Yıkıntılar arasından çıkan üç fotoğraf

Servet YILDIRIM
Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Geçen haftaki büyük depremlerde bölgedeki birçok yerleşim yerle bir oldu, binlerce kişi hayatını kaybetti ama o felaket görüntüleri arasında üç fotoğraf öğreticiydi ve geleceğe dair umut vericiydi.

Bu fotoğraflardan ilki Kahramanmaraş’taki Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İnşaat Mühendisleri Odası (TMMOB) binasıydı. Çevresindeki bütün yapılar yıkıldığı halde TMMOB binası sağlam bir şekilde ayakta duruyordu. Fotoğrafı sosyal medyada paylaşan birlik yetkilileri binanın “mühendislik ve bilimle” ayakta kaldığına dikkat çektiler. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş’ın dediği gibi “Fazla söze gerek yok. Bilim ve mühendislik böyle büyük bir depremde dahi ayakta kalacak yapılar inşa etmeye yeter… Yeter ki bilim ve teknik halk yararına uygulansın!” Çok basit ve yol gösterici bir açıklama bu.

İkinci fotoğraf ise Adıyaman’dan geldi. Şehirde birçok bina yerle bir olurken, bir cam bina niteliğinde olan Kommagene Kültür Merkezi’nin camları bile kırılmamıştı. Kültür merkezinin hemen karşısında yer olan Adıyaman Belediye Başkanlığı binası ise maalesef yerle bir olmuştu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Avrupa Birliği fonuyla inşa ettiği yapının ihalesi AB mevzuatına göre yapılmış. Binanın bu depremde ayakta kalması mucize falan değil. Aslında olağanüstü olan hiçbir şey yok. Her şey olağan yani olması gerektiği gibi ilerlemiş. Doğru zemin etüdü yapılmış, doğru malzeme kullanılmış, doğru mimari ve inşaat teknikleri uygulanmış.

Üçüncü fotoğraf Hatay’daki Erzin ilçesinin fotoğrafıydı. Çevredeki çok sayıda ilçe depremde enkaza dönerken Erzin’de hiçbir yapı yıkılmadı; hiçbir kimse yaralanmadı, hiçbir kimse ölmedi. İlçenin konum olarak dağlık bir bölgede yer alması ve fay hattına uzaklığı gibi faktörler de bu durumda çok etkili olmuştur ama Erzin’in hikâyesinin Türkiye’ye örnek olacak yanı “kaçak yapılaşmaya” ve yüksek katlı binalara izin vermemesiydi.

Erzin belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu Euronews’a yaptığı açıklamada bir Türkiye gerçeğine işaret etmiş. Demiş ki; “Vatandaşımız şimdiye kadar alışkanlıkları gereği siyasilerden yaptıkları yapıları, eğer kaçak yapacaksa görmemeleri konusunda hep talepleri oluyor. Bana da seçilir seçilmez böyle talepler geldi. 'Başkanımız bina yapacağız buna izin verir misin?' gibi.” Bu taleplere yanıt olarak başkan ise “Benim böyle bir yetkim yok. Böyle bir şeyi kesinlikle yapamam” demiş. Yapanlara ceza yazmış; savcılıklara bildirmiş. Sonunda 42 bin nüfuslu ilçede can kaybı ya da yaralanan olmamış.

İbn Haldun’un dediği gibi “coğrafya kaderdir” ama bu coğrafyanın getirdiği olumsuzlukların bir afete ya da trajediye dönüşüp dönüşmemesi insanın elindedir. İnsan yerleştiği alanları deprem dirençli yaparsa varsın coğrafya kader olsun. Burada da yetki ve sorumluluk yöneticilerdedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar