MİLGEM’de Sancak kompansatörler kullanılıyor

Sektörel geri çekilmenin aksine 2020’ye hızlı bir başlangıç yapan Sancak Endüstri, yılın ilk yarısında bir önceki yılın rakamlarına göre yüzde 27 büyüdü. Şirket, yıl sonuna kadar bu trendi sürdürmeyi hedefliyor. Büyüme trendini kaliteli imalat ve iş gücünün yanı sıra fiyat politikasına bağlayan Sancak Endüstri Satış Müdürü Serhat Tahincioğlu, “Öncelikle kalite ve satış potansiyelimize güvenerek üretim bandımıza yeni işleme makineleri ilave ettik. Ürün yelpazemizi reform sayılabilecek yeni ürünlerle genişlettik. Bunun yanında yaklaşık 10 yıldır milli gemi projesi olan MİLGEM’e kompansatör tedarik ediyoruz. Bu yıl projeye tedarik ettiğimiz ürünlerimize İnovasyon-Comfort serisini de ekledik” dedi.

“Ürün portföyünü genişletmek için
fabrikamıza yatırıma devam ediyoruz”

Seperatör grubunda yeni dönemde reform etkisi yaratacak İnovasyon – Comfort serisinin (tortu pislik ayırıcı, hava ayırıcı, denge kabı, kombine denge kabı) iki yıllık Ar-Ge çalışması sonucunda ortaya çıktığını dile getiren Serhat Tahincioğlu, “Tercih sebebi olarak daha kullanışlı olmakla beraber maliyet açısından da dinamizm getireceğine inanıyoruz. Ürün portföyümüzü genişletmek, marka bilinirliliğini daha da üst sevilere taşımak adına fabrikamıza yatırımlarımız devam ediyor” açıklamasını yaptı.

Sancak Endüstri olarak özellikle kompansatör ve çekvalf grubunun yanı sıra seperatörler konularında da uzmanlaştıklarını kaydeden Serhat Tahincioğlu, “Sektöre söz konusu ürünler doğrultusunda yön veren bir firmayız. Yeni dönemde üretime aldığımız küresel ve kelebek vanalarımızın karşılığını orta vadede almayı tahmin ediyorduk. Ürünlerimizin içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde yoğun talep görmesi bizi motive etti” diye konuştu.

“Ekonomik büyümenin itici gücü
tüketim değil verimlilik artışı olacak”

Özellikle robot teknolojilerinin yaygınlaşması, endüstriyel internet ve veri analiz sistemleri gibi gelişmelerin enerji sektöründe tüm bilinenleri değiştirdiğini belirten Serhat Tahincioğlu, termostatlar ve diğer enerji tasarruflu cihazların evlerde ve ofislerde, analiz sistemleri ve otomasyonun ise fabrikalarda enerji verimliliğini artırdığını vurguladı. Ulaşım sektörünün de verimli motorlar, otonom ve elektrikli araçlar gibi teknolojiler ve araç paylaşımı gibi trendler sayesinde enerji verimliliğinden payını aldığını anlatan Tahincioğlu, “Ayrıca teknolojik gelişmeler güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim ve depolama maliyetlerini düşürdü. Knoloji, üreticilerin yeni kaynaklara ulaşmasını, önleyici bakım, veri analizi gibi yöntemler sayesinde daha verimli üretim gerçekleştirmesini sağladı. Bu nedenlerden dolayı tüketim düşük düzeylerde kalacak. Buna bağlı olarak ekonomik büyümenin itici gücü tüketim değil, teknolojik gelişmelerin getirdiği verimlilik artışı olacak” ifadesini kullandı.

Serhat Tahincioğlu, diğer taraftan coğrafi bakımdan oldukça stratejik bir konumda yer alan Türkiye’nin enerji arz ve talep eden ülkeleri birbirine bağladığını belirterek, “Dolayısıyla Türkiye’nin özellikle fosil enerji kaynaklarından yoksun olması sebebiyle oluşan dezavantajını bulunduğu coğrafi konumla avantaja çevirebilmesi için TANAP VE Türk Akımı gibi projelere ihtiyaç duyuyoruz” dedi.