Ülkenin dövize ihtiyacı var!...

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Çok yakın geçmişin hikayesi…

2021 yılına enflasyon damgasını vurdu. 3 Ocak 2022’de yılın sonuçlarını göreceğiz.

Son iki ayın sorunu kurlardaki oynaklık oldu.

Ekonomi politikalarının değişmez kanunları görmezlikten gelindi. Yeni teoriler veya yaklaşımlar ortaya konuldu.

Dolayısıyla ekonomi yukarıya aşağıya, sağa sola, ileriye geriye sürekli yalpaladı.

Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 2020 yılının Eylül ayında 3 yıllık Orta Vadeli Programın adını “Yeni Ekonomi Programı-YEP” şeklinde değiştirerek değişimi öne çıkardı. Son aylarda programların adı YEM, TEM gibi değişmeye başladı.

Türkiye’nin OECD tarafından gri listeye alınması, dış politikadaki gelişmeler, yabancı finans çevrelerinin spekülatif ve manipülatif davranışları hane halkının ve kurumların Türk Lirasından çıkışına yol açtı ve dövizde özellikle de dolarda ciddi bir atak oluştu. Döviz kurları Eylül sonrasından 20 Aralık tarihine kadar bir katından fazla Türk Lirası karşısında değer kazandı.

Bu arada Cumhurbaşkanı faiz ile ilgili tavrını hiç değiştirmediği gibi dozunu artırarak Merkez Bankası politika faizinin her ay düşmesini sağladı. Öte yandan da TÜİK’in enflasyonu bile tüm çabalara rağmen fren tutmadı ve başkaldırmasını sürdürdü.

Faiz ile ilgili olarak şöyle bir garip manzara ortaya çıktı:

- Merkez Bankası politika faizi, yani bankaları fonladığı faiz yüzde 14’e çekildi,

- Aynı anda TC Hazinesi’nin borçlanma faizi yüzde 22.60’lara yükseldi,

- Bankalarda bireysel faizler yüzde 16-17 bandına takıldı kaldı,

- Bankaların kredi faizleri de yüzde 22’den yukarı yöneldi.

- Bu arada TÜİK’in enflasyonu bile yüzde 20 bandına oturdu.

- Hele de ÜFE’nin yüzde 50 bandına yaklaşması gelecek için sıkıntı haline geldi.

Böyle bir manzaranın sürdürülebilirliği mümkün değildi.

Nöbeti şimdilik devralan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile birlikte Türk Lirası ve döviz ile ilgili çok farklı kararlar alındı. Türk Lirasına dönme veya dövize yönelmeyi kesme adına “Kur Korumalı TL Mevduat Hesabı” sistemi getirildi. Türk Lirası’na verilecek faizin yanı sıra değerini korumak adına dolar çıpası uygulandı. Yani bir bakıma dövize endeksli Türk Lirası mevduatına Türk Lirası faizi uygulaması başlatıldı.

Doların değeri bir gecede 18.30 liradan 11 liralara geriledi. Özellikle ihracatçı zorlanmaya ve ithalatçı da keyiflenmeye, yani ihracatçı oynatmaya ve ithalatçı da oynamaya başladı. Şimdi de dövizdeki bu geri gidişin yarattığı komplikasyonlar sıkıntı yaratıyor.

Uygulamanın üzerinden henüz daha 10 gün bile geçmedi. Onun için erken değerlendirme yapmak doğru olmadığı gibi mümkün de değil.

Gelelim işin esas gerçeğine!...

Asıl gerçek: Türkiye’nin döviz ihtiyacı

Türkiye’nin görmezlikten gelinemeyecek sorunu, içinde bulunduğu döviz ihtiyacıdır. Döviz olmadan bu ülkenin yol almasını, büyümesini, kalkınmasını beklemek hayaldir.

Peki niye dövize ihtiyaç var?... Dilerseniz temel nedenleri özetleyelim.

- Her şeyden önce Merkez Bankası’nın döviz rezervlerine ihtiyacı var. Mevduat karşılıklarını, swap paralarını döviz rezervi olarak kabul etmemiz mümkün değil. Çünkü bunlar Merkez Bankası’nın varlıkları değil, bir bakıma borçları.

- İthalat bir başka önemli gerçek veya gerekçe. Bu ülkede ithalat olmadan kalkınmanın sağlanamayacağı, hatta ihracatın bile yapılamayacağı biliniyor. Gerçekten de ülkenin hammadde, aramalı, makine ithalatı yapma zorunluluğu var. Bu da döviz ihtiyacı demek. Öyle anlık ve aylık sonuçlara bakıp kalıcı çıkarsamalarda bulunmak mümkün değil. İhracatımızın üçte ikisinin ithalata bağlı olduğunu da biliyoruz. Yani ithalat olmadan ihracat mümkün değil.

- Reel ve kamu sektörü ile bankaların döviz borçlarını ödemesi için de dövize ihtiyaç var. Ülkenin dış borç stoku yaklaşık 450 milyar dolar. Bunun yarısından fazlası da reel sektöre ait. Reel sektör bir yandan borç ödemek ve bir yandan da yeni borçlanma yapmak durumunda.

- Reel sektörün olduğu gibi merkezi hükümetin ve diğer kamu kuruluşlarının da ödenmesi gereken döviz cinsi dış borçları var. Bu da döviz ihtiyacı demek.

- Unutmamalıyız ki her yıl yaklaşık 50 milyar dolara ulaşan petrol faturası var. Malum enerji olmadan hiçbir şey olamıyor. Bu dövizi bulmak zorundayız.

- Döviz ihtiyacını ortaya koyan başka nedenler de var.

Sözün özü…

Çok yalın bir gerçek karşısında Türk Lirası üzerinden yapılacak politikaların sınırlı ve hatta sıkıntılı olacağı unutulmamalıdır. Zira bu ülkenin değişmeyen ve vazgeçilmeyen bir döviz ihtiyacı var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar