Mansur Yavaş’ı yok saymak CHP’ye kaybettirir

Mete BELOVACIKLI
Mete BELOVACIKLI İZ DÜŞÜMÜ

Siz bakmayın Özgür Özel’in “Boşuna beklemesinler CHP’de iç karışıklık olmayacak” sözlerine. Çarşı uzun zamandan beri karışık aslında...

Son cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde muhalefet kanadının iki önemli aday adayı vardı. Kamuoyu yoklamalarında sürekli yüksek destek gören, kendi partileri dışındaki partilerden de oy alan… Bu iki isim hala ve giderek artan şekilde popülerliklerini sürdürüyorlar.

Hal böyle olunca da CHP içindeki siyasetçiler kendilerince bu isimlerin yanında kümelenmeye çalışıyorlar. Bu arada bazıları kantarın topuzunu da kaçırmıyor değil.

Misal; CHP Tüzük Kurultayı daha başlangıcında yukarıda anlattığım durumun çırılçıplak ortaya çıkmasına yol açtı.

Konuyu biliyorsunuz…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurultayın ikinci gününde birer konuşma yaptı.

Her iki isim de konuşmalarında ülkedeki ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ardından kürsüye çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, konuşma yapacağı bilgisinin kendisine yalnızca 1 saat önce iletildiğini söyleyerek partisine sitem etti.

Yavaş, şunları söyledi: “Polemik çıkarmak istemiyorum ama Ekrem Başkanımın güzel konuşması gibi bir konuşma yapmak isterdim, Türkiye’nin tüm sorunlarına değinen, bu sorunlara ilişkin fikirlerimi de içeren bir açıklama yapmak isterdim. Ama maalesef bir saat önce bana telefon açılıp 'Siz de konuşun' dendi. Bir kasıt aramıyorum ama aylardır yapılan fitne ateşine odun atmış oluyoruz.”

Tabii tansiyon yükseldi, paçalar tutuştu…

Mansur Yavaş’ın sözlerinin ardından Özgür Özel söz alarak şunları söyledi: "İkisini birbirinden ayırmam. Ne olduysa, bugün böyle bir akış olduğu için oldu. Program yapılırken bugün de oturumlar planlanmıştı. Birkaç gün önce belirlenen süre içinde konuşmak isteyenler vardı. O konuşmalar uzayınca bugüne kaldı. Selin Hanım da ‘Böyle bir akışımız var’ dedi. Ben de ‘Mansur Başkan’a da bir söz verelim’ dedim. Burada tüm sorumluluk bana aittir."

Yani Genel Sekreter Selin Sayek Böke, kendini yakın saydığı İmamoğlu’na konuşma hakkı vermiş ama Yavaş’ı es geçmiş. Durumu gören Özel son dakikada müdahale ederek -kuşkusuz kendi düşeceği durumu da hesap ederek- Yavaş’ın da kürsüye çıkmasını istemiş. Neresinden baksanız akıl yoksunluğu. Oysa CHP kurultaylarının ve parti içi mücadelelerin tarihine baksalar böyle ayak oyunlarının, yapanın ayağına dolandığını daha da önemlisi partiye büyük zarar verdiğini görecekler.

Bir daha hatırlatmakta fayda var:

1- Kimi anketlerde Erdoğan’ın Mansur Yavaş’ın yüzde 9; Ekrem İmamoğlu’nun ise yüzde 6 gerisinde olduğu ölçülüyor...

2- Mart seçimlerinde Ekrem İmamoğlu İstanbul’da yüzde 51 oy aldı. Şimdi DEM çatısında bulunan politik hareket ile “kent uzlaşısı” yaptı. Böylece 14 Mayıs’ta yüzde 8 oyu olan DEM’in adayı Meral Danış Beştaş 31 Mart’ta yüzde 2 oyda kaldı. Yani yüzde 6 oy İmamoğlu’na gitti. Bu oyu mobilize eden o irade halen mevcut. Ve bu irade kontrolündeki oyları cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adaylarına yöneltebilir. Bu açıdan bakıp meselenin matematiğini yaptığınız zaman İmamoğlu’nun oyu bir anda yüzde 45’e iniyor.

3- Mansur Yavaş’ın Ankara’da aldığı yüzde 60 oy oranında ise ne “kent uzlaşısı” katkısı var ne de yarın başka yerlere kaçacak oylar…

4- 128 milletvekilinin neredeyse yüzde 30’u genel merkeze de İstanbul’a da mesafeli, Mansur Yavaş’a ise yakın duruyor.

Yani bu tabloya rağmen CHP yöneticileri kendi politik gelecekleri için potansiyel adaylar içinden birini el altından desteklemek gibi bir yanlışa düşerlerse önce partilerine sonra ülkeye zarar verirler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar