Çin dönüm noktasında
Yaşadığımız salgın sürecinde en çok konuşulan ülke, Çin. Çin’i gündeme oturmasının ana nedeni elbette salgının kaynak ülke olması. Çin, başta ABD olmak üzere birçok ülke tarafından salgını gizlemekle suçlanıyor. Aslında Çin’i zan altında bırakan olgu Çin’in yönetim biçimi.
Çin, 2008 krizi ile birlikte ABD ile kur-ticaret savaşlarına başladı. ABD, Çin’i ulusal parası Renbinmi’yi dolar karşısında değerini düşük tutarak ihracatını artırmakla suçladı. Trump’ın başa gelmesi ile ticaret savaşı daha da kızıştı. Başkan Trump, Çin’e karşı ek ithal vergileri koydu, Çin de ABD’yi elinde tuttuğu 3,3 trilyon doları bulan rezervlerini boşaltmakla tehdit etti. Savaş halen devam ediyor.
Dış ticaret hacmindeki artış hızındaki yavaşlama büyümeyi de etkiledi. Büyüme oranı 2008 krizi ile birlikte düşmeye başlayınca iç talebi artırmak için Çin Hükümeti parasal genişlemeyi artırdı. Ülke de borçlanma da hızla artmaya başladı. Çin, inşaat sektörüne en çok kredi plase eden ülke konumuna geldi. Bireyler, şirketler ve devlet sürekli borçlandı. Sonuçta Borç/GSYH oranı 2020 başında %310’a yükseldi ve gelişmekte olan ülkeler içinde Çin ilk sıraya oturdu. GSYH büyüme oranı 2010 yılında %10,64’ü gördükten sonra bir daha %6’nın üzerine çıkmadı, salgınla birlikte de 2020’nin ilk çeyreğinde %6,8 küçüldü, bu oranla da ekonomisi en fazla küçülen ülke Çin oldu (kendisine bağlı Hong Kong’dan sonra).
Yedi yıl önce ekonomik ve siyasi reformlara gideceği taahhüdün de bulunan Çin yönetimi aksi yönde politikalar uyguladı. Devletin ekonomi üzerindeki ağırlığı arttı. Yandaş kapitalizmini ülkeyi veba gibi sardı. Ülke yönetimi her geçen gün daha da fazla otoriter bir rejim haline geldi. Son olarak Uygur Türklerine yönelik adeta soykırım politikaları uygulamaya başladı (Ne yazık ki Türkiye Filistinlilere gösterdiği ilgiyi, Uygur Türklerinden esirgedi). 2018 yılında Çin Komünist Partisi Kurultayı’nda yapılan anayasa değişikliği ile Parti Genel Sekreteri (Devlet Başkanı) Şi Cinping’e ömür boyu başkan olmanın yolu açıldı. Bununla da yetinilmedi anayasaya Mao’dan sonra ilk defa devlet başkanı düşüncesi girdi, artık Çin Anayasasın da “Şi Cinping Düşüncesi” diye bir doktrin var.
Özel sektörün hevesi kırık
Çin Hükümeti’nin izlediği bu kapalı, otoriter yönetim ülkeye olan uluslararası güvenirliği azalttı, salgın ile birlikte bumerang gibi kendisini vurdu. Ülke de krizden önce var olan reform eksikliği, salgın Çin›in ekonomik performansını iyice sarstı ve borca bağımlığını artırdı. Bu durum özel sektörün de yatırım yapma hevesini kırdı. Şimdi Çin bir dönüm noktasında. Ekonomi, artan borçlanma, emlak piyasası balonu, aşırı şişmiş banka bilançoları ile tıkanma noktasına geldi. Makroekonomik risklerin yanında, siyasal sistemin mevcut yapısının yarattığı politik riskler ülkeyi kaosa doğru sürüklemekte.
Çin hükümeti bu durumun farkında. Nitekim bir reform paketi gündeme getirdi. Ancak yönetime artık ne ulusal ne de uluslararası sermaye güvenmiyor.
Çin’in son 40 yıllık büyüme macerasının sürmesi atacağı demokratik adımlara bağlı. Çin yöneticileri mevcut yönetim biçimi ile yolun sonuna geldiler. Umarım “siyasi özgürlük olmadan, ekonomik özgürlük” olmayacağının farkına varırlar.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.