Eti Bakır “eksi atık” dönemini başlattı

Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisi Genel Müdürü Emre Kayışoğlu "Geri kazanım tesisimizle dünyada sürdürülebilir ve döngüsel ekonominin en iyi örneklerinden biriyiz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Eti Bakır “eksi atık” dönemini başlattı

Handan Sema CEYLAN

Eti Bakır’ın Küre’deki atık barajları artık dolmuyor. Mazıdağı geri kazanım tesisinde “artıklardan” kobaltı, çinkoyu, bakırı ve demiri ayrıştıran tesis, elektriğin de yüzde 70’ini atıktan sağlıyor. Üstelik emtia fiyatlarına bağlı olarak tesisin en geç 12 yılda yatırım kendini amorti etmesi hedefleniyor.

Yatırımlarını döngüsel ekonomi çerçevesinde geliştirme kararını, farklı tesisleri aynı entegre yapı içinde devreye alarak uygulayan Eti Bakır, Mazıdağı tesisi ile “eksi atık” dönemini başlatıyor. Firma her ne kadar ‘atık’ değil ‘artık’ demeyi tercih etse de “eksi atık” vizyonu ile çalışacak ve Cengiz Holding tarafından, 1,2 milyar dolara devreye alınan Mazıdağı tesisi, emtia fiyatlarına bağlı olarak 8 ila 12 yılda kendisini amorti edecek.

Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisi Genel Müdürü Emre Kayışoğlu, tesislerinin doğum nedeninin tamamen geri dönüşüm olduğunun altını çizdi. Kayışlıoğlu, “Küre’den çıkardığımız her şeyin sadece yüzde 1,5-2’si bakır. Geriye kalan yüzde 98,5 ile ne yapabileceğimizi araştırdık. İçinde kobalt olması ana motivasyonumuz oldu. İçindeki kobalt yüzde 0,5 civarında. Ancak çok kıymetli olduğu için harekete geçmiş olduk” dedi.

Küre’deki bakır üretimi sürecinde artık ürün olarak ortaya çıkan pirit konsantresinin yaklaşık 1.200 kilometre uzaklıktaki Mazıdağı tesisine tren yoluyla taşındığını kaydeden Kayışlıoğlu, “Burada en son teknolojiler kullanılarak 21’inci yüzyılın kilit elementlerinden kobalt geri kazanılıyor. Üstelik yüzde 99,99 safl ıkta. Kobalt pil, batarya ve katalizörlerin yanı sıra teknoloji, petrokimya, elektrikli otomobil ve uçak endüstrisinde yoğun olarak kullanılıyor ve yüzyılın elementi olarak adlandırılıyor” açıklamalarında bulundu.

Kayışlıoğlu, tesisteki prosesi de anlatarak, şunları söyledi: “Sırasıyla ilk önce kükürdünü sülfürik asite çeviriyoruz. Onu yakarken elektrik üretiyoruz. Ürettiğimiz elektrik fabrikamızın ihtiyacının yaklaşık yüzde 70’ini karşılıyor. Devamında da sırasıyla kobaltı, çinkoyu, bakırı ve en sonunda demiri alıyoruz. İşte buna eksi atık konsepti diyoruz. Hem Eti Bakır’ın Küre’deki atık barajlarının dolmasının önüne geçiyoruz, oraları boşaltıyoruz hem de onların tamamını ürüne çeviriyoruz. Bir de üzerine elektrik üretiyoruz. Dünyada sürdürülebilir ve döngüsel ekonominin en güzel örneklerinden biriyiz. Üstelik emtia fiyatlarına bağlı olarak 8 ila 12 sene içinde yatırım kendini amorti edecek.”

Black mass dönüşümünde İngiltere hattı

Sadece Türkiye içinde değil, küresel anlamda da entegre olduklarını belirten Kayışlıoğlu, “2020’de, İngiltere’nin Widnes kentindeki 40 yıllık geçmişi olan ICoNiChem’i bünyemize kattık” hatırlatmasını yaparak, “Yaptığımız yatırımlarla kobaltı; nikel, sodyum ve magnezyumdan ayrıştırma kapasitesini 900 tondan 1.800 tona çıkaran ICoNiChem, Mazıdağı tesisinden gelen ürünleri de işlemeye başladı. Dünya kobalt üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştiriyoruz. Otomotiv hariç, ömrünü tamamlamış cep telefonları, laptop veya tabletlerden çıkan bataryalarda kobaltı yüksek ‘black mass’ denen siyah tozları tekrar ekonomiye kazandırıyoruz. Lityum ile ilgili de bir çalışma yapıyoruz” bilgilerini verdi.

Yaptığımız iş Madencilik 4.0

Dünyada en çok demir-çelik ve alüminyumun geri dönüşümünün yapıldığını anlatan Kayışlıoğlu, “Özellikle minör dediğimiz pahalı materyallerle ilgili geri dönüşüm zayıf. Doğal kaynakların içinde bu artıklarında içinde bulunan minör madenlerin geri kazanılmasıyla ilgili teknoloji geliştirilmesi lazım. O yüzden bizim yaptığımız işe ‘Madencilik 4.0’ diyorum. Çok düşük tenörlerde olan nikeli alıyoruz. Yani 500 bin ton malzeme içerisinden 20 ton nikel alıyoruz. Ar-Ge tarafında öncülük yapmaya, başka yatırımcılara cesaret vermeye hazırız. Çabamız Türkiye’ye önemli bir katma değer sağlamak” diye konuştu.

“Malzeme teknolojisinde 3 trend…”

Dünyada malzeme teknolojisinde üç önemli trend olduğunu söyleyen Kayışlıoğlu, "Bunlar geri dönüşüm, hafifletme ve emisyonlarının azaltılması. Şu anda madende geri dönüşüm kısmında tüm dünya yüzde 5’lerde. Bunu öncelikle yüzde 35’lere sonra yüzde 50’lere çıkarmak için acil çalışma yapılmalı" dedi.

Çinkoda RMI sertifikası alan dünyadaki 2 kuruluştan biriyiz

Otomotiv sektörünün en büyük oyuncularından biri gelip bizim tesisimizi denetledi. Çünkü bataryasında bizim kobaltımızı kullanıyor. Dünyada kobalt, çinko, bakır üreten rafinerileri denetleyip sertifikalandıran Sorumlu Maden Girişiminden (Responsible Minerals Initiative-RMI) sertifika almaya karar verdik. Kobaltta bunu alan 45 kuruluştan biriyiz. Bakırda 7, çinkoda 2 kuruluştan biriyiz