Popülizm depreminin enkazı ne zaman kalkar?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Biliyorum çok erken bir soru ama belki birilerimiz bunu kendine dert edinir ve bazı cevaplar geliştirebilir. Genel seçimden 1,1 trilyon liralık maliyet, depremden 104 milyar $ (2,8 trilyon lira) maliyet, yerel seçim için harcanacak en az 1 trilyon liralık maliyetin dayanılmaz yükü omuzlarımızda…

Yetmiyor, cari açık ile gelen 60 milyar $’lık külfet, kısa vadeli borç ödemeleri, 250 milyar $ ve yandaşa candaşa akıtılan hesabını dahi bilemediğimiz paralar… Cumhuriyet tarihimizde 2’nci Dünya Savaşı döneminde bile bu kadar kötü bir ekonomi yönetimi yaşamadık. 100 yılda 13 büyük krizimiz dâhil

HARCAMADA HETERODOKS GELİRDE ORTODOKS

Önümüzde bir seçim var. Şimdilik “rasyonellik molası” verdik. Makule dönüş dedik, para aramaya başladık. Zira devlet malı denizdi ama bitti ve vatandaşın cebine el attık. Seçimde dağıttıklarımızı geri alıyoruz ama yetmedi, yetmiyor, yetmeyecek. Zira geri alınacak İstanbul, Ankara, hatta İzmir var…

Bu yüzden güya vazgeçtiğimiz heterodoks yöntemler, kamu harcamalarında sürüyor. Sözde tasarruf genelgesi var fakat hiçbir makam sahibi kamu yöneticisi, lüks araba sevdasından, fiyakalı binasından vazgeçmek niyetinde değil. Ama bunların ortodoksluğu, cebine dadandıkları vatandaşla sınırlı kaldı.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Popülizm ne zaman biter?

Elbette yerel seçim tarihi olan 31 Mart 2024 sonrasında… Zira artık oy için ulufe dağıtmak gerekmeyecek, asgari ücret yerinde sayabilir, memurun katsayısı bekleyebilir, işçinin ücreti dondurulabilir, acı reçeteler peş peşe gelebilir, zam yağmurları muson sağanağına dönüşebilir.

Vatandaş itiraz edemez mi?

Etmez zira edemez. Çünkü itirazını yapacağı sandık yoktur artık. Seçiminin neticesiyle yüzleşecek, ona sunulan sahte konfor kendisinden geri alınacak, bağırsa da çağırsa da acı ilacı içerken kemerini daha da sıkmak zorunda kalacak. Popülizme veda tarihinden itibaren en kısa 2,5 yıl boyunca biz faturayı ödeyeceğiz. 11 ildeki depremin enkazını dahi kaldıramazken, 81 ildeki popülizm enkazını kaldırmak, hem çok maliyetli hem de seri iflaslar, rekor işsizlik ve yoksulluk eşliğinde, uzun süreli olacak.

NOT

KAYIP YILLAR 90’LARI ARAYACAĞIZ

Seçim ekonomisinin, bugüne kadar etkisi süren bir örneği de Süleyman Demirel zamanında yaşanmıştı. Emekli yaşı 38’e dek indirilmiş, esnafın borcu silinmiş, kamu maliyesi ve aktüeryal dengeler bir daha asla düzelmeyecek boyutta bozulmuştu.

Bugün EYT ile reel sektörü inliyorsa, kökü 1992 seçimlerindeki “ne verirlerse 5 fazlası” anlayışı yüzündendir. Her 18 ayda bir seçime gidilen, bütçe açıklarının katrilyon, enflasyonların %152’ler, yoksulluğun tavan yaptığı kayıp yıllar 90’lardan söz ediyorum.

Bugünkü tablo, Ak Parti’nin iktidara geldiği 2001 krizi sonrası havadan ziyade, 90’lı yıllara benzemeye başladı. Enflasyonun dizginlenemediği, nepotizmin (kayırmacılık) tavan yaptığı, yandaşın zengin edildiği ve kamu maliyesinin talan edildiği yıllardı 90’lar…

Şimdi de ürettiğimizden fazlasını tüketerek ithalatı, kazandığımızdan fazlasını harcayarak borcu abarttık. Yetmedi, seçim ekonomileriyle tüm piyasaları kilitlediğimiz, para aramak için fellik fellik coğrafya dolaştığımız bir dönemdeyiz. Bu vartayı da atlatırız ama en az 5 yılımız çöpe gider…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dağ fare doğurdu 14 Mayıs 2024