Kurumsal dönüşüm: Termodinamik gerçeklik bağlamında
Prof. Dr. Ünal Çamdalı
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
13 Mayıs 2025 Tarihinde Ekonomi gazetesinde yayımlanan, “Bir bankadan fazlası: TKYB ve dönüşümün hikâyesi” başlıklı yazım, kimi kesimlerde beklenenden fazla enerji (tepki) yarattı. Gelen tepkiler, ikinci yasayı (entropi yasasını) doğrular nitelikteydi. Zira sistem kapalı değildi dışarıdan gelen etkileşime de açıktı. Bu bağlamda kimi yorumlar sıcak bir destek akımıyken kimileri ise soğuk bir direnç hattı oluşturdu. Ama her hâlükârda tepkimelere bakarak yazının belli bir seviyede entropiyi artırdığını, durağan bir sistemde bir hareket yarattığını söyleyebilirim.
Bu nedenle her yorumu, içeriğinden bağımsız olarak sistemin ısınması açısından değerli buluyorum. Çünkü hiçbir kurumsal yapı, ikinci yasaya göre entropi artışına karşı tamamen yalıtılmış değildir. Kaldı ki hiçbiri entropiye karşı duramaz, ondan etkilenmeden kalamaz. Her yapı zamanla evrilir. Bu evrilme bazen ani faz geçişleriyle bazen de yavaş ısınmalarla olur. TKYB’de yaşanan da böyle bir süreçti yani enerjinin şekil değiştirmesi, bilginin ve kültürün yeniden dağılımıydı.
Termometre ve sıcaklık
Söz konusu yazıyı kaleme alırken ne bir soğutma tesisi (deposu) gibi dışarıdan izole olmaya ne de bir buhar türbini gibi tek yönlü çalışmaya niyet ettim. Aksine kurumun içinde yıllarca enerji (ısı) alışverişine tanıklık etmiş biri olarak gözlemlerimi samimiyetle ve duyarlılıkla ifade etmeye çalıştım. Elbette her gözlemcinin ölçüm aracı farklı. Ben kendi termometremle kaydettiklerimi yazdım. Her ölçüm cihazı gibi benimki de belli bir ölçüm hatası içerebilir fakat kayıtlarım ve ortaya koyduklarım kasıtlı bir çarpıtma değil doğrudan deneyimle harmanlanmış, içsel bir okumaydı.
Bazı eleştirilerde, yazının teknik analizden uzak olduğu ifade edildi. Bu bir mühendislik raporu değildi ki daha çok bir enerji (ısı) transferi günlüğüydü. Kurumun içinde bir zamanlar dolaşan (enerjiye bağlı olarak) sıcaklığı, hafızaya kazınan ışıma yoluyla aktarmak istedim. Eğer bu, birilerine çay-kahve buharı gibi görünmüşse o da insan doğasının sıcaklık algısıyla ilgilidir. Zira herkesin konfor sıcaklığı ve koşulları farklıdır.
Enerjinin korunumu ve dönüşümü
TKYB’nin yeniden yapılanmasıyla ilgili kimi yorumlarda, eski uzman kadrolarının yerini yeni elemanlara bırakması, bir kayıp gibi görülmüş. Bu kaygıyı anlayabiliyorum. Nitekim önceki yazılarımda da bu kurumsal enerji kaynağının önemine defalarca değinmiştim. Ancak hiçbir enerji kaynağı ebedi değildir. Önemli olan kaynağın kaybolmaması değil, dönüştürülme biçimidir. Zira enerji korunur, fakat kullanılma biçimi yani kullanışlı iş üretme kapasitesi zamanla değişir hatta değişmek zorundadır.
Yazının hedefi ne bir idealleştirme ne de yıkıcı bir eleştiriydi. Termodinamik yasalara sadık kalmaya çalışarak sistemi anlamaya, süreçleri gözlemlemeye ve ısı kaybından ziyade bilgi aktarımına öncelik vermeye çalışmaktı. Kimi zaman buharlaşan anıları kimi zaman da donan kurum kültürünü yeniden çözmek, yok olmayan enerjiyi yeniden dolaşıma sokmaktı.
Dönüşüm bazen zorunluluk bazen de tercihtir. Ama geçmişi anlamadan bugünü anlamak hatta geleceği inşa etmek, sistemin verimini artırarak yararlı iş üretmek kolay değildir.
Entropinin Artışı ve Akışı
Bu dönüşüm kimilerine göre gereksiz bir faz değişimi, kimilerine göre de gecikmiş bir yapısal düzenleme olabilir. Ancak unutulmamalı ki entropi yasasına göre her sistem zamanla daha düzensiz hâle gelir. Mesele bu düzensizliğin içinde hâlâ iş üretilip üretilmemesidir. Hatta düzensizliğe neden olan noktaların tespit edilip, entropi artışının minimize edilmesidir.
Yazının amacı kimseyi (reaksiyon anlamında) ısıtmak ya da dondurmak değildi. Belki de biraz sıcak bir tartışma yaratmak, sistemin soğumadığını göstermekti. Zira yazmak sadece bir düşünsel aktarım değil aynı zamanda duygusal bir enerji iletimidir. Bu yüzden farklı algılarla karşılanması ve farklı reaksiyonlar doğurması doğaldır.
Son söz
Bu yapıya yıllarca hizmet etmiş, kaynak kullanımını destekleme primi (KKDP) gibi pek çok programın içinde etkin bir rol almış biri olarak sistemin bir parçasıydım. Belki küçük bir dişliydim ama o sistemin çalışmasında belirli bir etkinlik (ve sürtünme m) katsayım vardı. Şimdi de geçmişin enerjisinden bir miktarını aktararak, geleceğin dinamosuna katkı sunmak hedefimdir.
Not: Yazıda ortaya konmaya çalışılan düşünceler, termodinamik terminolojiye dönüştürülerek sunulmuştur.