Tamam mı, devam mı?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI

Pazar günü tarihi önemde bir seçim yapacağız. Başkanlık sisteminin bir “tek adam” rejimine dönüşerek uygulandığı bu 5 yıllık tecrübenin muhasebesini yapma ve ona göre “Tamam mı, devam mı?” konusunda karar verme zamanı.

Biz burada muhasebenin sadece ekonomi tarafıyla ilgili manzaraya verilerle bakacağız:

- Büyüme: Son 5 yıl büyümede patinaj yılları oldu. Dolar bazında milli gelir 5 yıl önceki düzeyine neredeyse eşit, kişi başına gelir ise daha düşük. Dünyanın en büyük 10. ekonomisi olacağız derken Türkiye ilk 20’den düşme ihtimaliyle karşı karşıya. Üstelik son iki yıldaki büyüme de son derece sağlıksız ve riskli sonuçları olan bir büyüme.

- Dış denge: Son iki yılda dış ticaret açığı ve cari açık hızla arttı. Cari açık 55 milyar doları aşarken dış ticaret açığı 120 milyar dolara koşuyor. Cari açığın milli gelire oranı, yüzde 5.4 ile aşırı risk bölgesinde.

- Borç yükü: Son 5 yılda dış borç yükü arttı. İç borçlar ise 4’e katlandı. Bütçe açığı 5 yıl öncesinin 7 katına çıktı. Son dönemde ise bütçe açığı roket hızıyla arttı.

- Döviz rezervi ve kurlar: “Türkiye ekonomi modeli” devreye girince cari açık kapanacak, dış ticaret açığı azalacak iddiasının tam tersi oldu. Merkez Bankası’nın cephanesi tükendi ve borçla ayakta durur hale geldi. Ödünç alınanlar hariç net rezerv eksi 38 milyar dolar düzeyinde. Bu durum döviz kurlarının ateşini yükseltiyor. Kurlar bütün baskılama oyunlarına rağmen 5 yıl öncesinin neredeyse 5 katı seviyede.

- Faizler: Bunca düşük faiz gürültüsüne rağmen mevduat faizleri de, kredi faizleri de 5 yıl öncesiyle aynı yerlerde ve daha eski dönemin ise kat kat üstünde. Üstelik ticari kredi faizlerinin mevduat faizinin altında olması gibi finansal sistem açısından bir saatli bombayı da içinde taşıyor.

- Toplumsal fatura: Bu gelişmelerin halka özellikle alt gelir gruplarına faturası çok ağır oldu. Enflasyon adeta bir patlama yaparken işsizlik çift haneli düzeyde kalmaya devam etti. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 20’nin de üstünde. Emeğin milli gelirden aldığı payda görülmemiş hızda bir düşüş yaşıyoruz. Emek pastadan aldığı 4 dilim payın birini 5 yılda kaybetti. Sonuç olarak gelir dağılımı iyice kötüleşti. En zengin ve en yoksul yüzde 5’lik gelir grupları arasındaki uçurum 23.96 kattan 26.12 kata çıktı. Bu rakam 2021’e ait. Patlayan enflasyonla 2022’de durum daha da feci hale geldi.

Evet, 5 yıllık başkanlık rejimi ve Erdoğan yönetiminin ekonomi karnesi böyle. Bu karneyle yola devam mı, yoksa artık tamam mı demek, herkesin kendi aklıselimine ve vicdanına kalıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar