Dinginlik, bilgelik turizmi

Muhterem İLGÜNER
Muhterem İLGÜNER MARKA ŞEHİR; Gün Bugün!

Merkezi yönetim turizme toptancı gözüyle bakabilir: “Bu ülkeden bu kadar turist gelse, şu kadar da harcasa dış ödemeler dengesine, cari açığa o kadar katkısı olur.” Ancak esas kazanç perakendeci gözüyle bakabilmekte: “John ve arkadaşlarının ilgi alanı bu, Uppsala’dan (İsveç) gelecek grup için şunları hazırlamalıyız, gibi”. Kolay olmayabilir, fakat cüzdana giden yol önce kalpten, sonra akıldan geçiyor. Deneyim, memnuniyet, sadakat da böyle sağlanıyor; bunun adı sürdürülebilir başarı! Bu başarıyı sağlayabilmek ve rekabet üstünlüğünü elde edebilmek için ziyaretçileri daha detay ilgi alanlarında gruplandırmak gerekecektir. Unutmayın; herkes için her şey eşittir hiç kimse için hiçbir şey!

Deniz-kum-güneş gibi büyük bir pazar diliminde kaçınılmaz olarak yoğun rekabet yaşanacaktır. Akdeniz; güneş aynı güneş, deniz aynı deniz. Bu rekabetten sıyrılmak için Akdeniz’den, Ege’den “fazlası” gerekecektir. Bunun için farklı beklentilere, farklı ihtiyaçlara cevap veren bir turizm anlayışının benimsenmesi beklenecektir. Biz şimdilik buna “perakendeci turizm” diyelim. Perakendeci turizmi şehirlerin başarması daha kolay olacaktır.

Örneğin, araştırmalara göre “dinginlik – wellnes” turizmi sektörün en hızlı büyüyen dilimi. Dinginliğin anlamı şöyle açıklanıyor; durgunluk, sükûnet; fiziksel, psikolojik veya ruhsal faaliyetler yoluyla sağlığı ve refahı teşvik etme. Turizm pazarının bu dilimi toplam harcamaların %17’sini oluşturuyor; 700 milyar dolardan fazla! Gerginliğin hakim olduğu bu dünyada kendini iyi hissetmek, ruhunu dinlendirmek isteyenlerin payı her geçen yıl artıyor. Bu turizm alanının sağlık turizmi ile karıştırılmaması gerektiği belirtiliyor. Şöyle ki, sağlık turizmi tanısı konulmuş bir rahatsızlığın tedavisi amacıyla seyahat iken dinginlik turizmi kişinin genel durumunu onarmak, yönetmek ve geliştirmek amacıyla yapılan seyahat olarak tanımlanıyor. Ayrıca, sağlık turizminde maliyet önemli bir etken iken (saç ekimi gibi) dinginlik turizminde ilk sırada gelmiyor.

Bilgelik turizmi ise daha da özel bir alan, ziyaret edilecek yer ile bağlantısı daha önemli. O yer ile ziyaretçiye yaşatılacak deneyim arasında güçlü bir bağ olması, kurulması bekleniyor. Ziyaretçinin bir an durup, o yerin anlamı ile içinde bulunduğu dönemi ve kendisini sorgulaması, toplumun değişim ve dönüşümü için yeterli donanımı kazanma ihtiyacı hissetmesi sağlanıyor. Örneğin, binlerce yıl önce aynı yerde yaşayan bir bilge kişi uzayda düzensizlik içerisinde bir düzen ve uyum olduğunu, kişinin sözlüğünden “benim” ve “senin” kelimelerini çıkarması halinde sükûnete ereceğini söylüyorsa o yerde düzenlenecek kişisel gelişim programları ayrı bir anlam kazanıyor. Seçilen yerlerde konusunda uzman kişilerin katkıları ile düzenlenen toplantılar, eğitim programları büyük şehirde bir zincir otelin toplantı salonunda anlatılanlardan daha güçlü bir anlamı oluyor.

Kişinin kendini daha iyi hissetmesi, bilgilenmesi, farkındalığının ve özgüveninin artması, çok yönden kendini yenilemesi bu iki ayrıcalıklı turizm alanının temel amacı. Ülkemiz coğrafyası hem dinginlik hem bilgelik turizmi açısından çok şanslı. Ziyaretçinin kendini dingin hissedeceği, kendini dinleyebileceği onca yerin yanı sıra zamanında birçok soyut ve somut bilgiye yön vermiş öğreti merkezlerinde kendini yeniden tanıması, bilgilenmesi ve her anlamda yenilenmesi mümkün. Yeter ki bu ikisini anlamlı bir şekilde bir araya getirebilmeyi başaralım ve turizmin bu artı değerli diliminden yararlanalım.

Haftanın Köyü: PARI, İTALYA

PARI, İtalya’nın Toskana bölgesinde yer alan 250 nüfuslu bir köy. Ortaçağdan kalma bu köyü Toskana tepelerinde yer alan onca benzerinden ayıran özellik Pari’nin bir bilgelik merkezi olarak kullanılması. 2000 yılında kurulan “Pari Yeni Öğrenim Merkezi” kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olup önemli akademisyen ve uzman kişilerin katkılarıyla düzenlenen toplantı ve eğitim programlarına ev sahipliği yapmaktadır.

Tarihçiler, filozoflar, fütüristler, astrofizikçilerin verdiği konferanslar ilgiyle takip edilmekte, yayınlar paylaşılmaktadır. Köy yönetimiyle sıkı bir işbirliği kurulmuş olup eğitim programlarına katılanlar aynı zamanda köyün gelenek ve göreneklerini tanıma, lezzetlerini tatma fırsatı da bulmaktadır. Öğrenim merkezi çalışmaları ile ödül kazanırken 250 nüfuslu bir köy dünyada belli bir alana ilgi duyanların dikkatini de çekmiş bulunmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sosyal şehir 17 Nisan 2024
Eğitim şart! 20 Mart 2024
Yerli 13 Mart 2024
Yumuşak güç-2024  06 Mart 2024
Değişimin ayak sesleri 21 Şubat 2024
Tas aynı, hamam aynı... 07 Şubat 2024
Kıraathane vs. kafe 31 Ocak 2024