Erdoğan-Özel görüşmesinin arka planı

Mete BELOVACIKLI
Mete BELOVACIKLI İZ DÜŞÜMÜ

İki liderin görüşmesi ile her şey normale döner mi, siyasete bahar havası gelir mi?

İki tarafın kalemşörlerine bakarsak; her şey güllük gülistanlık. Ve herkes bu yumuşamanın devam etmesini istiyor. Görüşme sonrası iktidara yakın matbuat “tarihi buluşma” diye manşetler atarken, bazı yazarları da “aman bu hava bozulmasın” diyerek üstü örtülü tehditler savurmayı ihmal etmiyorlar:

“Eğer Özgür Özel siyasi kutuplaşmayı bırakır, kendisini ve partisini kısır siyasi kavgaların dışına atmayı başarırsa tarihe Özgür Özel olarak geçecek.

Eğer direnemez, birtakım güçlerin etkisinde kalır ve şu an oluşmaya başlayan olumlu havayı yıkmaya kalkarsa da tarihe özel Özgür olarak geçecek.”

Kimine göreyse görüşmeden sonra Kılıçdaroğlu'nu ziyaret eden Özel, eski genel başkanına "Siyasette yumuşama sürecine daha fazla engel çıkarılmaması" yönünde konuşma yapmış.

Peki, ama gerçekten durum böyle mi?

Önce bir saptama yapalım, Türkiye’deki siyasi ihtiraslarla Türkiye’nin ihtiyaçları çok uzun zamandır birbiriyle örtüşmüyor. Misal; halk ekonomik açıdan yanarken yukarıdaki siyasetçiler “bahar havası”ndan dem vuruyor. Kılıçdaroğlu gibi “…Doların 30 liranın üstünde olduğu, bir kuru ekmeğin 10 lira olduğu, icra dosyalarını istifleyebilmek için ek binaların kiralandığı bir ülkede;

Bu düzenin kurucusu sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir..!” deyince de “bozguncu” ilan edilip bir anda hedef haline getiriliyorsunuz.

Neden?

Çünkü Cumhurbaşkanı, Özel ile görüşmesinden sonra, "Bu adımın atılmasıyla siyasetin ülkemizde yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz" demiş. "Ben de Özgür Bey'e böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim" diye devam etmiş, "Türkiye'nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var" diyerek de noktayı koymuş.

Böylece siyasette “bahar havası” yaşanmaya başlamış!

Peki, ama son 22 yıldır ülkeyi adeta birbirine selam vermeyen iki kampa ayıran, nefret dilini miting meydanlarının vazgeçilmezi yapan bu iktidar değil miydi? Şimdi ne oldu da yumuşama/uzlaşma sinyalleri veriliyor?

İsterseniz iktidar ve Özel cephesinden ayrı ayrı bakalım konuya:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aslında geçen yıl yeniden Cumhurbaşkanı seçildiğinden beri yeni bir arayış içinde olduğu sır değil. 2023 seçimlerinde açıkça hissedilen çözülme 31 Mart seçimleri ile aleniyet kazandı. Eğer şartlar bir erken seçimi zorlamazsa, şimdi iktidarın önünde 2028 seçimleri var. Ve 2018’den bu yana darmadağın ettiği ekonomiyi ve uluslararası ilişkileri toparlamak için zaman ve sakinliğe ihtiyacı var. Yani “normalleşmeye” herkesten çok Erdoğan’ın ihtiyacı var; çünkü içinde bulunulan durum ne ekonomik olarak ne siyasi olarak ne de dış ilişkiler açısından sürdürülebilir değil.

E bir de meşhur anayasa meselesi var tabii. Yerel seçim yenilgisi ile eli kolu bağlanan iktidar, referandum ile değiştirmesi zora giren Anayasa değişikliğini TBMM çatısı altında halletmek istiyor. Erdoğan sonrasına sıkıntısız geçiş için gerekli değişiklikler başka türlü olmuyor, olamıyor çünkü.

Son olarak Metropoll araştırma şirketinin başkanı Özer Sencar’ın iki saptamasına dikkat etmek lazım: Biri, son yaptıkları ankete göre, “Seçmenlerin yaklaşık %70’i iktidarın zenginlerden yana olduğunu düşünüyor. Fakirlerden yana olduğunu düşünenler sadece %16. Alt gelir gruplarının geçim sıkıntısı iktidarı ikinci parti yaptı.”

Diğeri ise şu:

"Erdoğan İmamoğlu'nun karşısına rakip olarak çıkmasını istemeyecektir. Yavaş ve İmamoğlu başkanlık seçimini rahatlıkla alırlar. Erdoğan, Özel'i kendisi için en uygun rakip olarak görebilir."

Buradan Özel cephesine geçelim.

Özel’in iki yarı sorunu var. Birincisi CHP içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yabana atılmayacak bir gücü var. Gerek Meclis grubunda gerekse parti örgütünde Kılıçdaroğlu’nu destekleyen isimler yabana atılmayacak kadar fazla.

Öte yandan İmamoğlu ve Yavaş potansiyel adaylar olarak bütün ağırlıkları ile orta yerde duruyorlar. O yüzden Özel, şimdilik tam anlamıyla koltuğa yerleşmiş muktedir bir genel başkan hüviyetinde değil ikili hatta üçlü bir kıskaç içerisinde. Üçüncü kıskaç ise kuşkusuz 2028’e kadar kavgasız gürültüsüz ve işine odaklanarak şehirleri iyi yönetebildiğini gösterebilecek bir CHP oluşturmak.

Yani, Tayyip Erdoğan kendine bir çıkış alternatifi arıyor, Özgür Özel ise genel başkanlığını pekiştirmek…

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar