Bütçe açığı enflasyonu tehdit ediyor

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM

2 gün gecikmeyle de olsa dün haziran ayı enflasyon verileri açıklandı. TÜFE 3.92 ile 4.30 olan beklentilerin altında kaldı. Böylece 12 aylık enflasyon da 38.21 ile son 18 ayın en düşük seviyesine gerilemiş oldu. Ancak, enflasyona ilişkin çoğu gösterge önümüzdeki tekrar bir yükselişe işaret etmekte. Çekirdek enflasyon karışık sinyaller verirken üretici fiyatlarında kurlardaki yükselişin neticesinde meydana gelen yüzde 6.50’lik artışın önümüzdeki aylarda TÜFE’ye önemli bir yansıması olacaktır. An itibarıyle mayıs sonuna göre kurlar yüzde 33 artmış durumda. Yüksek enflasyon ortamlarında kur geçişkenliği de daha yüksek olur. Bu nedenle bu artışın trend enflasyonun üzerine ek bir yüzde 10 daha artış getirmesi beklenebilir.

İleriye dönük enflasyon tahminlerinde bugüne kadar enflasyonu düşük tutmak için yapılmayan zamları ve vergi artışlarını da dikkate almak gerekiyor. Bu bağlamda, bütçe gelirlerinden yapılan en önemli fedakarlık akaryakıt fiyatlarında oldu. Bugün pek çok üründe olduğu gibi vatandaş akaryakıt fiyatlarının yüksekliğinden de şikayet etmekte. Ancak bizim gibi petrol üretimi olmayan diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’deki benzin/motorin pompa fiyatlarının dolar bazında oldukça düşük kaldığı görülüyor.

Tarihsel olarak Türkiye’de benzin fiyatları yüksek oranlı vergiler sayesinde gelişmiş ülkelere göre oldukça daha pahalı tutulmaktaydı (yaklaşık %20-30 daha yüksek). Bu politikanın şöyle bir mantığı vardı: Petrol üretimi olmayan ve kronik cari açık veren bir ülkede benzin fiyatlarının yüksek tutulması benzine olan talebi kontrol altına aldığı gibi, aynı zamanda bütçe için de önemli bir gelir kalemi oluşturuyordu. Nitekim, örneğin 2017 yılında bütçe gelirlerinin yüzde 10’unu “petrol ve doğalgaz ürünleri”nden alınan vergiler oluşturmaktaydı. Bu senenin ilk 5 ayında bu oran yüzde 2’ye düşmüş vaziyette. Bu düşüşün altında yatan neden 2018’den, ama özellikle 2021’den sonra vergilerin düşük tutulması. (2017 Aralık’ında pompa fiyatlarının yüzde 58’i vergilerden oluşmaktaydı. Mayıs 2023 itibarıyle bu oran yüzde 28.) Böylece enflasyon üzerinde en çok etkili olan kalemlerden birindeki fiyat artışı kısıtlanarak enflasyon olması gerektiğinden daha düşük tutulmaya çalışıldı. Ancak bu politika bütçe açığını daha da artırmakta.

Bütçe açığı demişken son hesaplamalar açığın yılın geri kalanında çok hızlı bir artış göstereceği yönünde. Geçen sene bütçe yapılırken bu sene bütçeye yük getirecek önemli harcamalar öngörülmemişti. Ona rağmen milli gelirin %3.5’ine denk gelen 660 milyar TL açık planlanmıştı. Bütçede yer almayan EYT, deprem harcamaları ve KKM kur farkı ödemeleri gibi yüksek montanlı gider kalemleri var. Özellikle hızlı kur artışı karşısında KKM ödemelerinin 100 milyarlarca TL’yi bulacağı hesaplanıyor. (Her ne kadar bu ödemelerin önemli bir kısmı Hazine değil, MB tarafından ödenecekse de, bu durum esasen MB’nin para basması anlamına geliyor, ve dolayısıyla da enflasyonu artırıcı bir etkiye sahip olacaktır.) Ayrıca memur ve emekli maaşları bütçede öngörülenin çok üzerinde artmış durumda.

Bu ek giderleri ilave etmeden sadece ilk 5 ayın trendini tüm seneye taşıdığımızda bile açık 1.3 trilyona çıkıyor. Ek giderleri de ilave ettiğimizde bütçe açığının 1.8 trilyona yaklaşma ihtimali bile söz konusu. Bu sene GSYH’nin yaklaşık 20 trilyon TL olacağından hareketle bütçe açığı %9’a kadar çıkabilir. Bu düzeydeki bir açık iktisadi dengeler açısından oldukça riskli olacaktır. Türkiye ekonomisinin 80’li ve 90’lı yıllar tecrübeleri yüksek bütçe açıkları ve enflasyon arasında birbirini besleyen bir ilişki olduğunu göstermekte.

Sonuç olarak, bu ay 12 aylık rakamlarda cuzi bir gerileme görsek de, enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlamak için henüz çok erken. Son MB faiz kararının da ekonomik aktivitede yeterli soğutmayı sağlayacağı söylenemez. Bu nedenle Yaz aylarında kurlarda görülecek stabilite ile birlikte Merkezin gözünü kırpmadan faiz artışlarına devam etmesi gerekiyor. Aksi takdirde, son piyasa katılımcıları anketinde yüzde 30.65 olan 12 ay sonrasının TÜFE beklentilerinin oldukça iyimser kalabileceğini düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar