Doğaya saygılı finans

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “2030 yılına kadar 10 milyar dolar tutarında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bağlantılı finansman hedefi belirledik. 2024 yılında, bu hedefimize ek olarak 2030 yılına kadar 4 milyar dolar iklim finansmanı hedefimizi açıkladık. Bu yıl ise 2026 yıl sonuna kadar sosyal kalkınma odaklı SKA bağlantılı 600 milyon dolar finansman hedefi belirledik” diyor.

TSKB’nin Türkiye’de sürdürülebilir bankacılık yolculuğu 1980’lere dayanıyor. TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “80’lerde Türkiye’de henüz çevre ile ilgili herhangi bir mevzuat yürürlükte değilken, çevre konusunu proje değerlendirme kapsamına alan ilk bankayız. Bu dönemde, kredi değerlendirme süreçlerine çevresel faktörleri entegre etmemizin ardından 1990’lı yıllarda ilk çevre kredilerini kullandırmaya başlayarak bu kredilerin yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadık” diyor. 2005 yılında çevresel ve sosyal risk değerlendirme aracını geliştiren TSKB, 20 yıldır verdiği tüm kredileri bu kapsamda değerlendirmeye çalışıyor.

“TSKB olarak 75 yıldır ülkemizin sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmasına destek veriyoruz” diyen TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “Doğanın sınırlarını gözeten, odağına insana yakışır iş biçimini alan ve kimseyi geride bırakmayan kapsayıcı kalkınma modellerinin ortak geleceğimizin anahtarı olduğuna inanıyoruz. Bu dönüşümü sağlamak için kamu, özel sektör ve toplum olarak tüm paydaşlarımızla birlikte ve kararlılıkla harekete geçmenin gerekliliğine inanıyoruz” yorumunu yapıyor. Murat Bilgiç ile Dünya Çevre Günü kapsamında, sürdürülebilir bankacılık üzerine konuştuk:

Sadece fon değil, strateji sağlıyoruz

“TSKB olarak kuruluşumuzdan beri benimsediğimiz sürdürülebilir bankacılık misyonumuz, iş ortaklarımıza sadece finansman desteği sunmanın çok ötesinde sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma odağında, iş ortaklarımızın yürüttükleri dönüşüm yolculuklarına ortak olmayı, ihtiyaçlarına yönelik danışmanlık çözümleri sunmayı da gerektiriyor. Uluslararası kalkınma finansmanı kurumları ile yürüttüğümüz müzakereler sonucunda 2016 yılında kadın istihdamı, 2022 yılında döngüsel ekonomi, 2023 yılında deprem gibi tematik alanlarda kalıcı değer yaratan fonlar sağladık. Hâlihazırda, iklim değişikliği ile mücadelede azaltım yatırımlarına nazaran oldukça geride kalan adaptasyon temasına ilişkin araç ve ürün geliştirme çalışmaları yürütüyoruz. Yine benzer şekilde 2024 yılında güncellediğimiz sürdürülebilir finans çerçevemize dünyada da ilk uygulamalardan birini gerçekleştirerek geçiş finansmanı boyutunu ekledik. 2030 yılına kadar 10 milyar dolar tutarında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bağlantılı finansman hedefi belirledik. 2024 yılında, bu hedefimize ek olarak 2030 yılına kadar 4 milyar dolar iklim finansmanı hedefimizi açıkladık. Bu yıl ise 2026 yıl sonuna kadar sosyal kalkınma odaklı SKA bağlantılı 600 milyon dolar finansman hedefi belirledik.”

Yüksek emisyonlu sektörlerin yeşil dönüşümüne yol arkadaşlığı

“Bu yıl 75. yaşını kutlayan Türkiye’nin ilk özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankası olarak, Türkiye ekonomisi için lokomotif görevi üstlenen demir-çelik, çimento, alüminyum gibi yüksek emisyonlu sektörlerin yeşil ve kapsayıcı dönüşümüne destek vermeyi çok önemsiyoruz. Demir-çelik sektörü portföyümüzün yaklaşık yüzde 9’unu oluşturuyor, ağırlıklı olarak bu firmaların GES yatırımları, enerji ve kaynak verimliği yatırımları, iç tüketim odaklı yatırımlarını finanse ederek düşük karbonlu ekonomiye geçişlerini destekliyoruz. Müşterilerimizin ülke stratejisi ya da bilimsel çalışmalarla uyumlu iklim geçiş stratejilerini, Paris Anlaşması ve/veya ulusal yol haritaları ile uyumlu emisyon azaltım hedefl erini ve kamuya açıklanmış metriklerini analiz ederek bu yolculukta güvenilir ve uzun soluklu iklim yol arkadaşları olmayı hedefl iyoruz.”

