CHP’nin zaman odaklı dijital dönüşümü

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Özgür Özel’in, kendisini Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) genel başkanlığına taşıyan kurultayda bahsettiği dijital dönüşüm adımları sanıldığından daha büyük etki yaratabilir. Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 4 Kasım’da başlayıp 5 Kasım’a sarkan kurultayında CHP’nin sekizinci genel başkanı seçildi. Kendisini bu noktaya ulaştıran uzun kurultayda yaptığı uzun konuşmasının bir bölümünde dijital dönüşüm konularına da temas etti. Bunlar iki noktaya odaklandı.

Birincisi, Sanayi 4.0 çağında robotların üretimi ile yaratılan değerden çalışanların da payını alması. İkincisi ise, parti içi yönetimde bilgilendirme ve katılım konusunda, anlık veri akışı da dahil olmak üzere dijital araçların kullanılmasıydı. Bunlar çok konuşulan konular olduğu için dile kolay geliyor ancak dijital dönüşümü anlamak için iyi göstergeler sunuyor.

Bizler dijital dönüşüm dediğimizde unicorn çıkarmayı yani değeri 1 milyar doların üzerinde olan şirketler yaratmayı anlarken dijitalleşmenin asıl göstergelerini gözden kaçırıyoruz. Hatta Turcorn gibi terimler yaratarak işi daha da edebi ve karmaşık hale getiriyoruz. Ancak startup dünyasında önemli olan, o zamana kadar eksik olan fayda yaratma konusuna odağımızı kaybediyoruz. Buradan CHP kurultayına dönersek, oylama turları için ayrılan iki saatlik zaman aralıkları, 23 ayrı sandık kurulması ve sandıklara giderken geçilmesi gereken dar koridordaki tatlı sert atışmalar ile dijital oylama yapılması durumunda dakikalar içinde sonuca ulaşmanın mümkün olması durumunu karşılaştırmak isterim. Bu gidip gelmelerin yarattığı heyecan ve insani etkileşim boyutunu bir kenara bırakırsam, delegelerin yerlerinden akıllı telefonları ile oy kullanmasına olanak tanıyan bir sistemin, en geç akşam 10:00 gibi sonuçların oluşmasını sağlardı. Ancak fayda bununla sınırlı kalmazdı: Kurultayı izlemeye gelen kitlenin oylamanın yapıldığı salonun önünde toplanmasından kaynaklanan izdiham da önlenmiş olurdu. Kurultayı televizyondan izleyen benim gibi kişilerin gece 03:30’da biten yayının ardından saat 04:00 gibi yattığını düşünürsem, kişi başına 5,5-6 saatlik bir kaybın engellenebileceğini hesaplıyorum. CHP’nin liderliğini yaptığı Millet İttifakı’nın 20 milyonun üzerindeki seçmeninin yüzde 10’unun bu süreci takip ettiğini düşünürsem, asgari 11-12 milyon saatlik bir zamanın harcandığını söyleyebilirim. Bu da 458 bin ila 500 bin gün ya da 15 bin 278 ila 16 bin 667 ay veya 1.273 ila 1.389 yıllık bir zamanın harcandığını hesaplayabiliyorum. Bunu kişixsaat cinsinden emek piyasasına uyarlarsanız büyüklüğü daha iyi anlarsınız. Küsuratı atıp kabaca 20 milyon izleyici için yaptığınız hesapta bu rakamların sonuna bir sıfır eklenir. Siyasi rakipler ile ülkesi ile ilgili kişilerin evlerinde televizyonun karşısında sıralanan hane halkı ile birlikte bu rakam çok da abartılı sayılmaz.

Dijital dünya ve dönüşüm zaman ile ilgilidir

Bunun dijital dünyadaki karşılığına da değinmemde yarar var. Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane, misafirlerinin biniş kartını okutmaya gerek kalmadan sadece kimlikleri ile uçağa binmelerini sağlayan çözümün kendilerine yolcu başına iki saniye kazandırmasının önemini anlatıyor. İki saniyeyi önemsemeyenler için bile Nane’nin bunu 30 milyon misafirlerine uyarlayarak bulduğu 60 milyon saniye ya da 1 milyon dakikalık tasarruf ile bunun yarattığın rekabet gücü ile övünmesi, buradaki büyüklükleri anlamamız için bir kılavuz oluşturuyor.

Türkiye’nin rekabet gücünün faktörü de zamandır

Bunları yazarken, insanların orada yaşadığı heyecanı ihmal ettiğimi ve bir mühendislik bakış açısı ile konuya yaklaştığımı bir kez daha not düşeyim. CHP’nin bu tarihi kurultayını izlemenin heyecanı muhtemelen salonda veya televizyonu karşısında sürece tanıklık edenler için paha biçilemez bir hatıra yaratmıştır. Ancak Özel’in, Türk şirketlerinin uluslararası arenada rekabetçi olmasının bu şirketlerin çalışanları kadar Türkiye için de taşıdığı önemi düşünerek hesaplar yapma pozisyonuna geldiğinde bu boyutları da ele alması gerekecek. Özel, CHP’nin sahiplendiği çalışanların hayatını iyileştirecek üç gün tatili ve günlük 5,5 saatlik çalışma süresi olan istihdamdan bahsederken bu konuda gerekli birikime sahip olduğunu gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar