Siz enflasyonu asıl bundan sonra görün!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Akaryakıtta ÖTV marjı bitti, zamlar peş peşe gelmeye başladı. Bu zam furyası hızlanarak devam edecek gibi...

✔ Petrol zaten artıyor, biz de "elimizden gelen çabayı gösterip" TL'nin değerini düşürüyoruz. Zam için bundan uygun ortam mı olur?

Bizim kuşaklar “Türkiye tarımda dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biridir” bilgisiyle büyüdü. Bu bilgi ne kadar doğruydu bilmiyoruz ama en azından o günlerin çok geride kaldığı ortada. Ama şimdi çok daha önemli(!) başka bir özelliğimiz var:

“Türkiye, ekonomide dünyada kendi kendine sorun yaratmayı başaran ülkelerin başında geliyor.”

Bu meziyete sahip başka ülke var mıdır, bilmiyoruz. Varsa bile bir sıralama yapılabilse biz nerede yer alırız, onu da bilmiyoruz. Ama böyle bir gruplandırmanın içinde kendimize yer bulacağımız kesin.

Ekim ayı pek bereketli!

Ekim ayının klasiğidir; fiyatlar zaten yüksek bir artış gösterir. Bu aydaki TÜFE artışı hep ortalama yüzde 2 dolayında gelir. Ama bu yıl ekimde yüzde 2’nin çok üstüne çıkılmasına yol açabilecek gelişmeler yaşıyoruz.

Bu gelişmelerin başında akaryakıttaki zam furyası geliyor. Akaryakıtaki maliyet artışları, uzun süre ÖTV'den karşılanarak pompa fiyatına yansıtılmadı. Ama fiyattaki ÖTV azaldı azaldı ve bitti! Ekim ayıyla birlikte de zamlar peş peşe gelmeye başladı.

Özellikle motorin ve LPG’deki zamlar dikkat çekici. Hele hele motorindeki! Motorin fiyatları ilk dokuz ayda yüzde 10.8 arttı, ekim ayının ilk yirmi günündeki artış ise yüzde 12.2’yi buldu.

LPG’de dokuz aydaki yüzde 31’lik artışın üçte birden fazlasını, yaklaşık yüzde 14’lük zammı da yirmi güne sığdırdık.

Benzinde ise dokuz aydaki yüzde 8’lik zamma, ekimin ilk yirmi gününde yüzde 2 zam daha eklendi.

Akaryakıttan yüzde 0.36

Benzin, motorin ve LPG’nin TÜFE’deki ağırlığı yüzde 3.76. Ekim ayının ilk yirmi günündeki zamların bu ürünlere tek tek yansıtılmasıyla hesaplanan toplam zam oranı yüzde 0.36’yı buluyor. Akaryakıt zamları ekimin başında yapılmadığı için gün hesabıyla bu oran bir miktar düşük gerçekleşecektir.

Yani ekim ayında akaryakıta bir daha zam gelmese ve diğer mal ve hizmetlerin fiyatı sabit kalsa bile aylık artış yüzde 0.36’ya yaklaşacak. Ancak akaryakıta zam yapılır da bunun diğer fiyatlara yansımamasından söz edilebilir mi?

Akaryakıt fiyatları klasik ifadeyle iğneden ipliğe her alanda girdi niteliğinde. Dolayısıyla bu zamların doğrudan etkisi ikinci planda kalıyor. Asıl etkiyi dolaylı olarak göreceğiz.

Kaldı ki daha ayın üçte birinde ne olacağını bilmiyoruz. Merkez Bankası bugün faizi indirir ve kur yeni bir ivme kazanırsa akaryakıt fiyatlarının yeni rekorlar kıracağını söylemek için kahin olmak gerekmez.

Ham petrol fiyatları rekor kırarken kuru yükseltecek adım atmak!

Yılbaşında ham petrolün varili 50 dolar civarındaydı. Dolar kuru da 7.40’larda. Yani bir varil petrolü kabaca 370 liraya alabiliyorduk.

Şimdi petrolün varili yüzde 70 artmış ve 85 doları zorluyor. Dolar kuru da yüzde 25 artışla 9.33 dolayında. Artık bir varil petrolün bize maliyeti 800 liraya yaklaşmış.

370 liradan 800 liraya uzanan bir maliyet... Yüzde 100’ün üstünde bir artış.

Petrol fiyatını kontrol etme şansımız var mı, tabii ki yok. Kontrol edebileceğimiz paramızın değeri.

Peki biz ne yapıyoruz?

Paramızın değer kaybetmesini önlemek bir yana, adeta ne yapar da TL’nin değerini aşağı çekeriz diye uğraş veriyoruz.

Doğrusu akıl alır gibi değil, gerçekten değil!

O zaman akla şöyle bir soru geliyor:

“Acaba faiz düşürmekteki amacımız aslında kuru yükseltmek mi?”

Bakın tam bir ay önce 22 Eylül’de dolar 8.63 düzeyindeydi. Bir gün sonra faizi düşürdük; ardından faizin daha da düşeceğine dönük izlenim uyandıracak şekilde Merkez Bankası’nda bir takım görevden almalara yöneldik ve kur geldi 9.35’lere... Bir ayda yüzde 8’den fazla artış!

Peki kur arttı, fiyatlar arttı ve daha da artacak. İyi de bunlar olurken olumlu anlamda ne yaşandı; “Ama bu artışlara değer” diyebileceğimiz ne oldu?

TÜFE yüzde 16 olacak, öyle mi!

Bundan sonraki dönemde ham petrol fiyatındaki her artış ya da TL’deki değer kaybından kaynaklanan her maliyet artışı kullanılabilecek ÖTV marjı kalmadığı için doğrudan pompa fiyatlarına yansıyacak.

Benzin ve motorin fiyatlarının olabildiğince sabit tutulmaya çalışıldığı ilk dokuz ayda bile fiyat artışlarının umulan düzeyde seyretmesini sağlayamadık. Özellikle üretici fiyatlarının rekorlar kırmasını önleyemedik.

Sahi şu durumda son üç ayda ilk dokuz aydakinden nasıl daha iyi bir performans sergilenecek de yılı ÖTV'de tahmin edildiği gibi yüzde 16’larda kapatabileceğiz? Bunu mümkün gören var mı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 30 Nisan 2024