Elektrikli traktörün babayiğidi Musk’a mı, Tesla’ya mı benziyor?

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Önce bu iki isim arasındaki farkı anlatalım. Nikola Tesla, elektrik ve makine mühendisi, büyük bir fizikçi ve sayısız icat sahibi bir mucit. 1943’te öldüğünde geride binlerce icada dönüşebilecek patentli patentsiz fikirler bırakmış bir isim. Elon Musk ise günümüzün girişim dehası. 2003 yılında kurulmuş ve bugün piyasa değeri 1 trilyon dolara ulaşmış elektrikli otomobil markası Tesla’nın ve Mars’a insanlı yolculuk için hazırlanan Spacex’in sahibi. Bu iki isimle ilgili ne duysak ‘keşke ülkemizde de bu konularda başarılı isimler çıkabilse’ diyoruz. Bence bu iki isme de benzeyen bir Türk var. Şu anda benzer konularda ölçülebilir başarısı onlar kadar büyük değil ama en azından Tesla gibi mucit ve Musk gibi inatçı bir girişimcimiz sessiz ve emin adımlarla ilerliyor.

O isim tıpkı Elon Musk gibi 2003 yılından beri elektrikli araçlar üzerinde çalışan Önder Yol. Makine mühendisi ve girişimci Önder Yol, elektrikli araçlar ve enerji depolama teknolojilerindeki buluşları nedeniyle küresel sermayeden ‘açık çek nitelikli ortak yatırım’ davetleri aldı ama direndi ve ülkesinde üretim yatırımını tercin etti. Nikola Tesla kadar olmasa da 3 bine yakın patentlenebilir fikri olan Önder Yol’un (patente inanmıyor) tasarladığı ve seri üretimine başlanan her şeyi yerli milli, dünyada seri üretime geçebilecek tek elektrikli traktörünün uluslararası lansmanı, yüksek ihtimalle bu ay içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilecek. (Daha önce 2020 sonu ve 2021 Haziran için tarih verilmişti).

Test sürüşünden ya da birkaç adetlik üretimden bahsetmiyorum. Bu konunun otoritelerinin iyi bildiği tüm süreçleri tamamlanmış, tip onay belgesine başvurmuş ve seri üretimi, satışı başlayacak bir ‘elektrikli traktör devriminden’ bahsediyorum.

500 milyar dolarlık teknoloji şirketi hayal mi?

Gelelim, yazının başlığındaki ‘Musk mı Tesla mı’ sorusunun yanıtına. Hepimiz biliyoruz ki ‘elektrikli taşıtlar’ aslında 200 yıla yakın tarihi olan bir teknolojidir. Otomotiv sanayi başlangıçta yola elektrikli araçlarla çıkmıştı. İlk elektrikli araç da 1835 yılında üretilmişti ve 1897’de New York sokaklarında elektrikli taksiler dolaşıyordu. Ancak sonradan küresel petrol lobileri baskın çıkınca elektrikli otomobil işi rafa kaldırılmıştı. Petrol fiyatlarının ve karbon salınımının bir küresel belaya dönüşmesi, tekrar elektrikli araçlara dönüşü başlattı. Elon Musk’un 2004’te yatırım yaptığı Tesla, 100 yıllık otomobil markalarından daha değerli bir şirket oldu. Şimdi otomotivdeki tüm oyuncular elektrikli teknolojide yarışa girmiş durumda. Pil menzil ve şarj süreleri ile ilk satış fiyatı bu konudaki rekabeti belirliyor.

Önder Yol’un, bu alanda sahip olduğu teknoloji ise Musk’un Tesla’sından daha iyi ve yakın zamanda menzili 2 bin kilometreye çıkarabilir. Ancak üretime otomobil ile başlayamadı. Bir bakıma devletin de sahiplenmesi ile Traktör ile üretime başlıyor. Ayrıca, farklı ortaklıklarla, elektrikli ağır inşaat makineleri, kamyon ve otobüs üretimleri de yakın gelecekte mümkün görünüyor (İstanbul Havalimanı’nda uçaklara yük taşıyan elektrikli kamyonlar onun teknolojisi). Bu konularda ciddi ortaklık tekliflerini, teklif edenlerden öğrendim. Elektriklinin bir de detayına hiç giremeyeceğimiz ama hızla ilerleyen ‘savunma sanayi’ cephesi var. Birileri tökezletmezse, 5 yılda 100, 10 yılda 500 milyar dolar değerinde (kârlılığı çok yüksek olduğu için) bir Türk teknoloji devi neden mümkün olmasın?

Şirket ve fabrika nasıl ve nerede kuruldu?

ZY Elektrikli Traktör, yüzde 50 Önder Yol ve yüzde 50 Ziraat Girişim Sermayesi ortaklığında kurulmuştu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin insiyatif alarak hayata geçirdiği bu girişim kapsamında ilk üretilen traktörleri 26 Temmuz 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarlada test etmişti. O gün, medyanın önemli bir kısmı ‘yerli ve milli elektrikli traktörden’ çok Sayın Erdoğan’ın ayağındaki galoşlara odaklanmıştı. ZY Elektrikli Traktör, Dilovası’ndaki (Kocaeli) fabrikasında yıllık 1000 adetlik üretimle işe başlıyor. Açılıştan sonra ilk teslimatlar TİGEM’e yapılacak (alım garantisi var). Testler de TİGEM’de ve Tarım ve Orman Bakanlığı tesislerinin kapalı alanlarında gerçekleşmişti. Talebe göre kısa sürede 10 bin adetlik üretime çıkmak mümkün olacak. Adının Ekin olması beklenen yerli ve milli elektrikli traktörün üzerindeki 38 yazılımın tamamı yerli. 85 mühendisin emek verdiği Ekin’in 3 tipi üretilecek. ZY Elektrikli traktörün büyüklerinde beygir gücü 320 olacak. 20 dakikada şarj ile 8 saat çalışacak traktörler aynı zamanda jeneratör işlevi de görebilecek, gerektiğinde traktördeki depolanmış elektrik eve verilebilecek. 320 beygir güce, kepçe ve kazıcı yükleyici (bekoloder) de takılabilecek. Tahmini küresel fiyatı 200 bin dolar. İşin büyüme potansiyeline göre Ziraat Girişim’in satabileceği hisseler için öncelik Önder Yol’da. Fabrika, 1000 adet yıllık üretimle, 200 milyon dolar ciroya kısa sürede ulaşabilir.

Çelik ihracatı, otomotivi geçer mi?

Ekim ayı ihracat rakamlarına göre, otomotiv sanayi ihracatı 2 milyar 606 milyon dolar oldu. 2020 Ekim ayına göre yüzde 10,6 gerileme var. 10 aylık ihracat yüzde 19 artışla 23,8 milyar dolara, yıllık ihracat ise yüzde 18,3 artışla 29,3 milyar dolara ulaşmış durumda. Ancak, aylıktaki düşüşe rağmen ihracatta otomotivin şampiyonluğu öyle kolay kolay geçilecek gibi değil. Uzun süredir ihracatın şampiyonu olan sektörün performansını olumsuz etkileyen faktör ise ‘küresel çip krizi’ oldu. Çip krizi aşıldığında yıllık ihracatın birkaç ay içinde 35 milyar dolara ulaşması ve rekor kırması işten bile değil. Otomotivi ihracat şampiyonluğunda en yakın takip eden sektörler ise kimyevi madde ve mamulleri, çelik ve hazır giyim konfeksiyon ihracatları. Çelikteki yüksek hızlı artış (yüzde 107) Ekim ayında da devam etti ve yıllık çelik ihracatımız 18,1 milyar dolara ulaştı. Çelik ihracatının, bu hıza rağmen otomotivle aradaki farkı kapatması ve liderliğe oturması pek mümkün görünmüyor.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, “Ekim ayında düşüş yaşamamıza rağmen, bu yıl aylık bazda en yüksek ikinci ihracat rakamına ulaştık. Aynı zamanda ekimdeki 2,6 milyar dolarlık aylık ihracatla bu yılki ortalamanın üzerinde bir rakama eriştik. Geçen ay tüm ana ürün gruplarında ihracatımız düşmekle birlikte Rusya’ya yüzde 32 ile kayda değer bir artış elde ettik” diyor. Başkan Çelik’in verdiği bilgiye göre ekimde binek otomobil ihracatı yüzde 12,5 azalarak 940 milyon dolara, eşya taşımaya mahsus taşıtlar ihracatı yüzde 19 azalarak 467 milyon dolara ve otobüs minibüs midibüs ihracatı yüzde 34 azalarak 107 milyon dolara düştü. Çekiciler ihracatı ise yüzde 57 artarak 110 milyon dolara yükseldi.

Yıllık enflasyonda rahatlama başka bahara mı kaldı?

Ekim ayı enflasyonu, yüzde 2,39 geldi ve genellikle ‘beklentilerin altında kaldı’ diye yorumlandı. Ancak, yaz aylarında ekim ve kasım enflasyonları için genellikle ‘yıllık enflasyonu rahatlatacak rakamlar bekleniyordu. Çünkü 2020 Ekim ayı enflasyonu yüzde 2,13, kasım enflasyonu ise yüzde 2,30’du. Dolayısıyla 2021 ekim ve kasım aylarında bu rakamların altındaki her rakam yıllık enflasyonu yüzde 16’ya doğru çekebilirdi. Ancak, ‘küresel enflasyon ve kurlardaki yukarı atak nedeniyle bu gerçekleşmedi. Şimdi kasım ayı enflasyonu da yüzde 2,30’un üzerinde gelirse yıllık enflasyonumuz yüzde 20’yi aşacak. Sonraki ayların enflasyonları dikkate alındığında artık yıllık enflasyonda olumlu baz etkisi kış aylarında hatta 2022 baharında bile görülmeyebilir. Bu durumda Merkez Bankası’nın “sınırlı faiz indirimi kaldı” söylemine rağmen faiz indirimine devam edilir mi? Edilirse ne olur? Bence, en az 6 ay oyunca vatandaşın bir gözü enflasyonda bir gözü de dolarda olur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar