Bugünün parasıyla 685 milyar lira... Nereye harcandı?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Deprem vergisi olarak bilinen özel iletişim vergisinde yirmi yıllık tahsilat 86 milyar lira, yani 37 milyar dolar, yani bugünkü değerle 685 milyar lira...

✔ Tamam, bir vergi geliri tek bir amaç için harcanmaz ama bu kadar para, toplandığı amaç için hiç mi harcanmaz?

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999’da yaşanan depremlerden sonra kamuoyunda deprem vergisi olarak bilinen bir vergi getirildi. Vergi, iletişim hizmetlerine uygulanacaktı ve adı da özel iletişim vergisiydi. Başlangıçta 2000 sonuna kadar uygulanması öngörülen bu verginin süresi önce iki kez uzatıldı, AKP de vergiyi kalıcı hale getirdi.

2003-2022 döneminde, yani tam yirmi yılda bu vergideki tahsilat 86.2 milyar lira oldu. Ama Türkiye gibi çok yüksek enflasyon yaşayan bir ülkede bu tutarı günümüze getirmek gerekir. İlgili yılların ortalama kuruyla hesapladığımızda 86.2 milyar liranın karşılığı 36.5 milyar dolar ediyor. 36.5 milyar dolar, büyük para... Bu parayı da çarpalım bugünkü kurla, alın size 685 milyar lira.

Vergiler bir havuzda toplanır ve her amaçla kullanılabilir, bu doğru. Yani deprem harcaması için oluşturulmuş özel iletişim vergisi de aynı şekilde her harcama için kullanılabilir. Ama bu verginin bir getiriliş amacı var, deprem...

Şimdi iki soru sormak gerek:

1999 depremlerinin yaraları tümüyle sarılmışsa bu vergi niye kalıcı hale getirildi?

Türkiye’de depremlerin hiç bitmeyeceği bilindiği için bu vergi kalıcı hale getirilmişse, ki öyle olmalı, şu durumda bu para belli ki başka yerlere harcandı, öyleyse nerelere harcandı?

Yol, köprü, tünel!

Aslında çoğu kez sorular havada kalıyor.

Bu paranın nerelere harcandığı zamanında itiraf da edildi zaten.

Eski Maliye Bakanlarımızdan biri bu paranın akıbeti sorulduğunda “Sağlık için harcandı, yol, tünel, köprü yapıldı” demişti.

Düşünebiliyor musunuz, bugünün parasıyla 685 milyar liradan söz ediyoruz. Yirmi yılda toplanan ve harcanan para...

Ama yapılan o yolların bir kısmının kağıt helva gibi çöktüğünü, kırıldığını gördük.

Bari iyi yapsaydınız, iyi yaptırsaydınız, işe yarasaydı bu harcama.

Parayı deprem amaçlı topla; başka yerlere, yol yapmaya harca, yaptığın yol depremde çöksün ve geçit vermez hale gelsin, yolun bir tarafında enkaz altında can çekişen insanlar, bir tarafında yardım için çırpınanlar bekleşip dursun!

BU PARA DEPREM İÇİN NASIL KULLANILABİLİR?

Toplanan bir verginin yalnızca tek bir amaç için kullanılmasının söz konusu olmadığını belirttim. Dolayısıyla deprem vergisi olarak bilinen özel iletişim vergisi de vergi havuzuna aktarılmış ve oradan her yere harcanmış. O paranın izini sürmek de mümkün değil zaten.

Öyleyse ne yapmalı, bu para deprem amaçlı toplandığına göre bu amaca hizmet edecek şekilde kullanılması nasıl sağlanmalı?

Bu sorunun yanıtını Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Murat Batı, Para Analiz’de yer alan yazısında veriyor.

“Çare, Deprem Fonu”

Deprem amacıyla toplanan bu paranın deprem için kullanılmasını sağlamanın yolunun bir Deprem Fonu oluşturmaktan geçtiğine dikkat çeken Prof. Batı, Para Analiz’deki değerlendirmesinde şu görüşler dile getiriyor:

“Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre, belirli gelirlerin belirli giderlere tahsisi söz konusu olamaz. Bu, literatürde ‘adem tahsisi’ ilkesi olarak da bilinir. Genel bütçeye doğrudan gelir kaydedilen bu vergiler, Hazinenin havuzuna aktarılır ve toplandığı yer ya da konusuna bakılmaksızın bütçe kanununun izin verdiği ölçüde her türlü kamu hizmeti için harcanabilir.

İşte genel bütçeye gelir kaydedilen ve depremin yaralarını sarmak amacıyla getirilen özel iletişim vergisinin de sadece deprem için kullanılması mümkün değildir.

Bunun çözümü, özel iletişim vergisini genel bütçeye gelir kaydedilen bir vergi türü olmaktan çıkarıp bir fona dönüştürmektir. İşsizlik Fonu gibi denetimi güçlendirilmiş bir fona dönüştürmek bu yaraya merhem olacaktır.

Özel iletişim vergisi bir vergi olarak kaldığı sürece deprem için ilk anda doğrudan kullanılacak bir bütçemiz olmayacak ve deprem durumunda finansman sorumumuz çözümsüz kalacaktır."

Keşke bu depremden ders çıkarılsa...

Güneydoğu’daki depremler biliyoruz ki son olmayacak. Ne zaman yaşanacak bilinmez, kapıda çok daha büyük bir tehlike olarak İstanbul duruyor.

Bundan sonra toplanacak paraları kullanarak depreme daha hazırlıklı yakalanabiliriz. Yapar mıyız, umalım yaparız.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar