Vatandaş hangi veriye güvenecek?

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası

Salgın sürecinin en önemli gelişmelerinden birini yaşadığımız bir haftayı geride bıraktık. Anlaşıldı ki bizim “hasta” raporlama metodumuzla dünyanın geri kalanı arasında fark var. Biz, belirti göstermeyen yani asemptomatik vakaları “hasta” olarak raporlamıyoruz, fakat diğer ülkeler raporluyor. Doğal olarak göreceli bir şekilde “hasta” sayımız düşük çıkıyor. Hatta bu yüzden İngiltere, Türkiye’yi "karantina uygulanacak ülkeler" arasına ekledi. Konuyla ilgili tartışmalar sürüyor, benim uzmanlık alanım olmadığı için sadece medyada yer alan haberleri sizlerle paylaşmakla yetineyim bu aşamada. Peki neden bu konuyla başladım yazıma. Çünkü bu, tam da hakikat ötesi(post-truth) çağa özgü hareketlere bir örnek. Yaptığınız açıklama yanlış değil ama gerçeği de tam olarak yansıtmıyor. Ekonomi alanında benzer durumlarla sık sık karşılaşıyoruz. Verinin eğilip bükülerek tarafların kendi tezlerini savunurken kullanılması maalesef bütün dünyada çağımızın büyük problemlerinden biri. Size bu durumu enflasyon ve baz etkisi üzerinden anlatayım. Hem enflasyon hesaplama yöntemlerine bakalım, hem baz etkisini anlayalım hem de bu veriler kullanılarak nasıl yönlendirme yapılabiliyor onu görelim.

Enflasyon Nasıl Hesaplanır?

Enflasyon hesabı, hanehalkı harcamaları içinde yer alan 418 tane mal ve hizmetin, ağırlıkları da dikkate alınmak suretiyle, fiyatlarında gerçekleşen değişim üzerinden yapılıyor. Bu 418 malın geçen yıl aynı ayda ağırlıkları dikkate alınarak ölçülen fiyatı diyelim ki 100, bu yıl yaptığımız ölçümde bu sepetin fiyatı 110’sa o ülkede enflasyon %10 demektir. Bu yıllık enflasyondu. Bir de aylık enflasyon var. O da son ayın fiyatlarının önceki ayla kıyaslanması. Bizim sepetimizin fiyatı iki ay arasında 100’den 101’e yükseldiyse aylık enflasyon %1 diyoruz. Enflasyon her ayın 3’ünde TÜİK tarafından aylık ve yıllık olarak açıklanıyor.

Yıllık enflasyonu metod olarak iki şekilde hesaplayabiliriz. Biri; açıklanan ay da dahil olmak üzere son 12 aya ilişkin “aylık” enflasyonları dikkate alarak hesaplama yapabiliriz. İkincisi de önceki yılın aynı ayındaki sepetin fiyatıyla bu yılki sepetin fiyatını kıyaslayabiliriz. Bu iki metodda da sonuç aynı çıkacak.

İlk metodda dikkat ederseniz son ay da dahil olmak üzere son 12 aydan bahsettim. Dolayısıyla her yeni ay eklendiğinde hesaplamadan bir ayın çıkması gerekiyor. Yani ben Ağustos 2020 enflasyonunu hesaplıyorsam Eylül 2019 ve Ağustos 2020 de dahil olmak üzere aradaki 12 ayı dikkate alacağım. Eylül 2020 enflasyonunu hesaplarken Ekim 2019 ve Eylül 2020 de dahil olmak üzere aradaki 12 ayı dikkate alacağım. Gördüğünüz gibi ikinci hesaplamada ilk hesaplamada yer alan Eylül 2019 aylık enflasyonu denklemden çıkmış oldu. Bunun yerine Eylül 2020 girmiş oldu. Eğer yeni giren ay olan Eylül 2020’deki aylık enflasyon, çıkan Eylül 2019’daki aylık enflasyondan daha yüksekse yıllık enflasyon önceki açıklanan enflasyona göre yükselmiş oluyor, daha düşükse de düşmüş oluyor doğal olarak. Baz etkisinin bir gösterim yolu budur.

İkinci metodsa, hesaplama yaptığımız aydaki sepetin fiyatını geçtiğimiz yıl aynı aydaki sepet fiyatıyla karşılaştırmaktır. Eylül 2020 enflasyonu hesaplıyorsanız Eylül 2020’deki sepet fiyatını Eylül 2019 sepet fiyatıyla karşılaştırırsınız. Eğer kıyaslama yaptığınız yani baz aldığınız ayda ekstra bir gelişme olup fiyatlarda ciddi bir yükseliş olduysa fiyat değişimi yani enflasyon düşük çıkacaktır. Çünkü br rakamı diğer bir rakamla kıyaslıyorsanız ve bu baz aldığınız rakam yüksekse aradaki fark düşük çıkacaktır. Aşağıda örmek üzerinden açıklayacağım.

Baz Etkisi İçin İdeal Örnek: Ağustos – Eylül 2019 Enflasyonları

Örneğimize geçelim. Aşağıdaki tabloda Türkiye’nin Ağustos 2019 ve Eylül 2019 yıllık enflasyon hesaplamalarını görüyorsunuz. Yıllık enflasyon, Ağustos 2019’da %15.01’ken Eylül 2019’da %9.26’ya düştü. Halbuki Eylül 2019 aylık enflasyon oranı %0.99. Yani mantık olarak enflasyonda böyle bir düşüş olmasını gerektiren bir durum yok. İşte burada baz etkisi kavramı devreye giriyor. Buradaki kritik unsur giren 0.99’luk Eylül 2019 değil, denklemden çıkan %6.30’luk değere sahip Eylül 2018 enflasyonu. Yıllık enflasyon hesabında son 12 ayı dikkate aldığımız için Eylül 2019 yıllık enflasyon hesabında artık Eylül 2018 aylık enflasyonunun yeri yok. Onun için aşağıdaki tablonun sağ tarafında yani Eylül 2019 enflasyonunu gösteren kısımda %6.30’luk Eylül 2018 aylık enflasyonunu görmüyoruz. Bu da Eylül 2019 yıllık enflasyonunun Ağustos 2019 yıllık enflasyonuna göre 5.8 puan düşük çıkmasına sebep oldu. (%15.01-%9.26) Vatandaş da fiyatlarda artış olduğunu hissederken enflasyonun düştüğünü duyunca isyan ediyor. Halbuki gördüğünüz gibi enflasyonun düşmesi için fiyatların düşmesi gerekmiyor.

İkinci hesaplama yöntemimizle düşünürsek de aynı sonuca ulaşıyoruz. Ağustos 2019 enflasyonunu hesaplamak için Ağustos 2019 sepet fiyatını Ağustos 2018 sepet fiyatıyla kıyaslayacağız. Ağustos 2018 sepet fiyatına 100 dersek ve aylık enflasyonlar dikkate alındığında bu sepetin fiyatının Ağustos 2019’da 115.01 olduğunu görüyoruz. Ağustos 2018 ve Ağustos 2019’u kıyasladığımıza %15.01’lik(115.01 vs 100) bir artış var. Ağustos 2019 yıllık enflasyonu %15.01 diyebiliriz. Eylül 2019 enflasyon rakamını da, Eylül 2019 sepet fiyatını Eylül 2018 sepet fiyatıyla kıyaslayarak bulacağız. Az önceki örneğimizden devam edersek Eylül 2018 sepetimizin fiyatı ilgili ayda büyük bir fiyat artışı(%6.3) olduğu için 100’den 106.3’e çıkmıştı. Eylül 2019 sepet fiyatımızsa (Ağustos 2019’a kıyasla) aylık %0.99 fiyat artışıyla 115.01’den 116.15’e yükseldi. Şimdi artık bu 116.15 olan Eylül 2019 sepet fiyatımla, 106.3 olan Eylül 2018 sepet fiyatını kıyaslayarak Eylül 2019 yıllık enflasyonunu bulmuş olacağım. 116.15’ten 106.3’ü çıkarıp bu farkı 106.3’e böldüğümde ulaştığım %9.27 benim Eylül ayı yıllık enflasyon rakamım. Gördüğünüz gibi aylık %0.99 fiyat artışı olmasına ragmen yıllık enflasyon önceki aya göre 5.8 puan azalmış oldu.(%15.01-%9.26) Bu durumu;

a) İlk metodumuzu kullanıp 12 aylık hesapta yüksek fiyat artışı gördüğümüz ay denklemden çıktı diyerek,

b) İkinci metodu kullanıp hesaplamada baz alınan aydaki fiyat seviyesi daha yüksek olduğu için artış düşük çıktı diyerek açıklayabilirsiniz.

Bu iki açıklama da bize baz etkisinin enflasyon hesabındaki önemini gösteriyor.

Hakikat Ötesi Çağda Verinin Lehte Kullanımı

Şimdi sizi Eylül 2019 enflasyon rakamı açıklanmadan önceki haftaya götürüyorum. Ben Eylül 2018’deki %6.3’lük aylık enflasyon rakamını biliyorum. Bu rakamın enflasyon hesaplama denkleminden çıkacağını ve enflasyon hesaplama mantığı gereği baz etkisinden dolayı yıllık enflasyonun düşeceğini biliyorum. Siz de henüz bu yazıyı okumadınız ve böyle bir hesaplama detayından da haberdar değilsiniz. Ben kürsüye çıkıp;

“Aldığımız önlemler sonucu enflasyonla mücadelede önemli başarılar elde ettik. Faizleri düşürdük ve enflasyon da düştü. Bundan sonra daha da hızlı düşecek, göreceksiniz.”

desem olur mu? Enflasyon açıklandığında haklı çıkarım değil mi? Alın size hakikat ötesi bir yaklaşım. O anki veriyi istediğim gibi kullanarak doğal olarak bu konularda uzman olmayan halkı etkilemiş oldum.

Bu sebeple gerek sosyal medyada yayılan gerekse de politikacılar tarafından paylaşılan bilgilerin değerlendirmesini yapabilecek ve bunları halka anlatacak tarafsız uzmanlara belki de en fazla ihtiyaç duyduğumuz dönemlerden geçiyoruz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Halkımızın durumu yok 02 Temmuz 2022