalışıldığı söyleniyor. Sanıyorum, mevcut şartlarda Rusya’dan turist beklemek çok gerçekçi değil.

Elbette şartlar 1-2 ay içinde değişebilir, devam eden müzakereler barış ortamını sağlayabilir, yaptırımlarda esnemeler olur. Aksi takdirde turizm sektörü küresel olarak yara alacaktır. Türkiye’ye gelen turist sayısında sadece Ukrayna ve Rusya’dan değil diğer ülkelerden de azalmalar olabilir ya da artış potansiyeli azalır.

Bu çerçevede baktığımızda,  geçen yıl ulaştığımız 30 milyon turist (bunun 5 milyonu yurtdışındaki vatandaşlarımız) 24, 5 milyar dolar geliri korumak ve hafif üzerine çıkmak başarı olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024