Türkiye’nin rekabet avantajı olan sektörler (4): Finans/bankacılık

D. Ferhat DEMİR
D. Ferhat DEMİR İNOVASYON DELİSİ

Ülkemizin rekabet üstünlüğü olan sektörlere dair yazı serimizi finans ile tamamlıyoruz. Finans ve bankacılık, Türkiye’nin dünya standartlarında hizmet sunduğu yegâne sektörlerden. Gerek şube ağı gerekse dijital hizmetler ile Türkiye bankaları oldukça rekabetçi konumdalar.  Yurt dışında global bankaları kullanan birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki hem internet hem mobil bankacılık çözümleri, birçok ülke ile kıyasla oldukça ileri noktada. Ayrıca ciddi bir yetişmiş insan kaynakları var. BDDK verilerine göre 2020 itibarıyla 54 banka bünyesinde 203.658 personel, 11.322 şube ve 5,4 trilyon TL aktif büyüklüğü ile faaliyet gösteriyor. Sektörün hem aktif büyüklüğü hem de istihdam ettiği personel sayısı oldukça iyi bir noktada. Bankaların karları pandemiye rağmen iyi seyrediyor. Küresel belirsizliklere ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen son bir yıllık dönemde yüzde 26,5 büyüme kaydedilmiş.  Türk bankacılık sektörü, uluslararası mali piyasalara sıkı ilişkilerle entegre olmuş bir yapıda. İstikrarlı büyüyen, sofistike araçlar kullanan, ileri teknolojilerle desteklenen ve risklerini iyi yöneten bir bankacılık sektörü hem ülke hem de bölge için stratejik öneme sahip. Finansal Kurumlar Birliği (FKB) verilerine göre Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Varlık Yönetim Şirketleri’nin 2021 yılında 288 milyar TL işlem hacmine, 226 milyar TL aktif büyüklüğe, 36 milyar TL öz kaynak büyüklüğüne ve 6,2 milyon müşteri sayısına ulaştı. Bankacılık ve Finans kurumları birçok sektörün büyümesinde itici kuvvet. Ülkenin istikrarlı büyümesi için güçlü bir finans sektörü olmazsa olmaz.

İstanbul finansal teknolojiler (fintech) üreten startuplar için bir hub olmaya doğru ilerliyor. Türkiye’de 500’e yakın fintech ve ödeme sistemleri çözümü üreten startup var. Fintech tüm dünyada startupların yoğunlaştığı en cazip sektörlerden. KPMG’nin “Pulse of Fintech” raporuna göre fintech sektöründe geçtiğimiz yıl küresel ölçekte toplam 210 milyar dolar hacimde, 5.684 adet işlem gerçekleştirildi. İşlem sayısı 2020 yılına kıyasla yaklaşık yüzde 55’lik ciddi bir artışa işaret ediyor. 2021 yılı fintech sektörü için rekorlara imza atılan bir yıl oldu. ABD, Orta Doğu, Avrupa ve Asya Pasifik bölgelerinde rekor sayıda işlem gerçekleştirildi. Sektör; kripto para birimleri ve blok zinciri, servet teknolojisi ve siber güvenliğe olan ilginin artmasından destek alıyor. Türkiye, internete ve akıllı telefonlara erişimi yüksek genç ve kalabalık nüfusu ile sektörün gelişmesi için elverişli bir tüketici eğilimine sahip. Online ve temassız mobil ödeme hacimleri, pandeminin de etkisiyle yüksek bir ivme kazandı. EY’ın “Dünyada ve Türkiye’de Fintech” raporuna göre 2019’da 679 milyon olan online (internet üzerinden kart ile) işlem sayısı 2020’de yüzde 41 artarak 956 milyona ulaşmış. Fintech, yatırımcıların erken aşama yatırım (Tohum, A, B Serisi), birleşme/satın alma ve halka arz gibi alanlara artan ilgisiyle, en gözde sektörlerden biri hâlinde.  FT Partners’ın verilerine göre 2020 yılında dünya çapında 1.989 adet erken aşama yatırım işlemi vasıtasıyla 45,1 milyar dolarlık işlem hacmi yaratılmış. Fintech’ler, girişim sermayesi (VC) fonlarının ilk tercih ettiği startup’lardan oldu. Hatta bazı VC’ler fintech üzerinde uzmanlaşmış durumda. Sektör, artan potansiyeliyle hem stratejik yatırımcılardan (örneğin İş Bankası’nın moka’yı satın alması) hem de özel sermaye fonlarından (Mediterra Capital ve Actera Group gibi) yatırım çekiyor. Güçlü bir bankacılık sektörü, önemli bir pazar büyüklüğü ve büyüyen iç talep gibi nedenlerle fintech girişimlerinin sayısının artmasını bekleyebiliriz. Türkiye’nin rekabet avantajı kazandığı bu alanda, yatırımlar ve destekler artarak sürmelidir.

Not: Otomotiv (elektrikli otonom araçlar), Lojistik (drone’lar), Enerji (yenilebilir ve yeşil), Tekstil ve Hazır Giyim (wearable tech) ülkenin avantajlı olduğu diğer bazı sektörler fakat bu yazı serisinin uzayarak okuyucuyu sıkmaması adına haftaya ilgi çekeceğini düşündüğüm yeni bir temaya ve seriye başlıyoruz. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de ilk kez biz tartışıyor olacağız. Parantez içinde yazdıklarım; sektörün yoğunlaşması gereken radikal teknolojiler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Boykot 24 Nisan 2024
Yenilenemeyen kaybeder 03 Nisan 2024