ASO Başkanı Ardıç: Göç sorununu Göç İdaresi ile idare etmeyelim, 'Göç Bakanlığı' kuralım
Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda konuşan ASO Başkanı Ardıç, “Düzensiz göç sorunu, göç idaresi ile idare edilmekten vazgeçilmeli, ivedi bir şekilde Göç Bakanlığı kurulmalıdır. Ülke ihtiyaçlarına göre tasarlanacak bir “nitelikli göç yasası”nın ülkemiz için faydalı olacağını düşünüyorum.” dedi.
Hüseyin GÖKÇE
ANTALYA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin düzensiz göç sorununu mutlaka çözmesi gerektiğini belirtirken, bunun Göç İdaresi aracılığıyla idare edilmesi yerine Göç Bakanlığı kurulması gerektiğini ifade etti.
Gelinen noktada dijitalleşmenin çok konuşulduğunu ancak konuşmaktan fazlasının yapılamadığını belirten Seyit Ardıç, 2023 dünya dijital rekabet gücü sıralamasında Türkiye’nin 64 ülke arasında 53’üncü sırada olduğuna dikkat çekti.
Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 kavramlarının sıkça konuşulmasına rağmen üretim süreçlerinde kullanılamadığını bildiren Ardıç, anahtar teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımında da ülkemizin OECD içinde en düşükler arasında yer aldığını bildirdi.
"Düzensiz göç engellenmeli"
Dünya gündeminin en önemli tartışma konularından birisi olan göçün boyutunun giderek büyüdüğünü söyleyen Seyit Ardıç, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu sektör ve mesleklerde nitelikli göçmenlere öncelik verilmesi, niteliksiz göçmen kabullerinin ise sınırlandırılması gerektiğini belirtti.
Düzensiz ve yoğun göçün kontrol altına alınıp engellenmesi gerektiğinin altını çizen Ardıç,
“Bu durum, reel sektörün nitelikli personel ihtiyacını karşılamadığı gibi ülkemize altyapı, barınma, ulaştırma, eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik, iç güvenlik ve benzeri alanlarda artan maliyetler yüklemektedir” dedi.
Bunun Türkiye’nin demografik yapısını da bozduğuna işaret eden Ardıç, “Düzensiz göç sorunu, göç idaresi ile idare edilmekten vazgeçilmeli, ivedi bir şekilde Göç Bakanlığı kurulmalıdır. Ülke ihtiyaçlarına göre tasarlanacak bir “nitelikli göç yasası”nın ülkemiz için faydalı olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
"Üretken yapay zeka seferberliği ortaya konulmalı"
Dünyada rekabetçiliğin hızla değiştiğini ve Türkiye’nin ülke olarak ikiz dönüşüm ve verimliliğe odaklanması gerektiğini dile getiren Seyit Ardıç, bunun yanında üretken yapay zekâ seferberliğinin de ortaya konulması gerektiğini aktardı.
Yapay zekânın inanılmaz hızla hayatın her alanına girdiğini belirten Seyit Ardıç, “Üretken yapay zekâ yatırımları 2022'ye göre neredeyse sekiz kat artarak 25,2 milyar dolara ulaştı. McKinsey anketine göre, katılan kuruluşların yüzde 42'sinin yapay zeka (üretken yapay zeka dahil) uygulanmasının maliyetleri azalttığını, yüzde 59'unun ise gelir artışı bildirdiğini ortaya koyuyor. Bu veriler yapay zekanın iş verimliliğinde önemli kazanımlar sağladığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
IMF'nin Yapay Zeka Hazırlık Endeksi'ne göre yapay zekanın, dünya çapındaki işlerin neredeyse yüzde 40'ını etkileyeceğini ifade eden Ardıç, Türkiye’de yapay zeka ekosistemini dünyanın en iyilerinden biri haline getirmek için doğru kurguları ve güçleri bir araya getirmek gerektiğini anlattı.
"Ne pahasına olursa olsun ihracat değil"
Türkiye’de kişi başı milli gelirin 13 bin 110 dolara yükseldiğini kaydeden Ardıç, Dünya Bankası’nın 13 bin 846 dolar olarak tanımladığı yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkmak için daha fazla çalışılması gerektiğini vurguladı.
Aksi takdirde Türkiye’nin 10 yıldır kaldığı orta gelir tuzağından kurtulamayacağını ifade eden Ardıç, “Artık ne pahasına olursa olsun ihracat değil, daha yüksek katma değerli ve daha fazla döviz kazancı sağlayacak süreçlere ve işbirliklerine odaklanmalıyız” dedi.
Yüksek döviz kazandırıcı sektörlerin birisinin de ilaç, tıbbi cihazlar olduğunu anlatan Ardıç,
“OECD sınıflamasına göre yüksek teknoloji grubunda yer alan bu ürünlerin gerek yurt içi gerekse yurt dışı pazarlarının geliştirilmesinde kamu alımları bir kaldıraç etkisi yaratabilir” diye konuştu.
