Merkez Bankası faizde bindiği dalı keser mi?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✓ Kasımda "Parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldı, o yüzden sıkılık yavaşlatılacak" diyen, aralıkta bu yavaşlatmayı yapan ve sıkılaştırma adımlarının en kısa sürede tamamlanacağını söyleyen Merkez Bankası, bugünkü toplantıda önceki görüşlerinden farklı bir yol izler mi? Yani faiz bugün 2.5 puandan fazla artırılır mı? Beklenmemeli...

Tarih 23 Kasım 2023... Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun politika faizinin yüzde 35’ten yüzde 40’a çıkarıldığı gün yaptığı açıklama:          

“Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.”       

Tarih 21 Aralık 2023... Politika faizi bu kez 2.5 puan artırılarak yüzde 42.5’e çıkarılır ve Para Politikası Kurulu şu açıklamayı yapar:           

Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirerek parasal sıkılaştırma hızını yavaşlatmıştır. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarını en kısa zamanda tamamlamayı öngörmektedir.        

Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.       

Kasım ayındaki açıklama ve aralıktaki karar, ne yapacağı bilinemez, kestirilemez Merkez Bankası’nın yerini, yapacaklarının ne olabileceği konusunda öngörüde bulunulabilir bir Merkez Bankası’nın aldığına işaret etmektedir.       

Merkez Bankası kasım ayında “Artık yüksek oranlı faiz artışı olmayacak” demiş, yani artık 5 puan, 5 puan artış beklenmemesi gerektiğine işaret etmiş, aralıkta da buna uygun olarak daha ılımlı sayılabilecek bir faiz artışıyla yetinmiştir.      

Aralık ayı toplantısındaki “Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarını en kısa zamanda tamamlamayı öngörmektedir” ifadesi de bugünkü toplantıya ışık tutmaktadır.

Politika faizi bugün muhtemelen 2.5 puan daha artırılarak yüzde 45’e çıkarılacak ve bir süre böyle götürülecektir. O sürenin ne kadar olabileceği konusunda bir tahminde bulunmak ise hiç de kolay değildir.

Daha fazla artış olur mu?

Önceki açıklamalara bakılırsa politika faizi bugün 2.5 puandan fazla artırılmaz.          

Ama enflasyonda ocak ayı gerçeği de tüm çıplaklığıyla ortada. Aylık artışın ocakta çift haneyi zorlayacağını, hesaplama yönteminden dolayı da şubat için şimdiden yüzde 4-5 dolayında bir oranın neredeyse kaçınılmaz hale geldiğini Merkez Bankası görmüyor olabilir mi?        

Fiyatların ocakta yüzde 9, şubatta yarı oranında yüzde 4.5 artması durumunda yıllık oran ocak sonunda yüzde 69’a, şubat sonunda yüzde 71’e dayanacak.       

Ocak ve şubattaki artışların mutlaka bu düzeye ulaşacağını tabii ki söyleyemeyiz ama bu oranların çok altında kalınamayacağı da ortada.        

Peki Merkez Bankası’nın tahmini de bu yönde olursa faizde farklı bir karar beklenebilir mi?         

Yine de sanmıyorum. Faizin bugünkü toplantıda örneğin 2.5 puan değil de 5 puan artırılması, “Bir ay önce dile getirdiğimiz parasal sıkılık düzeyine meğer yaklaşamamışız, o yüzden sıkılaştırmayı yavaşlatma yaklaşımını terk edip bu sıkılaştırmaya yeniden hız veriyoruz” anlamına gelir.          

Böyle bir durum, yalnızca bir ay önceki görüşte yanılgıya düşüldüğünün itirafı olmaz. Bu, aynı zamanda gelecekte söyleneceklere olan inancın da yitirilmesi demektir.       

Dolayısıyla böyle bir algı doğuracak bir adım atılması büyük bir hata olur.

Yabancı hiç gelmez

Yabancı yatırımcıyı iç borçlanma senetlerine çekebilmenin en önemli koşullarından biri faizin sürekli artmayacağı algısının yerleşmesidir.          

Yabancı yatırımcı çekebilme konusunda zaten bir dizi dezavantajımız var, buna son iki aydır büyük ölçüde kırılmış görünen “Faiz daha da artacak, en iyisi mi yüksek faizi bekleyeyim” algısını yeniden eklemek herhalde hiç anlamlı olmaz.       

Daha önce de vurguladığımız gibi her PPK toplantısından sonra “Faizi daha da artıracağız” mesajı vermek, yabancıya bir anlamda “Hele biraz bekle, şimdi (örneğin) yüzde 30 faizle kağıt alacağına birkaç ay sonra yüzde 40’la, 45’le alırsın, acelen ne” demektir.       

Bu yanlış mesajı vermekten vazgeçmiş olan Merkez Bankası eğer bugün faizi 2.5 puandan fazla artırır, PPK metninde de yine faizin daha da artacağına dönük ifadelere yer verirse bindiği dalı kesmiş olur.

“Ama enflasyon?” 

Faizin ne olacağına karar verilirken gözetilen yalnızca yabancı yatırımcının gelip gelmeyeceği değil tabii ki. Para politikası yoluyla en başta enflasyonla mücadele amaçlanıyor, zaten Merkez Bankası’nın temel görevi de bu. Ne var ki yalnızca faizi artırarak enflasyonla mücadele edilemeyeceği de ortada.             

Maliye politikası destek olmuyorken para politikasıyla enflasyonu düşürebilmek mümkün mü? Keşke bu olabilseydi, bir faiz kararı, enflasyon aşağı!           

Merkez Bankası haziranda faiz artırmaya başladığında usul usul gideceğine birkaç toplantıda bu düzeylere gelebilmiş olsaydı ya da buna izin verilseydi, şimdi çok farklı bir enflasyon eğilimi görür, çok farklı beklentiler içinde olunduğuna tanıklık ederdik.         

Artık ne faizi bugün 5 puan da artırsak enflasyonu öyle hemen dizginleme şansımız var, ne yarın artırsak bile bu şansı yakalayabileceğiz. Hep söylüyoruz ya, fiyatlama alışkanlığı öylesine bozuldu ki, ok yaydan çıktı bir kere. İşimiz zor, gerçekten çok zor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 06 Mayıs 2024
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 30 Nisan 2024