Hurma miktarının artırılmasını istemek yerine

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU

Ekonomideki faaliyet hacmine ilişkin sevimsiz gidişata işaret eden göstergeler yayınlanmaya devam ediyor. Merkez Bankası, pazartesi günü Ağustos ayı kapasite kullanım oranı ile reel kesim güven endeksini açıklandı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle ilgiliyim (arınmamışlarda belirteceğim eğilimler daha da güçlü). Kapasite kullanım oranı düşmeye devam ediyor: Ağustos’ta yüzde 75,7 oldu; Temmuz’a göre 0,2 puan azaldı. Geride bıraktığımız yılsonuna göre ise 1.6 puan daha düşük. Dolayısıyla, tek aylık bir gelişme değil bu; bir eğilim oluşmaya başladı.

Reel kesim güven endeksindeki gidişat da az sevimsiz değil. Grafikte Eylül 2021’den bu yana endeksin seyri gösteriliyor. Neden Eylül 2021’den itibaren olduğu açık olmalı ama yine de tekrarlamakta yarar var. Haziran 2023’te sona eren (sona ermek zorunda kalan) ve başımıza yüksek enflasyon ile yüksek dolarlaşma belasını saran saçma para politikasının uygulanmaya başladığı ay çünkü. Bu arada merak: O saçma para politikasının altına imzalarını atanlar acaba ne yapmaktadırlar şimdilerde?

Endeks, Haziran 2023’ten ama özellikle Ekim 2023’ten bu yana aşağı doğru eğilim gösteriyor. Ağustos’ta bir yıl öncesine göre yüzde 6,3, bir ay öncesine göre ise yüzde 0,7 puan daha düşük. Endeks, üretim hacmi, siparişler, istihdam, stoklar ve yatırım harcamaları gibi alt kalemlerden oluşuyor. Bu alt kalemlerin gelecek üç aya ilişkin olanlarının hepsinde bir ay öncesine kıyasla düşüş var. Bazıları çok belirgin.

Dikkatli okuyucular hemen “bu endekste bir terslik olmasın; 2022 sonlarından ödemeler dengesi krizinin eşiğine geldiğimiz Mayıs 2023’e kadar neden artıyor?” diye sorabilirler. Haklılar elbette. Yanıt açık: Sağa sola bol kepçe para saçıldığı, çok düşük faizlerle kredi açıldığı seçim öncesi çünkü. Reel kesim güven endeksi imalat sanayinde faaliyet gösteren şirketlere yönelik; seçim ekonomisi üretim ve satış hacimlerini artırıyor.

Yanlış anlaşılmasın; “bugün yenen hurmalar gün gelir tırmalar” demiyorum. Endeks, adı gibi tam sözlük anlamıyla ‘güven’ endeksi olsaydı, elbette şirketlerimiz “durun yahu bu gidişat gidişat değil, bu seçim ekonomisi sürdürülemez” der ve güvenlerinin azaldığını beyan ederlerdi. Ama endeks, satışlardan, üretimden ve benzerlerinden oluştuğu için onlar da naçar mevcut durumu belirtmişler ankete verdikleri cevaplarda.

Yukarıda belirtilenlerden o zamanki üretim ve satış benzeri göstergelerin iyi olduğuna şüphe yok. Ama ikincisi, yani, şirketlerin sözcük anlamıyla ekonomik gidişata güven duyup duymadıklarına birçoğunun belirttiğim cevabı vereceğinden şüpheliyim. Zaten verecek olsalardı o zaman uyarılarda bulunabilirlerdi. Kaldı ki o zamanki hurmaların doğal bir sonucu olan tırmalamalar karşısında bugünlerde şikâyetler giderek artıyor.

Ama şikâyetlerin çoğu yine hurma miktarının artırılmasına ilişkin. Oysa programın eksikliklerinin giderilmesini talep etmeliler: Adil ve hızlı çalışan bir hukuk sistemi. Yeni bir İhale Yasası. Yüksek gelir gruplarından daha çok vergi alınması. TÜİK’in açıkladığı istatistiklere güveni artırıcı yapısal değişiklik… Aman kafanız karışmasın; başka bir ülkeden değil Türkiye’den söz ediyorum.   

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar