TÜİK, yenilenen İTO endeksine ne diyecek?
Türkiye’nin en önemli sorunu olan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonla mücadeleye “dezenflasyon süreci” demeye başladığımızdan beri daha önce başarıyla defalarca yendiğimiz enflasyon canavarıyla savaş uzuyor. 2023 yılı ortasında göreve gelen ekonomi yönetiminin başlattığı dezenflasyon süreci 19 aydır sürüyor. Bugüne kadar kesintisiz devam eden Ak Parti iktidar döneminde 2003- 2016 yılları arasında 10 yıl tek hane 3 yıl da tek haneye yakın enflasyonla yaşamış vatandaşlar olarak 2020’den bu yana dünyanın sayılı yüksek enflasyonuyla boğuşuyoruz. Taammüden artırılan, siyasi kaygılarla 2023 seçimlerinin 2 yıl öncesinden yükselmesine göz yumulan enflasyonun bu kez de erken seçim ihtimali ile yaratılan siyasi gerginlikten beslenme riski var. Yerel yönetimler ve medya üzerinden yaratılan baskı siyasi kaygıların ekonominin gerçeklerinin önüne geçtiğini gösteriyor. Elbette enflasyon yüksek olunca bu afetin şiddetini ölçme tartışmaları hiç bitmiyor. TÜİK dışında enflasyon ölçümünde şeffaf yöntemi ve kapsayıcılığıyla en çok itibar edilen kurum İTO. Şimdi modern yöntemlerle güncellenerek İTO 2023=100 bazlı hale gelen İTO İstanbul Tüketici Fiyat Endeksi artırılan harcama grubu ve madde sayılarıyla TÜİK ile yarışır hale geldi.
İTO endeksinde madde sayısı 242’den 493’e çıktı
Metropol olarak barındırdığı ekonomik ve toplumsal gruplar itibarıyla Türkiye’yi temsil ettiği uzmanlarca kabul edilen İstanbul’un tüketici enflasyonu artık TÜİK dışında ikinci bir göz olarak İTO tarafından daha gerçekçi ölçülebilecek. İTO Başkanı Şekip Avdagiç’in verdiği bilgiye göre, endekste 8 olan ana harcama grup sayısı 12’ye, 242 olan madde sayısı 493 adede ve 15 bin 275 olan fiyat toplama sayısı ise kadronun genişletilmesiyle 24 bin 500 adete çıkarıldı. Avdagiç 1 Şubat itibarıyla yeni içeriğiyle yayımlanan endeksle ilgili şu açıklamayı yaptı: “1995 ve 1985 bazlı Ücretliler Geçinme İndekslerinin, değişen tüketim alışkanlıkları ve hayatımıza giren yeni hizmet ve ürünleri temsilinde güncelleme gerekliliği nedeniyle yenilenmesine karar verildi.” TÜİK’in önceki halini “eski ve eksik” bulduğu İTO endeksi güncellenmiş haliyle İstanbul enflasyonunun Ocak ayında yüzde 5,16, son 12 ayda ise yüzde 48.40 olarak açıkladı. Şimdi bugün açıklanacak TÜİK’in Ocak ayı enflasyon verileri yanında ulusal veri kurumumuzun güncellen İTO endeksi hakkındaki görüşü de merak ediliyor.
TÜİK, İTO endeksini nasıl eleştiriyordu?
İTO’nun TÜİK’in aylık enflasyon verilerinden iki gün önce açıkladığı veriler, vatandaşlar, araştırmacılar ve ekonomi gazetecileri tarafından dikkatle izlenir, mutlaka karşılaştırılır. TÜİK’e de sıklıkla farklılığın nedeni sorulur. Geçen yıl Ocak ayında TÜİK, ekonomi yönetimine “hissedilen enflasyon”, “İTO ve TÜİK verileri neden farklı” sorularına yanıt olarak yaptığı sunumları EKONOMİ Gazetesi ile paylaşmıştı. TÜİK yetkilileri bize yapılarındaki farklılıklar nedeniyle iki endeksin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söylemişlerdi. Şimdi son güncelleme ile TÜİK’in İTO endeksiyle ilgili “endekse esas alınan birimler, baz yılları, madde tanımları, fiyat derleme sayıları, ağırlık sistemleri, sınıflamaları” gibi birçok eleştirisi karşılanmış durumda.
ATO: Ankara’nın en önemli sorunu ulaşım
Başkentin sorunlarının ısrarlı takipçisi Ankara Ticaret Odası (ATO) bu sorunları değişik kesimlerle bir araya geldiği platformlarda masaya yatırıyor. Son olarak geçen hafta benim de moderatör olarak katıldığım “Ankara Buluşmaları”nda Ankara’daki 21 Üniversitenin rektör ve rektör yardımcıları ATO Yöneticileriyle birlikte Ankara’nın sorunları ele alındı. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ın yıllardır her kademede dile getirdiği Ankara’dan yurt dışı uçuş noktalarının bir türlü artırılamaması sorunu öne çıktı. Ankara’daki Türkiye’nin en seçkin üniversitelerinin rektörlerinin hemen hepsi bu sorunun hızla çözülmesinin çok önemli olduğu görüşündeler. Ankara’da gözbebeğimiz Aselsan, TAİ, Roketsan gibi kuruluşlar öncülüğünde hızla gelişen savunma sanayii de ulaşımla ilgili sorunlardan nasibini almaya başlamış. Uluslararası rekabetteki bu firmaların, Türkiye’ye gelen küresel şirketlerin yöneticileriyle doğrudan uçuş olmadığı için İstanbul’da görüşmek zorunda kaldıkları rektörlerce dile getirildi. Aktarmalı uçuş külfeti Ankara’ya yapılacak ziyaretlerden kaçınmalara yol açıyor. Halen 20 binin üzerinde yabancı öğrenciye ev sahipliği yapan Ankara’da artık yabancı öğrencilerin doğrudan uçuş rahatlığı nedeniyle İstanbul’u tercih ettikleri de belirtiliyor. Ankara’nın öne çıkan sorunları hep ulaşımla ilgili. “Dünyada havaalanına metro ulaşımı olmayan nadir kentlerden olması.” ve “son 2 yılda aldığı yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi hesaplanan kalıcı göçün de etkisiyle şehir içi trafiğin dayanılmaz hale gelmesi.”