Çocukların hayalleri değişiyor

Türkiye İş Bankası ve Petrol Ofisi Grubu işbirliğiyle gerçekleştirilen ‘Bilim Kuşağı Atölyeleri’ projesi Hatay, Samandağ’daki Ataköy İlköğretim Okulu’nda “umut” anlamına geliyor. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Bu çalışmalarla çocukların bilime olan yatkınlığının, soru sorma kapasitesinin arttığını, hatta meslek hayallerinin değiştiğini görüyoruz” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Çocukların hayalleri değişiyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Hatay, Samandağ… Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketinden en acı şekilde etkilenen bölgelerden biri. Geçmeyen bir acının etkileri ve dünyanın en güzel şehirlerinden birinin yıkık görüntüsü hala olduğu yerde duruyor. Üzerinden 1 yıl geçmesine ve yaralar sarılmaya başlamış olmasına rağmen, bölgede korku ve kaygının bittiğini söylemek zor.

Ancak Ataköy İlköğretim Okulu’nda manzara çok daha farklı. Burada, acının yerini gülen gözler ve umut alıyor… Burada her bir çocuk, geleceğin ve umudun ta kendisi…

Türkiye İş Bankası ve Petrol Ofisi Grubu işbirliğiyle gerçekleştirilen ‘Bilim Kuşağı Atölyeleri’ projesi Hatay, Samandağ’daki Ataköy İlköğretim Okulu’nda sürdürülüyor.

İş Bankası’nın 100’üncü yılı kutlamalarının bir parçası olan projenin öncelikli amacı, çocukları bilimle tanıştırmak ve sevdirmek, eğitim hayatlarında oluşan boşluğun doldurarak, eğitime ve bilime olan ilgilerinin teşvik etmek. Ama proje bununla sınırlı kalmıyor ve çocukların yaşadıkları travmaları da geride bırakmalarına katkı sağlıyor.

230 BİN ÇOCUK BİLİMLE BULUŞTU

Ataköy İlköğretim Okulu projenin ilk durağı değil. Bilim Kuşağı Atölyeleri, 6 Şubat 2023’teki deprem felaketinin hemen sonrasında başlamış. YGA’nın da bir parçası olduğu projede, bugüne kadar bu bölgelerde yaşayan 8-13 yaş aralığında 230 binden fazla çocuğa ulaşılmış. Hatay’ın dışında Kahramanmaraş’tan Adıyaman’a, Malatya’dan Diyarbakır’a, Şanlıurfa’dan Osmaniye ve Adana’ya tüm okullarda bilim seferberliği başlatılmış durumda. Okullara gönderilen bilim kitleri, YGA’nın rol model öğretmenleri aracılığıyla öğrencilere ulaşıyor ve işte o anda her şey değişiyor. Kaygının yerini umut, korkunun yerini hayal, geçmişin yerini gelecek alıyor. 

“GELECEĞE UMUT OLMAK İSTİYORUZ”

İş Bankası’nın 100’üncü yılı ve sonrası için hedefler ise bunun çok ötesinde… Bilim Kuşağı Atölyeleri ile başta deprem bölgesindeki çocuklar olmak üzere üç yıl içinde 750 bin çocuğun temel bilimsel kavramlarla tanışmaları, bilim ve teknolojiye duydukları ilgi ve merak duygularını artırması hedefleniyor.

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Bu çalışmalarla çocukların bilime olan yatkınlığının, soru sorma kapasitesinin, merak ve bir şeyleri başarma duygusunun arttığını, hatta meslek hayallerinin değiştiğini görüyoruz” diyor. 2023’te projeye başlarken de deprem bölgesinde çocuklara gelecekle ilgili umut olmak amacıyla yola çıktıklarını hatırlatan Aran, şunları söylüyor: “Antakya yeniden inşa edilirken ve çocukların enkaz altında kalanların yerini tespit etmeye yönelik fikirlerini dinlemişken bizlere düşen iki görev vardı. İlk olarak yeniden inşa edilen binalarda belki bunların bir standart haline getirilmesi sağlanabilir. İkinci husus da büyüdüklerinde girişimciler haline gelerek bu fikirleri ticari olarak da sürdürebilecekleri imkânları sağlamak. Bu da bizim geleceğe daha umutla bakmamıza ve çocuklarımızın bizi bilimsel yönden aşmasına vesile olur.”

BAŞKA FELAKETLER OLMASIN DİYE…

Ataköy Ortaokulu’nda 6 ay önce başlayan projede süreç ise şu şekilde ilerlemiş: Proje, İş Bankası ve Petrol Ofisi Grubu tarafından sağlanan bilim kitlerinin okula ulaştırılmasıyla başlamış. Ardından Türkiye çapında 400 gönüllüsü bulunan YGA gönüllüleri bu bilim setlerinin nasıl kullanılacağı konusunda Ataköy Ortaokulu’ndaki öğretmenleri eğitmiş. Şimdi bu öğretmenler kurdukları atölyelerde, bu setlerle depremden etkilenmiş öğrencilerin hayal güçlerini harekete geçirirken, bilime olan yatkınlıklarını da ortaya çıkartıyor.

Ortaya çıkan projeler ise birbirinden etkileyici. En çok da Tekno Kurtarıcılar ekibi dikkatimizi çekiyor. Ekip, yaşanan felaket sonrası enkaz altında kalan insanların yerini belirlemeye yönelik bir prototip geliştirmiş. Isı ve ses sensörleri kullanılarak geliştirilen prototip ile enkaz altında kalan insanların hızlı bir şekilde tespit edilmesi, sağlık ekiplerinin etkili müdahalede bulunması sağlanıyor. Tasarladıkları prototip, belki de dünyanın başka bir şehrinde afet sonrası arama-kurtarma süreçlerinde kullanılabilecek ve can kayıplarını azaltacak. Şimdi ise sokak hayvanları için hareketle açılıp kapanan mama kabı ve güvenli deprem odaları gibi onlarca farklı prototip üzerinde çalışıyorlar.

Daha güzeli ise çocukların korkularının yerini hayallere bıraktığını görmek… Öyle ki deprem gecesi kedi ve köpeklerin seslerinin hala kulaklarında çınladığını belirten çocuklar, o günden beri duydukları her hayvan sesinde endişelenmeye devam etmiş. Şimdi ise kafalarında, hayvanların depremi önden sezebilme yeteneğini bilimle “nasıl buluşturabiliriz” sorusu var. Bunun için kedi ve köpek gibi hayvanların davranışını algılayabilen bir akıllı çip geliştirmenin hayalini kuruyorlar. Korku dolu seslerin bir ikaz ve bir alarma dönüşerek, aynı felaketleri yaşamanın önüne geçmeyi düşlüyorlar.

 

ATÖLYELERE KATILAN ÇOCUKLARIN YÜZDE 99’UNUN HAYALLERİ DEĞİŞİYOR

Atölyelerle birlikte çocukların “İleride ne olmayı düşünüyorsun” sorusuna verdikleri yanıtlar da değişmiş haliyle. Birçoğu artık bilim insanı olmanın hayalini kuruyor. Hepsi değil elbette; mesela çocuklardan biri futbolcu olma sevdasını sürdürüyor. Fakat topun içine yerleştireceği bir çiple, hakemlerin yanlış karar vermelerinin önüne geçmeyi de planlıyor. Artık tüm hayallerin ortak noktası bilim. Bazılarının ise düşlediği meslek avukatlık; sadece bilimin ışığında iyi ve güzel değil aynı zamanda adil ve eşit bir dünyanın parçası olmayı istiyorlar. Zaten projenin de odak noktası bu; çocuklar ne yapmak isterse istesin fırsat eşitsizliklerini ortadan kaldırmak. Hayallerine ulaşacakları özgüven, başarma duygusu, hayal kurma, merak duyma ve cesaret gösterme, empati kurma gibi konularda destek olmak. Gülümseyen gözler sadece çocuklara ait değil üstelik; YGA’nın FutureBright’a yaptırdığı ankete göre rol model öğretmenler hem kendilerini geliştirme imkânı yakaladıklarını, mesleki bir tatmin yaşadıklarını hem de okul içerisinde meslektaşları tarafından destek gördüklerini paylaşıyor. Öğretmenlerin yüzde 97’si rol model öğretmen olmaktan memnun. Üstelik rol model öğretmenlik bir WoM etkisi de yaratmış anlaşılan. Diğer öğretmenlerin yüzde 63’ü rol model öğretmen olmaya olumlu yaklaşıyor. Aynı araştırma, Bilim Kuşağı Atölyeleri’nin öğrencilerin merak duygusunun tetiklenmesi, eğitim saati için heyecan duyulması, çocukların teknolojiyi anlama yeteneklerine etkisi, diğer öğrencilerle işbirliği ve paylaşımı artırması açısından yüzde 90 üzerinde olumlu değerlendiriliyor.