DAO diye bir şey duydunuz mu?
Geçen hafta, Türkiye’nin sayılı kripto varlık yatırımcılarından Demirhan Büyüközcü aradı:
- Bir grup DAO kurmuş ve Amerikan anayasasının ilk kopyalarından birini blok zinciri üzerinden topladığı parayla satın almaya çalışıyormuş.
- DAO ne?
- Decentralized Autonomous Organization (Merkeziyetsiz Otonom Kuruluş)
DAO dediğiniz olay aslında blok zinciri üzerinden birçok akıllı kontratın bir araya getirilmiş hali. Bu akıllı kontratlar sayesinde hem bir iş ile ödemeyi ilişkilendirebiliyorsunuz, hem de daha önemlisi beraber ne yapacağınıza dair karar verme mekanizmaları kurabiliyorsunuz. Bu işleri yaparken de teorik olarak bir merkezi otorite ya da noter gibi güven tesis edici mekanizmaya ihtiyacınız olmuyor. DAO bir nevi bizim kooperatifin modernleşmiş hali. DAO’larda dijitalleşme sayesinde kooperatiflerdeki bir üye bir oy sisteminin aksine birçok ilginç oylama sistemi uygulamanız mümkün.
Sözünü ettiğimiz ConstitutionDAO, Amerikan anayasasının nadir bulunun ilk kopyalarından birini müzayededen satın alıp halka açık biçimde sergilemek için birkaç gün içinde örgütlenip 40 küsur milyon dolar para topladı. Sonuçta müzayedeyi Citadel hedge fonunun sahibi Kenneth Griffin kazandı. Meğer ConstitutionDAO müzayedeci komisyonu ve dokümanın taşıma masraflarını bütçeye dahil etmemiş. Ayrıca, DAO içindeki müzakereler ve ne kadar para toplandığı şeffaf olduğu için zaten her durumda hedge foncu DAO’yu yenmek için ne kadar vermesi gerektiğini biliyordu. Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Yeni işler için yeni DAO’lar kurulacak. Önemli olan buradaki teknolojik altyapı.
DAO kavramını birçok farklı yere uygulamak mümkün. Mesela kat mülkiyeti. Apartman ve site yönetimi hepimizin baş ağrısı. Her kafadan bir ses çıkıyor. Oy hakkı mülk sahiplerinde. Bazı apartmanlar var ki çoğunluk kiracılarda. Aidatı da kiracı ödüyor. Yatırımları ise mülk sahipleri. Kiracıların apartmanın nasıl yönetileceğiyle ilgili söz hakkı yok. Apartmana bir yatırım yapılsa bundan kısmen kiracı kazanıyor, kısmen evinin değeri artan kat malikleri. Ancak hepsinin profili farklı. Mesela kat maliklerinin ağırlıklı kısmı yaşını almış, akan geliri düşük ama mal varlığı yüksek. Kiracıların ise belki aylık geliri daha çok ama mal varlıkları yok. Yılda bir akşam kat maliklerinin bir dairede buluşup çay içerek oy kullandığı genel kurullar yerine, kiracılarla mülk sahiplerinin faydalarını dengeleyecek DAO’lar kurulabilir mi? Mesela kiracının yaşadığı yere yapılacak yatırımların maliyetine katkıda bulunup, evin ilerideki değer artışından da pay alacağı “token”lar çıkarılabilir mi? Aynı yenilikleri belediyeler için de yapmak mümkün. Hem mali durumu sıkışık olan belediyelerimize gelir kapısı olur. Siz olsanız futbol takımınızın “token”ına mı, yoksa yaşadığınız yerin belediyesinin “token”ına mı yatırım yapardınız?
IMF’nin geçen ay yayınlanan raporuna göre, Türkiye kullanıcı sayısı açısından dünyanın en büyük kripto varlık borsaları Binance’te birinci, FTX’te ikinci sırada. Merkeziyetsiz finans ve kripto varlıklar dünya çapında söz sahibi olabileceğimiz bir alan. Bunun için bu varlıkları tüketmek yerine üretmek de lazım. Bir bakıma çeşmenin başına oturmak lazım. Mesela yeni çıkan iddialı merkeziyetsiz finans protokollerinden Avax’ın kurucusu Emin Gün Sirer bizim buralardan. Bu haftasonu İstanbul’da dünyadaki Avax’çıları bir araya getirecekler. Ben ilk kez kripto varlık işini 2013’te Londra’da bir konferansta duymuştum. Katılımcıların kalitesini görünce burada bir iş var, dedim. Finans ve mühendislik dünyasında isim yapmış şirketleri bırakıp kripto işlerine girenlerin sayısı sürekli artıyor. Bu kadar aklın aktığı işler kaçınılmaz olarak büyür. Türkiye’nin gelecek şansı artık fındık, gömlek ve araba satmakta değil, bu işlerde. O nedenle günlük ekonomik gelişmeler yerine bu işlere kafa yormakta fayda var.