Eleman seçiminde mülâkat

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Bir anı

Bankaya müfettiş yardımcısı alacaktık. Üniversitelerin belirli fakültelerinden mezun, İngilizce bilen, belli bir yaşın altında adaylar arıyorduk. Gerekli koşulları sağlayan ve İngilizce sınavını geçenleri sözlü mülakata çağırmıştık. Mülâkattan, genel yetenek ve İngilizce sınavından aldıkları notların ağırlıklı ortalamasına göre adayları sıralamıştık. Listede son sırada olan adayın toplam puanı eşikte kalmıştı. Almakla almamak arasında bir noktadaydık. Bu eşikte kalmasının nedeni de benim mülâkatta verdiğim düşük puan idi. Genel Müdür sordu: “Dr. Tandoğan bu düşük puanı vermenin, olumsuz görüşünün nedeni nedir?” Ben de şöyle anlattım: “Bu genç adaya çok sevdiğim bir soruyu sordum : “Neden müfettiş olmak istiyorsunuz? Sizi bu mesleğe çeken şey nedir?”. Aday bu soru karşısında gözlerini kıstı. “Müfettişliğin gücünü seviyorum” dedi. Bildiğiniz gibi müfettişlik, yetkileri geniş olan bir meslektir. Denetleme yapar, uygunsuzlukları saptar. Sorumluluk sahibi kişilerin kararlarını değerlendirir. Eğer bu işleri yapan kişide güç açlığı varsa, bana göre bu bir davranış bozukluğudur. Değerlendirmeleri tehlikeli olabilir. Bu nedenle oyumu bu kişinin alınmaması yönünde kullanıyorum.” Genel Müdür her zamanki zarafeti içinde “Evet, Dr. Tandoğan. Seni anlıyorum. Ancak bu toptan alımdan sonra adaylara eğitim vereceğiz. Bir kişi eksik, bir kişi fazla; bize maliyeti yok. Eğer yanlış kişiyi işe almışsak kısa sürede belli olur, işten çıkarırız. Tek kaybımız bu kişiye bu sürede verdiğimiz maaşlar olur. O kadarlık bir maliyeti de kaldırabiliriz” dedi. Kişiyi işe aldık. Ancak davranışları ile eğitim döneminde ve sonrasında arkadaşlarını hep rahatsız etti. İlk teftiş görevinde şubeye gittiğinde o özlemindeki gücünü kullanmış, şube müdüründen kendisine çay getirmesini istemişti. Bu, bardağı taşıran son damla oldu. Bunu duyan Genel Müdür “Evet, sen değerlendirmende haklıymışsın. Bu kişi, bu iş için uygun değil” dedi. Kişiyi işten çıkardık.

Mülâkat nedir?

Mülâkat, seçme sürecinde bir adımdır. Ve de yukardaki olayda görüldüğü gibi önemli bir adımdır. Adayın, bu işe uygun olup olmadığına karar vermek için son duraktır. O ana kadar adayla ilgili bir takım bilgiler elinizdedir. Size yolladığı özgeçmişinde bitirdiği okullar, o ana kadar yaptığı işler, üstlendiği sorumluklar vardır. Eğer bir sınav yapmışsanız, bir kişilik testi vermişseniz onun sonuçları da elinizdedir. Ama bunlar yeterli değildir. Adayı dünya gözüyle görmeniz ve tartmanız gerekir. Elinizdeki belgelerde yazan şeyleri yapan kişiyi yakından tanımalısınız. En azından o belgelerde aklınıza takılan şeyleri sorup aydınlığa kavuşturursunuz. Kişinin işe ve kuruma olan motivasyonunu anlamaya çalışırsınız. Kurumun kültürüne uygun olup olmadığına bakarsınız. Mevcut bilgiler, kişinin o ana kadarki birikimini gösterir. Mülâkat ile kişinin potansiyelini de değerlendirirsiniz.

Mülakat kalksın mı?

Mülâkat bu kadar önemli iken, Cumhurbaşkanı seçim vaatleri arasında şunları söyledi: “Kamuda işe alımlarda mülâkatı kaldıracağız. Kamuda işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız. “ Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı da “İktidar olduğumuzda mülâkat belasını kaldıracağız “ dedi.

Ne oldu da eleman seçiminde önemli bir yeri olan mülâkat “tu kaka” oldu? Kamuya eleman alımında torpili, adam kayırmayı önleme için “Kamu Personeli Seçim Sınavı” getirilmişti. Ancak mülâkat puanları kullanılarak yapılan haksızlıklar ayyuka çıktı. KPSS puanı yüksek olan adaylar, mülâkat puanları ile elendiler. Mülâkat bir ayrımcılık aracı olarak kullanılmaya başlandı.

Sonuç

Eleman alımında sadece KPSS puanına dayanmak yeterli değildir. Birileri kötüye kullandı diye mülâkatı kaldırmak, arabalar kaza yapıyor diye motorlu araçları yasaklamak gibi bir şeydir.

Mülâkatı yapacak kişilerin doğru seçilmesi ve eğitilmesi gerekir. Burada da mesele, asıl önemli seçime, kurumların başındaki kişiyi doğru seçmeye gelir. Eğer kurumun başındaki kişi doğru değilse, en doğru elemanı da alsanız o kurumdan hayır gelmez. O doğru eleman da o kurumda kalmaz.

Elemanı görmeden sadece KPSS puanına bakarak almak, görücü usulü evlenmeye benzer; doğru olmaz.

KPSS puanı yüksek olduğu halde, mülâkatta partizanlık yaparak kişilerin hakkını yemek ise yetkiyi kötüye kullanmaktır. Buna yıllarca göz yumup yumurta kapıya gelince seçim arifesinde ses çıkarmak ise taşınan sorumlulukla bağdaşmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bir banka ve yalnızlık 09 Temmuz 2024
Bir hatır meselesi 02 Temmuz 2024
Bir yolculuk 21 Mayıs 2024
Bir insanlık borcu 30 Nisan 2024