Ülkü Erakalın’lı anılar

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK

İBB Yayınları’ndan gelen sinema kitaplarını yerleştirmek için kitaplığımı düzenlerken karşıma Ülkü Erakalın'ın kitapları çıktı:

"Fotoğraflar Siyah-Beyaz, Anılar Renkli", "Yeşilçam'dan Son Yapraklar Belge ve Anılarla Türk Sinemasının Kırk Yılı", "Film Karelerine Gizlenen Anılar" ve "Direklerarası'nın Son Direkleri."
Kitapları yeniden karıştırırken onu kaybettiğimiz 2016 yılını anımsadım:

Aylardan Nisan. Unutulmaz aşk öyküleri anlatıcısı Ülkü Erakalın’ın ismi anons edildiğinde alkışlar gökyüzüne yükseliyor; ne de olsa yıldızlar gökte yaşıyor 60 küsur yıllık anılarını anlattığı oyunun adı gibi…Belki de ilk kez bir ödülü almaya gelemiyor, 35. İstanbul Film Festivali Sinema Onur Ödülü’nün takdim edileceği gece o, gökyüzünde bir yıldız artık!

Ve yıl 2008, İstanbul. Buram buram terleten bir Temmuz günü. Sohbet ediyoruz:

“Ama ne acıdır ki ben hâlâ Antalya Film Festivali'nden bir Onur Ödülü alamadım. Benden sonra gelenler, benim öğrencilerim ödül aldılar. Benim akranlarım, benim geçmişlerim aldılar, nedendir hâlâ çözemem bir Onur Ödülü alamadım. Yani bana bir Onur Ödülü borçları var. Ama onu ben kendi adıma almayacağım zaten, Yeşilçam adına alacağım verirlerse.”

Ve bir sene sonra Antalya’da alkışlar, alkışlar… "Çığlık Çığlığa Bir Sevda" filmiyle Altın Portakal Onur Ödülü'ne değer görülüyor...

Erakalın, "Ateşten Damla" filminde Lütfi Akad'ın asistanı olarak 1958'de sinemaya başlamış. Bir dönem Orhan Elmas, Alşevir Alyanak ve Hulki Saner'in de asistanlığını yapmış. "Unutamadığım Kadın"la birlikte 60’lı yılların başından itibaren kendi filmlerini çekmiş. Üvey Ana, Dudaktan Kalbe, Bir Cahide Sonku Vardı, Yılın Kadını, Sev Yeter, Gönül Oyunu, Dua, Kadınlar Koğuşu, Aldırma Gönül, Yeşilçam Sokağı, Ben Sana Mecburum, Silemezler Gönlümden, Elbet Bir Gün Buluşacağız, Bir Garip Yolcu, Afacan Harika Çocuk, Ana Gibi Yar Olmaz, Hepimiz Kardeşiz, Anasının Kuzusu, Kırmızı bunlardan sadece birkaçı. Çünkü, 100'den fazla filme imza atmış. Duygu Film'i kurduktan sonra filmlerinin yapımcılığını da üstlenmiş.

Gelelim yine 2009’a… 2 Kasım akşamı benim 13 yıl boyunce hazırladığık “Ustalara Saygı” etkinliklerinin yeni sezondaki ilk konuğu. Gece, ünlü yönetmenin kariyeri gibi rengârenk ve dopdolu: Behzat Uygur, Can Ataklı, Dilek Türker, Ediz Hun, Ekrem Ataer, Gönül Yazar, Irmak Ünal, İnci Çayırlı, Kayhan Yıldızoğlu, Korhan Abay, Nilüfer Aydan, Suzan Avcı, Tangör Toydemir, Tomris Oğuzalp, Tûlûğ Çizgen ve Yüksel Aytuğ konuşmacı konuklar arasında. Erakalın’ın sahnede bizzat ağırladığı dostları onun çok yönlülüğünü ortaya koyuyor. Usta, yıllar sonra ilk kez piyanosunun başına geçerek konuklarıyla birlikte “Yeşilçam Şarkıları” da söylüyor. Kökleri Direklerarası'na ulaşan sanatçı bir aileden geliyor Erakalın. O zamanki adıyla İstanbul Belediye Konservatuarı mezunu. Gazetecilik, yönetmenlik, müzisyenlik, arşivcilik, kitap yazarlığı 60 küsür yıllık uğraşları arasında:

"Benim bir dikili ağacım yoktur, ama anılarım var. Yıllar boyu biriktirdiğim, milyarlara değişmeyeceğim anılarım. Benim tek servetim anılarımdır” diyor bana ve devam ediyor:
"1960 yılından itibaren sinemaya giren bütün ünlülerin hocası olduğumu onlar söylüyorlar. 60 yılından sonra giren, ki ondan evvelki sanatçılarla da çalıştım- hemen bütün ünlülerle film çekmişim. Bu nedenle de hocalık yanında bir de sinema tarihçiliği eklediler vasıflarıma. Sinema tarihimizi ezbere anlatabilecek kadar biliyorum, elimde çok önemli belgeler var, hangi yıllar içinde, kimler ne çekti, eski kameramanlar, eski senaristler…"

Cahide Sonku'dan başlayarak Belgin Doruk, Neriman Köksal, Muhterem Nur, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın, Selda Alkor, Hülya Avşar hep onun kamerasının önünden geçmişler.

"Reşat Nuri'nin 'Dudaktan Kalbe'sindeki Lamia'ya, Cevat Fehmi'nin 'Paydos'undaki Muallim Murtaza'ya, Aka Gündüz'ün 'İki Süngü Arasında' ve 'Üvey Ana'sındaki kahramanlarına, Sadık Şendil'in 'Kanlı Nigâr'ına, Esat Mahmut Karakurt'un 'Kadın Severse' romanındaki seven kadınlarına hayat verdim yıllar boyu. Hem ünlü yazarlar hem de yarattığım ünlü karakterleri ile akraba oldum bugüne dek... Hep onlarla, onları yaşadım."

Bu arada, kitaplar da yazmış. Çeşitli televizyon kanallarına 600 bölüme yakın dizi çekmiş. İddialı olduğu konulardan birisi de gazetecilik. Müzisyen kimliğine gelince:

"Benim için ön planda gelen eğitimli olan dalımdır, yani müzik. Ama hepsinin adamı olduğumu kabul ediyorum. Yani yeri gelir müzik yaparım, yeri gelir senaryo, kitap yazarım. Yıllar boyu hep ürettim. Ürettiklerimde sevgi vardı, dostluk vardı, acı vardı, mutluluk vardı. Bazen kahkahalarla süslendi, bazen de gözyaşlarına boğuldu" diyor.

Aramızdan ayrılışının yedinci yılında 6 Nisan’da umarım geniş katılımlı bir etkinlikle anılır sevgili Ülkü Erakalın… Başta sinema birçok alanda unutulmayacak o kadar çok iz bıraktı ki...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Muş izlenimleri… 17 Mayıs 2024
Esnaf lokantaları 05 Nisan 2024