Yüzde 73 faizle kimler borçlanır?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Sürekli verdiğim örnektir. Bir eylemde zamanlama, çoğu kez eylemin kendisinden de önemlidir. Misal, havuza dalmadan önce derin nefes almak, iyi fikirdir. Ancak havuza daldıktan sonra derin nefes almak, kötü fikirdir. Tıpkı Merkez’in faiz silahını kullanma sürecindeki zamanlama faciası gibi.

Kuru tutabilmek ve enflasyonu dizginleyebilmek için faizin arttırılması gerektiği zamanlarda işi “nas”a bağladık ve %8,5’i gördük. Kur çıldırınca rasyonele dönmeye karar verdik. Bu süreçte faiz artışını da “kutsala bağlayıp” zamanında önden yüklemeli arttırmadık ve şimdi faiz belasındayız.

KAFAYI SU ÜSTÜNDE TUTABİLMEK VE BORÇ YÜZDÜREBİLMEK İÇİN

Kredi faizlerinin %73’lere vardığı süreçte, ne kuru “rezerv eritmeden” tutabiliyoruz, ne de enflasyona gem vurabiliyoruz. Şimdi soru şudur; %73 faiz ile kimler borçlanır? Bu kredi faiziyle “borçlanmıyor, duruyorum” diyebilen çıkar mı? Cevabı bildik soru bu; “konkordato ikliminde duran, derhal batar.”

Kredi ihtiyacı olup bankaya yolu düşene hem kolay kredi yok hem de ucuz para yok. Yüzde 73 ile borçlanmak zorunda kalıyor konkordato kıyılarına dayananlar. Bu faizle kredi ancak kafayı su üstünde tutmak için alınır, yoksa enginlere açılamazsın, zira ne kazanıyor olacaksın ki %73 faizi karşılayasın

İKİ SORU İKİ CEVAP / Kredi faizine dair…

Bu faizle kimler kredi alır?

Denize düşen yılana sarılır misali… Elbette ki bu yüksek faiz bankanın suçu değil. Suçlu arama faslı çoktan geride kaldı. Şimdi ise derdimiz; hayatta kalmak. Duranın batacağı bu konkordato ikliminde iflas sağanağı gelmesin diye borç çevrimi yapmak zorunda kalan şirketler %73’e dahi razı oluyorlar.

Banka dışında çare var mı?

Var; öz sermayeye odaklanmakŞirketleri fakir ama patronları zengin bir ülkeyiz… Yüzde 73’le alacağın kredi ile ancak batmaktan kurtulabilirsin. O da belki… Bu yüzden kirli çıkın patronlar; pamuk eller cebe… Varlık mı satarsın, A8 long’unu mu? Yoksa bina, makine, yat, kat, at mı?

NOT

LÜKÜS KAMARADA KİMLER OTURUR

ŞİNANAY YAVRUM ŞİNANAY NAY…

Sezen Aksu’nun şarkısındaki gibi; lüküs kamara artık, krediye erişebilen, finansa ulaşabilen, nakit akışını yönetebilenlerin mekânı… Sorun şu ki çok az patron lüküs kamarada… Çoğu güverte yüzü dahi göremiyor. KOBİ isen ve pazarın daralmışsa, güvertede tutunamıyor, ayağın denize kayabiliyor.

Dün bir sanayici soruyordu; “bankaya bu faizle kredi için giden var mı?” Cevabı kendisi veriyordu; “durursam teknem su alır batarım, haftabaşı ilk işim bankaya gitmek. Artık Allah ne verdiyse… Krediyi alamazsam yandım.” İyi de %73’lük kredi seni daha ne kadar su üstünde tutabilir ki

Aslında şimdiye dek böyle davranan şirketler, hep bir borç sarmalı ile koşarak gitti. Ancak şimdi kazın ayağı böyle değil. Peki ya şimdi? Görünen odur ki lüküs kamarası olmayan kaptanlar, ya teknesini satacak veya filikaları şimdiden suya indirecek. Yelkenler mi? Onları çoktan suya indirdiler bile…

Bu yılın düzeltme yılı olacağını söyledik durduk… Seçim sonrası köklü iktisadi tedbirler gelir dedik. Ancak gelmedi. Neyi, kimi bekliyorlar bilmiyorum. Tasarruf tedbirleri de fos çıkınca şirketler nihayet; “gemisini kurtaran kaptan” moduna gelebildiler.

Oysa Hz. Nuh, gemilerini yağmurlar başlamadan önce tufan için inşa etmişti. Yine de tekne batırmaktansa %73 kaloriyle pedal basmaya çalışın derim…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gölgelerin gücü adına 19 Temmuz 2024