Fuarlardan eli boş dönen deri sektörü bu yıldan ümidi kesti

Deri ürünleri ihracatında sıkıntı sürüyor. Sektörün ilk çeyrek performansını değerlendiren İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca, ihracatın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28 düşüş kaydettiğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Fuarlardan eli boş dönen deri sektörü bu yıldan ümidi kesti

Merve YİĞİTCAN - İSTANBUL

Zayıf talep ilk çeyrekte deri ihracatının yüzde 30’a yakın daralmasına neden oldu. Mart sonu itibarıyla sene başında koydukları yüzde 10 büyüme hedefinin tutmasının artık mümkün olmadığını dile getiren İDMİB Başkanı Güven Karaca, “İhracatta geçen yılın da altında kalabiliriz” dedi.

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca, sektörün ilk çeyrek performansını değerlendirmek üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi. Karaca, geçen yılı ihracatta yüzde 9 daralma ile kapayan sektörün, ocak-mart dönemini hedeflenenden daha zayıf geçirdiğini belirterek, ilk 3 ayda ihracatın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28 düştüğünü ifade etti. Düşüşün nedenlerini anlatan Karaca, “Geçen yılı yüzde 9 ile düşüşle tamamlamıştık, ancak bu geçen yılın koşullarında tatminkardı. Ocak-mart döneminde ise yüzde 28’lik bir kayıp var. TL maliyetler yükseldi, döviz kuru düşük ve pazar kaybımız var. Bu söylemler doğru ancak artık bayatladı. Bizim artık koşullara göre konumlanmamız gerekiyor. ‘Bütün koşullar iyi olsun, ben de ihracat yapayım’ bakış açısında olmamamız lazım” diye konuştu.

İhracatçı fuarlardan sıfır siparişle döndü

4 ana sektörden oluşan deride, en büyük pazar yüzde 42 ile Avrupa… İhracat pazarlarında devam eden resesyona dikkat çeken Karaca, yıl başından bu yana yoğun fuar çalışmaları gerçekleştirdiklerini, ancak istedikleri sonucu alamadıklarını dile getirdi. “Ocak ayında İtalya Garda Fuarı’na gittik, ama elimiz boş döndük. Bir ay sonra Milano’daki fuara gittik, yine mal satamadık, döndük. O zaman kuru 40 liradan öngördük, öyle fiyat verdik ama yine kurtarmadı. Sonra döndük, AYMOD Fuarımızı yaptık, 400 civarı katılımcı oldu, ama yine satış olmadı. 5 yıl sonra Hong Kong’a gittik, ama sonuç alamadık. Avrupa’da ve Asya’da ekonomiler durgun, sipariş yok. Böyle olunca mart sonu itibarıyla yüzde 28 düşüş var diyoruz ama bu tabloda yine bu kadarlık düşüş de fena değilmiş diyoruz” ifadelerini kullandı. Sektörün 2024 başında kendine yüzde 10 büyüme hedefi koyduğunu hatırlatan Karaca, ilk çeyrek sonu itibarıyla hedefin gerçekleşmesinin zor olduğunu, ihracatta yılı geçen seneki 1,8 milyar doların da altında tamamlamasının muhtemel göründüğünü vurguladı.

“B2B’ler olmasa kayıp daha fazla olurdu”

Tablonun tersine dönmesinin ana ihracat pazarlarındaki ekonomik gidişatla yakından ilgili olduğunu kaydeden İDMİB Başkanı Karaca, sanayicilerin bir süredir ekonomi konuşmaktan iş yapamaz olduğunu, ancak İDMİB olarak koşullara göre pozisyon alma çalışmaları gerçekleştirdiklerini belirtti. Bu bağlamda Amerika, İngiltere ve Güney Kore’de toplam beş B2B organizasyonu yaptıklarını kaydeden Karaca, bu görüşmelerin ilk çeyrekteki düşüşü yüzde 30 ile sınırlandırdığını ifade etti.

Geçen yıl Türkiye ihracatının yüzde 0,5 arttığını, ancak 26 sektörün 13’ünde kayıp yaşandığını hatırlatan Karaca, “Kümülatife bakıp ihracat iyi gidiyor demek yanlış. Kaldı ki, mart itibarıyla ihracatın lokomotif sektörleri düşüşe geçti. İhracatçı döviz kuruna bel bağlamasın, dediler. Onu unuttuk ama bugün kamu ve özel sektörün bir takım oyununa ihtiyacı var. Enflasyonla mücadele edilirken başta kamu olmak üzere herkese görevler düşüyor. Bu 13 sektörü nasıl desteklemeliyiz, bunları konuşmalıyız. Zira, ihracatçının ‘yetersiz’ kalan reeskont dışında başka bir desteği yok. Devlet bizi hep desteklesin, mantığında değiliz. Ama bugün madem bir enflasyonla mücadele var; 2 yıl önce 560 milyon dolar fazla veren bir sektör, bugün bir bu kadar açık veriyor. 2 yılda 1 milyar doları buldu sektörün açığı. Bugün sektör olarak pazarlarımızı kaybettik, iç piyasayı kaybettik, istihdamımızı kaybettik. Dolayısıyla acil olarak bir takım oyununa ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

“Ölçülebilir teşvik sistemi gerekli”

“Kur 60 lira olsun istemiyoruz” diyen Karaca, ölçülebilir bir teşvik sistemine gerek olduğunu savundu. Bir işletmede en kolay ölçümlenecek üç kriterin istihdam, ciro ve ihracat olduğuna dikkat çeken Karaca, “Eğer şirket istihdamını artırıyorsa istihdam desteği verilsin. Cirosunu artırıyorsa ona göre bir teşvik alsın. Ya da ihracatını artırıyorsa bu yönde bir teşvik uygulansın. Yani özel dikim elbise gibi şirketlere ölçülebilir kriterlerde teşvikler verilsin” diye konuştu.

“Türkiye artık ucuz mal satamaz”

Sektörde katma değerin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu vurgulayan Karaca, “İhracat kg değerimiz 11,35 dolar… Bizim katma değer sorunumuz yok. Katma değerde Türkiye’de dördüncüyüz. Zaten Türkiye artık ucuz mal satamaz. İşçilikten dolayı satamaz. Ama tabii bizim için de 11 dolar yetmez. Bunu daha da yukarılara çıkarmalıyız. Bu nedenle e-ticarette markalaşmak işin çalışmalıyız” ifadelerini kullandı. Kamunun Varlık Fonu ile devreye girmesi önerisinde bulunan Karaca, “Varlık Fonu neden yurtdışında marka almıyor? Dünya markaları alsın, burada markalı üretim yapalım” dedi.