Sosyal girişim liderleri kadınlar…

‘Türkiye’de Sosyal Girişimlerin Durumu’ Araştırma Raporu’na göre sosyal girişim liderlerinin ya da yöneticilerinin yüzde 55’ini kadınlar oluşturuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sosyal girişim liderleri kadınlar…

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

British Council ve İstasyon-TEDÜ’nün liderliğinde, TED Üniversitesi, Ashoka Türkiye, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu, Mikado Danışmanlık ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Sosyal Girişimlerin Durumu’ araştırma raporu, Türkiye’deki sosyal girişim liderlerinin %47,28’inin 35 yaşın altında olduğunu ortaya koyuyor. Raporun önemli bir diğer sonucu da, Türkiye’deki sosyal girişimlerin çoğuna kadınlar liderlik ediyor olması. Rapora göre, sosyal girişim liderlerinin ya da yöneticilerinin yüzde 55’ini kadınlar oluşturuyor. Genç girişimlerde kadın yöneticilerin oranı (%57,4), daha köklü girişimlerdeki orana (%50,9) kıyasla daha da yüksek.

Bu tablo, sosyal girişimlerin, Türkiye’de kadın girişimciliğinin geliştirilmesine ve kadınların güçlendirilmesine doğrudan bir katkı sağladığına işaret ediyor.

Dolayısıyla bu alanın desteklenmesi, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesine doğrudan fayda sağlayacak bir etkiye sahip.

8 Mart Kadınlar Günü öncesinde, sosyal girişimci genç kadınların ilham veren hikayelerini paylaşmak istedik sizlerle…

ANLATAN ELLER KURUCUSU PELİN BAYKAN:
Yaptığımız çalışmaların temelinde eğitimde fırsat eşitliği var

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü 2018 yılı Erken Aşama Kategorisi Kazananı Anlatan Eller, Türk İşaret Dili desteği ile sağır topluma eğitim veren sosyal girişim. Sağır bireylerin eğitimde yaşadıkları fırsat eşitsizliklerine 19 Aralık 2016 tarihinden bu yana TİD destekli eğitimleri ile çözümler getiriyor. Sağırların eğitim ve istihdam olanaklarını artırmak için sağırlara ve işitenlere yönelik kapasite gelişimini destekliyor; kişisel ve kurumsal düzeyde eğitimler düzenleyip yeni yöntemler geliştiriyor. Sağırlar için eşit iletişime dayalı alternatif eğitim alanları oluşturuyor, sağırların hayata tam katılımını desteklemek için kamu, özel sektör ve sivil toplum arasında köprüler inşa ediyor, erişilebilirliği artırmak için kamu ve özel sektörle birlikte çözümler geliştiriyor. Sağırların sahip oldukları potansiyelleri gerçekleştirmelerinin önündeki engelleri kaldırmak için toplumsal dönüşümü destekleyen Anlatan Eller, bunun için sağırlara dair farkındalığı artırmak ve sağırların kendilerini anlatmalarına destek olmak için çalışıyor. Hayali, “Sağırların kendi hikâyelerini bağımsızca anlatabildikleri ve kendi istedikleri hayatı yaşayabildikleri bir dünya…” Anlatan Eller Kurucusu Pelin Baykan, şu sözlerle anlatıyor yaratmak istedikleri faydayı: “Yaptığımız çalışmaların temelinde eğitimde fırsat eşitliği var. Bununla birlikte en güçlü yanımız iletişim. İletişim kuramazsak eğitimdeki eşitliği sağlamak için çalışamayız. Ben iki elimle başladım bu yolculuğa. Şimdi Türkiye'nin 7 bölgesine uzanan pek çok el var yanımda. Yarattığımız etki de aslında bu. Ellerimizle, inandığımız yolda durmadan mücadele ederek çabalamak. Birleşerek, birlik olarak güçlenmek. Artan sınav puanları, çocukların farklı kazanımlar elde etmeleri, kişilerin işaret dili öğrenmeleri yaptığımız çalışmaların çıktıları. Fakat bu çıktılara eşlik eden özgüven gelişimi, kendine inanç, ‘yapabilirim’ düşüncesi, ayrımcılıktan uzak farklılıklarını kucaklayan çocuklar, farkındalığı yüksek bireyler en büyük etkilerimiz. Bu etkileri yaratan ise Anlatan Eller'imiz…”

KODA KURUCUSU MİNE EKİNCİ:
Kırsal kalkınmayı destekleyecek yenilikçi bir eğitim anlayışı için yola çıktık

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü 2017 Kazananı & Ashoka Fellow’u Köy Okulları Değişim Ağı (KODA)’nın hayali, köylerde insanın yaşam boyu bütünsel gelişimine olanak veren eğitim ekosistemleri oluşturmak.

KODA’nın bu vizyon çerçevesinde iki temel amacı var. Bunlar; köy okulları için yeni bir eğitim vizyonu oluşturmak ve sürdürülebilir ve daha derin etki için bu yeni vizyon çerçevesinde köy öğretmenlerini güçlendirmek.

KODA Kurucusu Mine Ekinci, şöyle anlatıyor yola çıkış hikayelerini: “Köy Okulları Değişim Ağı (KODA) fikri, çoğu zaman yoksunluklarıyla gündeme gelen köy okullarının, aslında hayalimizdeki eğitim için büyük fırsatlar sunabileceği inancıyla ortaya çıktı. Türkiye’nin dört bir yanındaki köylerde çalışan idealist öğretmenler, eşit eğitimin gücüne inanan eğitmenler, değişime inancı tam eğitim gönüllüleri olarak bir araya geldik. Kırsalda, çocuktan başlayarak tüm topluluğa yayılacak ve kırsal kalkınmayı destekleyecek yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için yola çıktık, bu yolun adını da KODA koyduk. Türkiye'de her 10 çocuktan biri köylerde yaşıyor ve bu çocuklar nitelikli eğitime ulaşmakta zorlanıyorlar. KODA olarak temel amacımız; köyde yetişen bir çocuğun eğitim yolculuğunu iyileştirmek. Bunu yapmanın en sürdürülebilir yolu ise köydeki çocuğun eğitim ekosisteminde bulunan yetişkinleri güçlendirmek. 2016 yılından bu yana bin 200'den fazla öğretmen ve öğretmen adayını güçlendirerek 13 binden fazla çocuğun daha iyi bir eğitim almasını sağladık. Köy öğretmenleri için eğitimler düzenledik, topluluklar oluşturduk, öğretmen adaylarına uygulamalı eğitim fırsatları sağladık. Bir yandan da anne-baba eğitimleri, okul sonrası destekleyici programlar ve kırsaldaki koşullara uygun ders içerikleri geliştiriyoruz. 3 bin köy muhtarına ulaşarak oluşturduğumuz bir COVID-19 Bilgi İletişim Ağı projesini yürüttük. Hedefimiz köylerde okuyan her bir çocuğa ulaşmak!”

KADIN BALIKÇILAR DERNEĞİ KURUCUSU HURİYE GÖNCÜOĞLU:
Hedefimiz kadın ve erkeğin eşit olarak yer aldığı bir balıkçı sektörü

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü 2018 İş Birliği Kategorisi Kazananı & Ashoka Fellow’u Kadın Balıkçılar Derneği, SÜR-KOOP (Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği) ile birlikte kadın balıkçıların görünürlüğü ve mesleki hakları üzerinde çalışıyor. 30 bin erkek balıkçı ortaklı SÜR-KOOP’un altında Türkiye’de ilk defa kurulan Kadın Balıkçı Komisyonu, kadın balıkçıların örgütlenmesi ve birlikte hareket edebilmesine fırsat sağlamayı amaçlıyor. Derneğin Kurucusu Dr. Huriye Göncüoğlu şöyle anlatıyor yola çıkış hikayelerini: “Türkiye’de 100 binden fazla ailenin geçimini sağlayan kadın balıkçılar, erkek egemen bir alanda var olma mücadelesi veriyor. Kadınlar, tarımda olduğu gibi balıkçılıkta da genellikle sosyal güvenceden yoksun şekilde, mesleki yapı ve kooperatiflerde yer alamadan ‘görünmeyen çalışanlar’ olarak varlıklarını sürdürüyorlar. 8 Mart 2019 yılında kurulan Kadın Balıkçılar Derneği’miz, insanın doğa ile uyumlu olduğu, doğal dengeyi ve biyolojik çeşitliliği koruyan, adil bir toplum için çalışıyor. Kadın Balıkçılar Derneği, kadınları toplumsal, ekonomik ve mesleki olarak güçlendirmek, denizel-mavi ekonomiyi sürdürülebilir kılmak, bilginin üretimine ve geliştirilmesine katkıda bulunarak doğaya ve insana değer yaratan yenilikçi çalışmalar yürütmek, tüm bireylere ekosistemi merkeze alan anlayışla ilgili farkındalık yaratmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla çalışmalarına devam ediyor. Balıkçılık gibi erkek egemen alanda kapsayıcı ve katılımcı liderlik modeli benimsiyor, var olan sorunların çözümünde ilgili tüm paydaşların katılımlarını sağlayarak ilerlemeyi tercih ediyoruz. Dernek, sorunların çözümünde, balık vermek ve balık tutmayı öğretmenin ötesinde, Türkiye’nin balıkçılık sektöründeki sistemi ve yerleşik toplumsal cinsiyet rol algısını değiştirmeyi hedefliyor. Savunuculuk yoluyla, kadınların iş gücünde görünürlüğünü artırmak, kadınların kendi topluluklarında ve kendi yaşamlarında değiştirici olmalarını teşvik etmek için çalışıyor. Bu motivasyonla, odaklandığımız nokta ise kadın ve erkeğin eşit olarak yer aldığı, eşit haklara sahip olduğu adil bir balıkçılık sektörü.”

KODLUYORUZ KURUCUSU GÜLCAN YAYLA:
Türkiye'yi teknoloji alanında yetenek merkezi yapmaya çalışıyoruz

Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında teknoloji alanında giderek artan talebi karşılayacak nitelikli işgücüne sahip olmaması geliyor. Türkiye’de teknoloji firmalarının yüzde 61’i, en büyük sorunlarını aradıkları yeteneği bulamamaları olarak tanımlıyor. Bunun yanı sıra, programcıların sadece yüzde 17’si kadın. Yapay zekanın dünyada 2.3 milyon işgücü ihtiyacını beraberinde getirmesi bekleniyor.

Durum böyleyken; 2016 yılında, Emre, Gülcan ve Aykut kendi ülkelerinden binlerce kilometre ötede, şu sorunun cevabını arıyorlar: “Türkiye'deki binlerce işsiz ve umutsuz gencin kendi potansiyellerini açığa çıkarmasına nasıl yardımcı olabiliriz? Ve Türkiye'de iyi amaçları olan yazılımcıların dünyaya değer kattığı bir ekosistemi sağlamak için ne yapmak lazım?” Bu soruları yanıtlamak için LaunchCode ile beraber, tüm gençlerin eşit haklarla erişebileceği bir eğitim programı geliştiriyorlar. Kodluyoruz’un temelleri de böyle atılıyor. İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü 2019 İş Birliği Kategorisi Kazananı Kodluyoruz, Türkiye’de dünya çapında yazılımcılar yetiştirmek için çalışan, ülkemizi bir teknoloji geliştirme merkezi yapmayı hedefleyen bir sosyal girişim.

Bunu yaparken gençleri Endüstri 4.0’a ve daha iyi bir dünya hayaline en doğru şekilde hazırlamaya odaklanıyor. Kodluyoruz’un öğrencilerinin yüzde 42’sini ise kadınlar oluşturuyor. Kodluyoruz’un kurucularından Gülcan Yayla, hikayelerini ve yaratmak istedikleri değişimi şöyle anlatıyor: “Kodluyoruz, Türkiye'yi teknoloji alanında bir yetenek merkezi yapmaya çalışan, bunu yaparken de genç işsizliğe çözüm üreten bir sosyal girişim. 2016’dan bu yana 15 ilde bin 500’den fazla yazılımcı yetiştirdik ve bunların yüzde 40’ından fazlasının kadın olmasından gurur duyuyoruz. Mezunlarımızın yarısından fazlası ilk üç ayında ilk işlerine sahip oluyorlar. Bir meslek sahibi olmanın insan hayatında psikolojik ve ekonomik olarak ne kadar önemli olduğunu hepimiz iyi biliyoruz; bu yüzden gençlerin yazılım gibi değerli bir alanda ilk işlerine adım atması kendi içinde hayat değiştiren bir deneyim. Örneğin Bursa’da son dört yıldır çalışmayan bir kadın mezunumuz bootcamp’ten sonra ilk kez bir iş buldu ve şu an yazılımcı olarak sadece kendi hayatında inanılmaz bir ilerleme sağlamadı, ayrıca ailesinin kaderini de değiştirdi. Bunun gibi hikayeleri her gün Aksaray’dan, Gaziantep’ten, İstanbul’dan duyuyoruz. Büyümemiz ve sosyal etkimiz sayesinde, Ashoka & HSBC Future Skills Innovation Challenge'da Most Scalable Innovation kategorisinde dünya birincisi seçildik. Gençlerin hayatlarına dokunurken aynı zamanda Türkiye'yi böyle haberlerle dünya çapında temsil etmekten gurur duyuyoruz.”