TCMB'nin temel amacı enflasyon istikrarını sağlamaktır(!)(?)...

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

 

Başlığa bakıp da yanlış bir ifade kullandığımız zannedilmesin.

Özellikle dikkat çekmek ve daha da önemlisi gerçeğin bu olduğunu ifade etmek istedik.

Bilindiği üzere; 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu’nun 4. maddesinin ilk fıkrası aynen şöyledir: "Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır”. Bu ifade Merkez Bankası’nın web sayfasının başında ve görünür şekilde de yer alıyor.

Peki, “fiyat istikrarı” nedir? 

Merkez Bankası’nın web sayfasındaki ifadeye bakalım: Fiyat istikrarı para politikasının uzun dönemli temel amaçları olan büyüme ve istihdama yönelik, ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder. 

Türkiye’de Merkez Bankası’nın temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Fiyatların istikrarlı olması; fiyatların hiç değişmemesi değil, genel seviyesindeki uzun süren artış (enflasyon) veya düşüş (deflasyon) eğiliminin önlenmesi anlamına gelir. Bu sayede, Türk Lirası’nın satın alım gücü, dolayısıyla bir para birimi olarak güvenilirliği korunur.”

Merkez Bankası yine web sayfasında enflasyonu da tanımlamış: Enflasyon, bir ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarında gözlenen sürekli ve genel kapsamlı artışı ifade eder. Günümüzde pek çok merkez bankası; enflasyonu kontrol altında tutarak istikrarlı bir yapıya dönüştürmeye, yani fiyat istikrarını sağlamaya çalışmaktadır”. 

Aslına bakarsanız, enflasyon sürekli ve birlikte yaşamaya alışık olduğumuz bir olgu. Türkiye ekonomi tarihi bunun örnekleriyle dolu.

AK Parti iktidarı dönemine baktığımızda da bu gerçeği görüyoruz. Şöyle ki Merkez Bankası’nın enflasyon verilerine göre:

- 2005 Ocak-2010 Aralık arası 72 ayda 10 ay,

- 2011 Aralık-2016 Ağustos arası 68 ayda yine 10 ay,

- 2016 Eylül-2018 Aralık arası 29 ayda 3 ay,

olmak üzere toplam 169 ayda sadece 23 ay fiyatlar düşmüş. Dolayısıyla 146 ayda fiyatlar hep artmış. Bu süreçte bazı rekorlar da kırılmış, örneğin:

- 2021 yılının Aralık ayında aylık enflasyon rekor kırarak yüzde 13.58 olmuş.

- Yıllık enflasyon da 2022 yılının Ekim ayında yüzde 85.51 ile bir başka rekor şeklinde ortaya çıkmış.

Açıkçası enflasyon bizsiz, biz enflasyonsuz yaşayamıyoruz. Özellikle son 3 yıldır enflasyonla adeta boğuşuyoruz.

Şimdi çiçeği burnunda Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın 27 Temmuz 2023 günü sunum yaptığı enflasyon raporuna bakalım. Gerçekten de Merkez Bankasının “fiyat istikrarı”nı mı hedeflediğini, yoksa “enflasyon istikrarı”nı mı oluşturduğunu görelim.

Her şeyden önce Rapora göre; enflasyonun 2023 yılı sonunda yüzde 58 olarak gerçekleşeceği, 2024 yılı sonunda yüzde 33 ve 2025 yılı sonunda ise yüzde 15 seviyesine gerileyerek azalış eğilimi göstereceği tahmin ediliyor. Bu gerçeğe rağmen, orta vadede yüzde 5 enflasyon hedefine inanmak mümkün mü? 3 yılın tespitleri karşısında bu ifadeye inanılabilir mi?

Rapora göre enflasyonu besleyen unsurlar:

- Türk Lirası’nda yaşanan belirgin değer kaybı ve döviz kurundan geçişkenliğin artmış olması (maliyet kanalından geçişkenlik yaklaşık %25 olarak hesaplanmış),

- Enflasyon Beklentilerinin Temmuz ayı ile birlikte yükselişe geçmesi,

- Emtia fiyatlarındaki gerileme eğilimi yılın ikinci çeyreğinde de devam etmesine rağmen fiyatlardaki gerileme eğilim hızının yavaşlaması,

- Üretici fiyatlarının ana eğiliminin tekrar güçlenmesi,

- Talep koşullarının yılın ikinci çeyreğinde güçlenmesi,

- Yönetilen ve yönlendirilen kalemler grubunda olan vergi düzenlemelerinin önümüzdeki dönemde enflasyonu yukarı çekecek olması,

- Hizmetler enflasyonunda görülen atalet,

şeklinde sıralanıyor.

Enflasyonu kalıcı kılan diğer davranışlar ve satır arası ifadeler:

- Cumhurbaşkanı’nın “üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme” şeklinde ifade ettiği model kalıcılığını sürdürüyor. Bu olgu enflasyonla kalıcı ve gerçekçi mücadeleyi engelliyor.

- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Ekim ayındaki 12. Plana ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de Eylül ortasındaki Orta Vadeli Plana gönderme yapması enflasyonla mücadelede acele edilmediğini açıkça gösteriyor.

- En önemli gerçeği de artık 8 aydan daha az süre kalan yerel yönetim seçimleri sergiliyor. Özellikle büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanmaya kilitlenen iktidarın elbette enflasyonla mücadele gibi bir sevimsizliği gündeme getirmesi akla uygun gelmiyor.

- Enflasyondaki düşüşe rağmen gelişmiş ülkelerde yüzde 2, gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam etmesi ustaca bahane veya gerekçe olarak gösteriliyor.

- İstihdam piyasalarındaki güçlü seyrin ücret baskılarını ve küresel talebi canlı tutmakta, çekirdek enflasyon göstergelerindeki gerilemenin sınırlı kalmasına neden olduğu bahanesi de gündeme taşınıyor.

- Bir önceki Enflasyon Raporu döneminde ivmelenen kredi büyümesinin 2023 yılının ikinci çeyreğinde güçlü seyrini sürdürmesiyle enflasyonun beslendiği vurgulanıyor.

- Yumuşak bir geçiş döneminde parasal sıkılaştırma sürecinin devam etmesi gerektiği değerlendirildiği daha zayıf ve ürkek bir şekilde ifade ediliyor.

Sözün özü: Hükümetin enflasyonla kalıcı ve etkin bir mücadele niyeti yok. Merkez Bankası da bu yönde tavır ve kararlar içerisinde. Onun için de Merkez Bankası tarafından fiyat istikrarı yerine adeta enflasyonun istikrarı korunuyor diyoruz.

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar