Regülasyon nedir ve nasıl yapılır (II)
İlk regülasyon yazımda bugün yazacağım konuyu bugün toparlayacağımı yazmıştım. Dağınık bırakmaya karar verdim. Sadece bazı örnekleri sıralayacağım.
Yıllar önce Tayvan’a gittiğimde hükümetin makine endüstrisini otomotivden havacılık ve uzay alanına yöneltmek için hazırladığı programı görmüştüm. Regülasyon, sektörün karlılığını kısa vadede bire 10-20 artırmayı hedefliyordu. Ders: regülasyon, geleceği görerek bu dönüşümü sağlayacak bir araçtan fazlası değildir.
Avrupa’da ise regülasyon, iki uçlu değnektir. Almanya’da eyalet ekonomi ve teknoloji bakanı ve AB ülkelerinden danışmanlar ile yatırımcıların kurduğu inovasyon panelini izlemiştim. Büyük ifadeler vardı. Wall Street Journal gazetecisinin sorusunun ardından ben şunu sordum: “Ekonomi ve teknolojiyi aynı bakanlık altında toplamanız ileri görüşlü bir yaklaşım ama Avrupa’dan neden dünyayı değiştiren inovasyon çıkmıyor? Garajınız mı yok?” Diğer konuşmacıların yanıtlamaya çalışmasının ardından bakan bey, “Almanya’da garajda bir start-up kursanız iki hafta sonra hükümet görevlileri gelir ve kadınlarla erkekler için ayrı tuvalet olmaması gibi bir gerekçeyle orayı kapatır” dedi. Karşılıklı gülümsedik.
Türkiye’de ise beni çarpan düzenleme, pandemide cuma sabahı açıklanan hafta sonu semt pazarlarının açılmaması kararı oldu. Pazarcılıktan marketçiliğe geçen bir esnaf dostum, “Abi pazarcılar yandı. Hafta sonu hal kapalı, herkes bu sabah mal çekmiştir. Semt pazarları olmadan o malı tüketemezsin, hepsi çürüyecek” dedi. İçim cız etti. Hızla ve sınırsız yetkiyle alınan bir karar işi batırmıştı.
Bunları hikayeleştirip size daha fazla ayrıntı ile aktaracak ve doğru stratejiye giden yolu tartışacaktım. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) okurken Elektromagnetik Dalga Teorisi dersini aldığım hocam Prof.Dr. Mithat İdemen’in bize verdiği nostaljik dersi bu planımı değiştirmeme neden oldu.
Statik elektrik gücü ve dalga ile modelleme
Bu yıl, İTÜ’nün 249’uncu yaşını ve bizim mezuniyetimizin ortalama 30’uncu yılını kutladık. 1986’da girdiğim elektronik mühendisliği bölümünü 1990’da bitirmem gerekiyordu ama öğrenimimi tamamlamayı 1994’te başardım. İkisinin ortalaması 30 ediyor diye iç huzuruyla gittiğim fakültemde İdemen, bize Kopernik’in gezegenler ile ilgili kuramlarından başlayarak Einstein’ın zamanı mutlak bir olgu değil bir boyut olarak tanımlamasına kadar olan süreci anlattı. Hep bir öncekinin doğru kabul edildiğine vurgu yaparak yüzyıllarca süren çalışmanın ardından Einstein, 26 yaşında olmanın verdiği cesaretle formüllerde görünen ama kimsenin dikkat etmediği yorumu yapıyor. Sadece geleneksel anlayışı değil; formatlanmış beyinlerin körlüğünü de yıkıyor.
Teknik tarafı, herkes tarafından anlaşılması zor olduğu için kapsamıyorum. Ancak şunu yazmak zorundayım. İdemen, sorduğu farklı soru ile aynı derecede önemli bir iş yapıyor. Nehirde giden bir geminin yelken direğinin üzerine bir statik elektrik yükü yerleştiriyor. Geminin kaptanı bu yüke baktığı zaman, elinde ne kadar büyük bir güç olduğunu görüyor. Sahilde gemiyi izleyen biri ise, ilgili araçlara sahipse, bir dalga tespit ediyor ve yükün hareketini algılıyor. Bu dersin ardından regülasyon, benim için o statik elektrik gücünü elinde tutanın, bu gücü, yaratacağı etkiyi düşünerek kullanmasını düzenleyen kurallar manzumesidir.
Regülasyon nasıl yapılır?
Prof.Dr. Emre Alkin, Perakende Günleri’nde ülkenin ekonomisi ile ilgili çarpıcı sunumunu yaparken iktisatçıların ve mühendislerin formüllerini karşılaştırdı ve ülkedeki ekonominin durumunu “Herhalde bir mühendis tavsiyelerde bulunuyor ki, tersten giderek de sonuç alabileceklerini düşünüyorlar” benzeri bir ifadeyle açıkladı.
Kendi hocamın örneğiyle biz mühendislerin nasıl modelleme yaptığını anlattım. Şimdi de Mithat Hoca’dan aldığım regülasyon dersini aktarayım. Geç haberi olanlar sürekli sınıfa girdiği için derse bir türlü başlayamayan İdemen, sınıf yerleşene kadar geçecek süreyi ilk asistanlık döneminden bir anı aktararak değerlendirdi. Elektrik bölümünden mezun olduktan sonra iktisatçıların muadili olan matematik bölümünde asistanlığa başlayan İdemen, sürekli geç gelenler yüzünden bölünen dersi yeterince iyi anlatamadığını görünce profesöründen sınıfla konuşmasını ve bunun böyle sürmesi halinde dersi vermeyeceğini söylüyor. Bir sonraki derste sınıf, ondan önce yerini almakla kalmıyor; geç gelenler kapıyı açıp kapatarak dikkat dağıtmasın diye tahta sıkıştırıp kapıyı açık bırakıyor.
Burada mühendisler için konu, işi formüle edip anlaşılır kılmaktan ziyade anlayarak doğrusunu yapmayı sağlamaktır; süreci doğru yönlendirmektir. Burada mesele dersi doğru işlemektir.
Buraya kadar olanlar, bunun nasıl yapılabileceğini konu alıyordu. Nasılı bilen iyi profesyonel olur, nedeni bilen iyi patron ya da lider olur derler. İdemen, bize İTÜ’de geçirdiğimiz yılların mutlu bir hayat kurmak kadar onurlu bir yaşam sürmede de yardımcı olduğunu düşündüğünü ve umduğunu söyledi. Bütün bu hikayeyi anlatmamın nedeni budur. “Dersi sizleri görerek anlatayım” diye 40 dakika boyunca karşımızda ayakta anlatan Mithat Hoca, hepimizi regüle etti.
Bizim 30-35 yıl önce oturduğumuz sıralardan 70 yıl önce geçmiş olan ve yıllarca görmediğimiz İdemen, konuşurken hayranlık ve merak sözcüklerini çok kullandı. Bugün lise düzeyindeki çocukların hesaplarını yapabildiği konuları 10 hatta 100 yıllarca süren çalışmalarla çözenlere hayranlık duyabilme ve daha fazlasını merak edebilme... Buna ister aile terbiyesi ister regülasyon deyin, önemlidir. Ders buraya kadar.