Hisse senedi fonu, tema bazlı mı yoksa aktif yönetim mi?
Borsa İstanbul, 10.000 puanın üzerinde tutunma çabalarını sürdürürken, yatırımcıların odak noktası 9.000’den 10.000’e yükselişte lokomotif görevini üstlenen temalar oldu.. Bu dönemde bankacılık ve inşaat temalarının ön plana çıkması, yatırımcılar için tema bazlı stratejileri cazip hale getiriyor. Ancak, bu süreçte aktif yönetilen hisse senedi fonlarının sunduğu esneklik ve çeşitlendirme olanakları da önemli.
Tema bazlı yatırım mı, aktif yönetim mi?
Son piyasa dinamikleri, tematik yatırımların önemini vurguluyor. Bankacılık sektörü yükselişlere liderlik ederken, inşaat sektörü de güçlü bir destek sunuyor. Özellikle Suriye’deki gelişmeler ve yakın gelecekte oluşabilecek bir yeniden inşa süreci ile taş/toprak, metal, cam temalı hisselere yatırımcının ilgisi arttı. Buna ek olarak faiz indirim süreci ve yılsonu değerleme ile gündeme gelen Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları da inşaat temasını besliyor. Ancak tek bir temaya odaklanmak, riskleri de beraberinde getiriyor. Bu noktada, aktif yönetilen hisse senedi fonları yatırımcılar için güçlü bir alternatif sunabilir. Bu fonlar, piyasa koşullarına göre temalar ve hisseler arasında hızlı geçiş yaparak, portföyleri sürekli olarak optimize ediyor.
Aktif yönetilen fonların performansı
Son dönemde öne çıkan fonlara baktığımızda farklı sektörleri içeren ve yukarıda bahsettiğim temalara da odaklanan fonların BIST100 üzeri getiriyi yatırımcılara sağladığını ve tema içeren fonlara göre daha istikrarlı bir getiri sunduğunu söyleyebiliriz.
Tabloda 12 Aralık itibarıyla son bir ay/yıllık dönemde BIST100 getirisini geçen ve aktif yönetilen (tema/endekse bağlı olmayan) 6 hisse senedi fonunun son dönem performansları yer alıyor. Bu getiriler ve içerikleri fonların piyasa koşullarına nasıl adapte olduklarını gösteriyor:
Bu tabloda dikkat çeken bazı noktalar şunlar:
• TEB Portföy Hisse Senedi Fonu (TYH), yıllık yüzde 63,3 performans gösterirken, aylık yüzde 12,7 ile istikrarlı bir büyüme sergiliyor. Bu fonun odaklandığı bankacılık, holding ve telekom sektörleri, güncel piyasa dinamikleriyle uyumlu bir strateji sunuyor.
• Allbatross Portföy (IHA) ve Global Md Portföy (EC2) fonları, GYO ve bankacılık temalarına ağırlık vererek, son dönemin öne çıkan sektörlerinde güçlü performans yakalıyor.
• Deniz Portföy (DAH) ve Azimut Portföy (GL1) gibi fonlar, birden fazla sektöre yayılan yatırım stratejileriyle riskleri dağıtarak yüksek getiri sunuyor.
Yatırımcılar ne yapmalı?
1- Temalar arasında geçiş: Sektörlerin rotasyon dönemlerinde farklılaştığını göz önünde bulundurarak, bankacılık,holding ve inşaat/GYO gibi öne çıkan temaları yakından takip etmek önemli. Ancak bu tür temaların getiri potansiyeli düşmeye başladığında, gıda veya ulaştırma gibi sektörlere yönelen fonları değerlendirmek faydalı olabilir.
2- Aktif yönetilen fonların avantajları: Eğer bireysel olarak sektör ve hisse seçiminde uzman değilseniz, aktif yönetilen hisse senedi fonlar tercih edilebilir. Bu fonlar, portföylerini piyasa koşullarına göre sürekli optimize ederek yatırımcılar için hem zaman hem de bilgi avantajı sağlıyor.
3- Dengeli bir portföy: Fonlar arasında dağılım yaparken, getirinin yanı sıra risk faktörlerini de hesaba katmak gerekir. Örneğin, yüksek getiri sağlayan fonların yanında, istikrarlı ve düşük volatiliteye sahip para piyasası, borçlanma araçları veya temkinli/dengeli değişken fonlarına da yer verilebilir.
Sonuç: Esneklik kazandırır
Borsa İstanbul’da öne çıkan temalar sürekli değişebilir. Bu nedenle, hem tematik yatırımları hem de aktif yönetilen fonları bir arada değerlendirerek, esnek bir yatırım stratejisi oluşturmak şart. Bankacılık ve inşaat temalarının hala yükselişte olduğu bu dönemde, temaları takip etmek kadar, değişimlere hızlı uyum sağlayan fonlardan da faydalanmak, yatırımcılar için kritik bir başarı faktörü olacaktır.