Kalkınma bankalarından okyanuslardaki plastiklerle mücadeleye 3 milyar Euro
Mikroplastiklerin okyanuslar kadar hava, toprak ve canlı yaşamına da karışması, giderek büyüyen bir endişe kaynağına dönüşmüş durumda. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, denizlere karışan plastik atık miktarının 2040 yılına kadar üç katına çıkarak yılda 37 milyon tona ulaşması bekleniyor.
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, mevcut gidişat devam ederse denizlere karışan plastik atık miktarının 2040 yılına kadar üç katına çıkarak yılda 37 milyon tona ulaşması bekleniyor. 2021’de bu rakam yaklaşık 11 milyon tondu.
Avrupa Yatırım Bankası öncülüğünde bir araya gelen bir grup kalkınma bankası, okyanuslardaki plastik kirliliğiyle mücadele amacıyla 2030 yılı sonuna kadar en az 3 milyar Euro yatırım yapmayı planlıyor. Bu adım, dünyanın bu alandaki en kapsamlı girişimi olan “Temiz Okyanuslar İnisiyatifi”nin ikinci aşamasını başlatıyor.
Fransa, Almanya, İspanya, İtalya’dan kamu bankaları ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın da desteklediği ilk aşamada, 2018 ile 2025 Mayıs ayları arasında 4 milyar Euro’luk yatırım taahhüdü hayata geçirildi. Bu yatırımlar Sri Lanka’da atık su arıtma, Togo’da katı atık yönetimi ve Benin’de sel koruma sistemleri gibi projeleri kapsıyordu.
Avrupa Yatırım Bankası (EIB) Proje Lideri Stefanie Lindenberg, Fransa’nın Nice kentinde düzenlenen BM konferansında yaptığı açıklamada, “Temiz Okyanuslar İnisiyatifi 2.0” kapsamında yatırım miktarının yeni ortakların katılımıyla daha da artabileceğini belirtti. İkinci aşamaya Asya Kalkınma Bankası da dahil oldu; Dünya Bankası ve Latin Amerika ülkelerinde faaliyet gösteren Inter-American Kalkınma Bankası ile görüşmeler sürüyor.
Atıkla mücadelede yeni aşamaya geçiliyor
Yeni aşamada yalnızca atık su ve katı atık yönetimi değil, aynı zamanda plastik atığın kaynağında azaltılmasına yönelik çözümler de gündemde olacak. Bu kapsamda, yeni ambalaj türlerinin geliştirilmesi ve geri dönüşüm oranlarının artırılması gibi upstream (yukarı akış) çözümlere odaklanılacak.
Lindenberg, “Yeni teknolojilerin, ambalaj türlerinin ve ürünlerin geliştirilmesinde daha az risk alınmasını sağlayabiliriz. Uygun finansman, hibeler veya üçüncü taraf fonlara yatırım yoluyla katkı sunabiliriz” yorumlarını yapıyor.
Mikroplastik tehlikesi büyüyor
Mikroplastiklerin okyanuslar kadar hava, toprak ve canlı yaşamına da karışması, giderek büyüyen bir endişe kaynağına dönüşmüş durumda. Kalkınma bankalarının iş birliğiyle oluşturulacak yatırım programları, Asya ve Latin Amerika gibi okyanuslara en fazla plastik atığın ulaştığı bölgelerde daha etkili sonuçlar üretmeyi hedefliyor.
Aralık ayında Güney Kore’nin Busan kentinde yapılan müzakerelerde anlaşma sağlanamasa da, ülkeler plastik kirliliğini küresel ölçekte sınırlandırmak için ağustos ayında yeniden masaya oturacak.
Yatırım açığı çok büyük
2023 yılında kabul edilen Yüksek Denizler Anlaşması, ülkelerin, uluslararası sularda deniz parkları oluşturmasına olanak sağlıyor. Ancak bu alanların yalnızca çok küçük bir bölümü şu anda korunuyor. Konferansa ev sahipliği yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 50 ülkenin anlaşmayı onayladığını, 15 ülkenin de onay sözü verdiğini belirtti. Anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için toplamda 60 ülkenin onayı gerekiyor. ABD anlaşmayı henüz onaylamadı. Yüksek Denizler İttifakı’ndan Rebecca Hubbard, ABD’nin konferans boyunca anlaşmayı onaylamayacağını belirtti. Macron ise “Bu bizim için sürpriz değil. ABD yönetiminin bu konulardaki tutumunu biliyoruz” dedi. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, 2015–2019 arasında okyanus sağlığını korumaya yönelik yapılan küresel yatırım sadece 10 milyar dolar seviyesindeydi. Bu rakam, yıllık ihtiyaç duyulan 175 milyar doların çok altında.
Yüksek Denizler Anlaşması neden önemli?
Yüksek Denizler Anlaşması, 2023 yılında Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından kabul edilen ve uluslararası sularda biyolojik çeşitliliği korumayı hedefleyen tarihi bir sözleşme. Yüksek denizler, dünya okyanuslarının yaklaşık yüzde 64’ünü oluşturuyor. Bu alanlar herhangi bir ülkenin egemenliği altında değil ve uzun yıllar boyunca korumasız ve kuralsız kaldı. Balıkçılık, nakliye, madencilik ve plastik kirliliği gibi tehditler, bu bölgelerdeki hassas ekosistemleri yok olma riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Anlaşmayı onaylayanlar arasında Fransa, Almanya, Şili, Norveç, Fiji gibi ülkeler bulunuyor. Türkiye, anlaşmanın ilk görüşmelerine katıldı ancak henüz onay sürecine ilişkin resmi bir açıklama yapmadı. Bilim insanları, okyanusların artık “dayanma sınırına” ulaştığını söylüyor. Bu anlaşma, iklim kriziyle mücadelede, küresel gıda güvenliğinde ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında dönüm noktası olarak görülüyor.
BM’den çağrı
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, uluslararası sularda deniz koruma alanları oluşturulmasına imkân tanıyan anlaşmanın bir an önce onaylanması gerektiğini belirterek dünya liderlerine çağrıda bulundu. Guterres, insan faaliyetlerinin okyanus ekosistemlerini hızla tahrip ettiğini vurguladı.
Fransa’nın Nice kentinde düzenlenen 3. Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı’nın açılışında konuşan Guterres, yasa dışı balıkçılık, plastik kirliliği ve artan deniz suyu sıcaklıklarının hassas deniz yaşamını ve bu ekosistemlere bağımlı olan toplumları tehdit ettiğini söyledi.
Okyanusların, tüm insanlığın ortak mirası olduğuna dikkat çeken Guterres, dünya olarak bu ortak kaynağı koruma konusunda başarısız olunduğunu belirtti ve azalan balık stokları, yükselen deniz seviyeleri ve artan asitleşme oranlarının bu çöküşün belirtileri olduğunu ifade etti.
Guterres, “Bunlar bir sistemin kriz içinde olduğunun işaretleri. Birbirini besleyen zincirleme etkiler yaratıyorlar. Gıda zincirlerinin çöküşü, geçim kaynaklarının yok olması, güvensizliğin derinleşmesi” dedi.
Okyanuslar aynı zamanda iklim değişikliğine karşı kritik bir tampon görevi görüyor. Bugün gezegenin ısıtıcı karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 30’u okyanuslar tarafından emiliyor. Ancak ısınan sular, deniz yaşamını tehdit ederken bu emme kapasitesini de zayıflatıyor.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.