Şimdi ben buraya neden çıktım, niçin çıktım, nasıl çıktım?
Özel kanalların yeni çıktığı 90’lı yıllarda akşamları televizyonda şimdiki gibi çeşitlilik yoktu. Televizyon dışında çok fazla eğlence alternatifi de yoktu. Bu sebeple birkaç kanalda ne yayınlanırsa herkes onları seyrederdi. Bir dönem Türk filmleri furyası başladı. Özellikle de Kemal Sunal ve Şener Şen filmleri her akşam yayınlanırdı. Filmlerin bazıları sadece güldürmek amaçlı olsa da bazıları da politik mesajlar vermek için çekilmişti. Ağalık düzeninin eleştirisi, siyasetin hicvedilmesi, işçi sınıfının ezilmesi gibi konular işlenirdi. Diyeceksiniz ki; “Ekonomiyle ilgili yazmayı bıraktın da popüler kültür tarihimizle ilgili mi yazmaya karar verdin?” Hayır ama bu hafta Merkez Bankası Başkanı’nın yaptığı açıklamalar bahsettiğim tarihlerde yayınlanmış birkaç filmi hatırlattı bana. Yazının sonuna doğru hangi filmler olduğunu yazacağım.
Merkez Bankası Başkanı ne yapmamalı?
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu bu hafta Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın bir toplantısına katıldı. Bu toplantıda yaptığı konuşma bu haftanın en çok konuşulan ekonomik meselelerinden biri oldu. Sebebi de faiz seviyesine ilişkin önceki söylemini değiştirmiş olması. Hatırlayacaksınız Başkan Kavcıoğlu daha önce politika faizinin gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde olacağına ilişkin taahhütte bulunmuştu. Böyle bir taahhütte bulunması başlı başına bir hataydı. Daha önce benzer bir hatayı 2013’te Erdem Başçı yapmıştı. 2013 Ağustos sonunda dolar 2 TL’nin üstündeyken; “Yıl sonunda enflasyon hedefimize uygun kur seviyesi olan 1.92’yi görürsek şaşırmayalım. Bu konuda rahatız.” açıklamasını yapmıştı. Dolar kuru 2013’ü 2.15 TL’ye yakın bir seviyede kapatmıştı. Yani dönemin başkanının tahmini tutmamıştı. Aslına bakarsanız şimdiki Başkan da bir kumar oynadı fakat onunki de tutmadı. Şöyle ki; malumunuz politika faizi %19 seviyesinde. Başkan, politika faizimiz enflasyonun daima üstünde olacak derken umudu ve beklentisi enflasyonun %19’un üstüne çıkmaması yönündeydi. Hatta enflasyon raporu sunumunda ısrarla gelen “Eğer enflasyon %19’un üzerine çıkarsa faiz artırır mısınız?” sorularına yanıt vermeden geçiştirmişti. Şimdi şartlar değişti, Başkan’ın beklentisi boşa çıktı. Yıllık enflasyon %19.25 olarak açıklandı. Doğal olarak piyasa oyuncuları da Merkez Bankası’ndan bir faiz artırımı bekliyorlardı. Öyle ya en yetkili ağız bunun taahhüdünü vermişti. Hatta hatırlayacaksınız sadece Kavcıoğlu değil, Nurettin Canikli de bir televizyon programında enflasyonun altında bir faizin istisnai bir durum olduğunu, salgın şartlarına özgü olduğunu ve bir daha olmasının zor olduğunu söylemisti. Yine hatta, Para Politikası Kurulu toplantısı sonucu yayımlanan basin duyurusunda da bu konuya yer verilmişti. Aynen paylaşıyorum;
“TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.”
Manşeti bırak çekirdeğe bak
Durum böyleyken, Başkan bu hafta manşet enflasyona değil de çekirdek enflasyona vurgu yaparak yukarıda bahsettiğim taahhüdünü yerine getirmeyeceğinin sinyalini verdi. Çekirdek enflasyon, kabaca Merkez Bankası’nın etki alanı dışındaki kalemler hariç tutulduğunda ortaya çıkan enflasyon. İşlenmemiş gıda, petrol, altın gibi sepette önemli yer tutan bazı kalemleri dışarıda bırakıyoruz bu çeşit enflasyonu ölçerken. Burada birkaç temel problem var. Birincisi açıklanan enflasyon geçmiş bir yıla ilişkin, faizlerse geleceğe dönük belirleniyor. Bir kere her şeyden önce gerçekleşen enflasyonla faizleri ilişkilendirmesi Başkan’ın ilk hatasıydı. Ama madem bir kere bu taahhütte bulundu bundan geri dönmesi de ikinci hata oldu. “Ben enflasyon dedim ama bakalım hangi enflasyonu dedim.” benzeri bir açıklama yapması, yukarıda bahsettiğim Türk filmlerinden birinde Şener Şen’in durumu idare etmek için İlyas Salman’a söylediği şu sözü hatırlattı bana; “Yaptım ama bir sor niye yaptım?”. Bir diğer hata da çekirdek enflasyonla faizin ilişkilendirilmesi. Manşet enflasyon %19.25’ken çekirdek enflasyon Ağustos’ta %16.76 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla böyle bakınca politika faizi çekirdek enflasyonun üstünde olmuş oluyor ve Başkan da kendini kurtarıyordu. Neden çekirdek enflasyon yanlış bir referans? Çünkü biz vatandaşların paraları manşet enflasyon kadar değer kaybediyor. Benzin almaya gittiğinizde “Çekirdek enflasyonda petrol yok, ben bu zammı ödemiyorum” diyemediğimize göre alacağımız faiz de çekirdek enflasyonun değil manşet enflasyonun üstünde olmalı. Velhasıl Başkan’ın açıklamasından sonra faizlerde bir artırım gelmeyeceği hatta belki de erken bir indirim gelebileceği beklentisiyle dolar talebi arttı ve yine dolar kuru 20 kuruş birden yükseldi.
Aslına bakarsanız Merkez Bankası’nı gereğinden fazla dikkate alıyormuşuz gibi bir düşünce içerisindeyim bir süredir. Özellikle Naci Ağbal’ın görevden alınma süreci ve yöntemi, yeni Başkan’ın tam bir siyasi gibi meselelere yaklaşımı köklü bir değişiklik olmadıkça Merkez Bankası’ndan pek bir beklentimiz olmaması gerektiğini bize gösteriyor. Başkan Kavcıoğlu’nun açıklamaları bana “Umudumuz Şaban” filminde Kemal Sunal’ın muhtar adayı olduğunda kürsüden mahalleliye yaptığı konuşmayı hatırlattı. Bu konuşmayla bitirelim yazımızı.
“Şimdi ben buraya neden çıktım, niçin çıktım, nasıl çıktım bunu izaha gerek yok. Gördünüz yürüdüm çıktım ama çıkmamış da olabilirim. Çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır. Görünen köy uzakta değildir. Buraya çıktık da sonradan çıkmadık mı dedik? Bunlar bir takım uydurma laflardır. Sahi ya ben buraya neden çıktım? Kim çıkardı beni buraya?”