Türkiye ve ABD’de işsizlik oranları ve piyasalar

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Geçtiğimiz Cuma ve Pazartesi günleri Türkiye ve ABD’de işsizlik oranları açıklandı. Türkiye’den başlayalım. Kasım 2021 dönemi itibarıyla işsizlik oranı yüzde 11,2 olarak açıklandı. Ekim ayına göre aynı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 gerileme var. Öncelikle şunu söyleyelim, yüzde 10’dan fazla büyüme ihtimali olan bir ekonomide, işsizliğin düşmesi çok normal. Ülkemizde yüzde 4 üzerinde büyüme rakamlarında, işsizlikte düşme eğilimi başlar. Son bir yılda istihdam 2,7 milyon kişi artmış. Baz etkisi ve açılmaya başlayan ekonomi ile beraber oldukça güçlü bir artış izleniyor.

2020 yılında başlayan pandemi öncesi iki yıl, 2018 yılı finansal türbülansının etkisiyle 2018 ve 2019’da sırasıyla yüzde 2,6 ve 0,9 gibi düşük oranda büyüdüğümüz yıllardı. Görece iyi büyüme gösterdiğimiz yıl yüzde 7,4 ile 2017 yılı oldu. Aşağıdaki tabloda temel istihdam göstergelerinin 2017 ve 2021 Kasım ayı verileri bulunuyor. 15 yaş ve üzeri nüfusümuzun son 4 yılda yaklaşık 4 milyon yükseldiğini, buna karşın çalışmak isteyen ve çalışabilir durumda olan işgücünün 2 milyon arttığını gözlüyoruz. İşgücüne dahil olmayan nüfus da 2 milyon artmış durumda. Türkiye ekonomisi işgücüne katılım açısından zaten düşük bir orana sahip olmasına rağmen, dört yıl öncesine göre işgücüne katılma oranı artmamış, düşmüş. Buna nedenle, son bir ayda aktif olarak iş aramayıp iş arayan ve ksımi zamanlı çalışıp tam zamanlı çalışmak isteyenleri hesaba kattığımızda, geniş tanımlı işsizlik oranı, TÜİK tanımıyla atıl işgücü oranı yüzde 22 üzerine çıkıyor. Bu durum, Türkiye’de 7,5 milyon civarında aktif ya da pasif olarak iş arayan var anlamına geliyor. 2017 sonrası yavaş da olsa sürekli büyüyen ve geçen yıl yüzde 10 üzerine çıkan büyümeye rağmen, 2021 yılında işsizlik oranı 2017 yılından daha yüksek.

İşgücüne katılım oranının düşük olması ve 4 yıl öncesine göre yüksek olması kadınların işgücüne katılımının düşük olması ve yapısal bir işsizlik soruna da işaret ediyor. Maalesef geniş tanımlı ve potansiyel işsizlik rakamlarının yüksek olması ekonomik boyutuyla reel ücretlerdeki baskının devam edeceği gösteriyor.

İşgücü piyasasındaki sorunlarımızı görmek açısından, ikinci tabloda ABD ile kısa bir karşılaştırma var. ABD’nin nüfusu 330 milyon, işgücü nüfusün yaklaşık yarısı, 162 milyon kişi. Türkiye’nin 85 milyona yakın nüfusu varken işgücü 33,6 milyonda kalıyor. ABD’de işsiz sayısı 6,3 milyon, işsizlik oranı yüzde 3,9 iken, Türkiye’de 3,8 milyon işsiz yüzde 11,2 işsizlik anlamına geliyor. Kısmi çalışanlar hariç ABD’de geniş tanımlı işsiz sayısı 8,3 milyon kişiyken, Türkiye’de 5,6 milyon civarındadır. Nüfusa göre oranladığımızda, veriler ülkemizdeki işsizlik sorununun boyutunu daha iyi ortaya koyuyor.

Son olarak, ABD verilerinin piyasa etkisinden söz etmek gerekirse, son açıklanan 199 bin tarım dışı istihdam artışı bizi çok yanıltmasın. Birincisi, önceki aylarda yukarı yönlü revizyon oldukça güçlü. İkincisi, kısmi zamanlı çalışanlar tam zamanlıya geçtiği için istihdam artışına yansımıyor. Üçüncüsü, işsizlik oranı yüzde 3,9 ile son 50 yılın en düşük seviyelerine yakın bulunuyor. Dördüncüsü, ABD’de geniş tanımlı isşiz sayısı 8,3 milyon, yeni açılmış iş pozisyonu 10,2 milyon kişi. İş arayan sayısından çok iş var. Özetle, ABD işgücü piyasası oldukça güçlü, buna karşı enfl asyon beklentilerin çok üzerine tırmanmış durumda. Fed’in daha şahinleşmesi bu durumdan kaynaklanıyor. Fed’e karşı pozisyon almak piyasalara hiçbir zaman kazandırmamıştır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024