Doğa ve insan odağını hiç kaybetmeden ilerleyebilmek

“Finansın dönüştürücü gücü özel sektörün çevresel ve sosyal yatırımlara yönelmesinde, uygulamalarını ve iş süreçlerini dönüştürmesinde en önemli etmenler arasında yer alıyor. Kurumlarda dönüşüm süreçlerinin hızlanması için bir diğer önemli etken regülasyon ve yönetmelikler. İklim Kanunu, Yeşil Varlık Oranı, Ulusal Taksonominin hem finans hem de reel sektörün dönüşümünü hızlandıracağını öngörüyoruz. Bu süreçlerde doğa ve insan odağını kaybetmeden ilerleyebilmek, biyoçeşitlilik ve sosyal konuları da kapsayacak şekilde politika ve uygulamalar geliştirmek ise sürdürülebilir kalkınma için en temel gereklilikler.”

“2050’de okyanuslarda balıktan çok plastik olacak”

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) verilerine göre her dakika bir çöp kamyonu dolusu plastik okyanuslara karışıyor. 2025 Dünya Çevre Günü’nün #BeatPlasticPollution teması, plastik krizine dikkat çekiyor: Dakikada 1 kamyon plastik ve her yıl 11 milyon ton plastik okyanuslara ulaşıyor. Bu hızla 2050’de okyanuslarda balıklardan daha fazla plastik olacak. Türkiye plastik tüketiminde Avrupa’da 3. sırada: Kişi başı yıllık 90 kg plastik tüketimiyle Türkiye, Avrupa’nın en çok plastik atık üreten üçüncü ülkesi. Mikroplastik her yerde: İnsan kanında, plasentada ve deniz canlılarının yüzde 90’ında plastik partikülleri tespit edilmüş durumda.

ESCARUS GENEL MÜDÜRÜ DR. KUBİLAY KAVAK: Doğal kaynakların tamamının bir iktisadi değeri var

- “Dünya Çevre günü vesilesiyle hatırlamamız gereken en önemli konu, doğal kaynakların tamamının bir iktisadi değeri olduğu. Sadece modern ekonominin belkemiğini oluşturan madenler, yakıt ve enerji kaynakları, tarım ve orman ürünleri değil, bugün kendisine bir iktisadi değer atfedilmeyen tüm doğal varlıkların henüz ölçülememiş mali bir karşılığı vard. Bundan dört asır önce doğal kauçuk dünyaca ticareti yapılan bir madde değildi, bugün kritik hammadde olarak tanımlanan pek çok element bundan bir asır önce bilinmiyordu. Birkaç on yıl öncesine kadar arazi sulaması için kullanılan su sorun değildi, ama bugün tarımsal ürün başına su ayak izini izlemek zorundayız ki gelecekte susuz kalmayalım. Doğadaki tüm kaynakların ve bir bütün olarak ekosistemin kendi başına bir değeri var. görünür ve belirlenebilir varlıkların iktisadi karşılığını hesaplamak, sayısallaştırılamayan varlıkların ise mutlaka bir değeri olduğunu anımsamak, bugün iş dünyasını bekleyen önemli görevlerden biri.”

TSKB GAYRİMENKUL GENEL MÜDÜRÜ MAKBULE YÖNEL MAYA: Yeşil binalar ve ESG kriterleri, değerlemede yeni ölçüt

- “Dünya Çevre Günü, tüm sektörlerin çevreyle olan ilişkisini sorgulaması açısından fırsat sunuyor. Bir gayrimenkul değerleme şirketi olarak sadece çevresel değil, ekonomik ve toplumsal boyutları ile de yapılı çevreyi oluşturan tüm bileşenleri dikkate alarak değerleme yapmanın öneminin bir hayli farkındayız. Uluslararası Değerleme Standartları’nın 2025 versiyonunda çevresel, sosyal ve yönetişim kriterlerinin değerlemede dikkate alınması gerekliliğinin zorunlu tutulmasını kıymetli buluyorum. Çevre ve sürdürülebilirlik alanında gayrimenkulde yapılan her pozitif katkının fi nansal olarak değerde karşılığını zaman içinde daha da fazla bulacağına inanıyorum. TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş olarak yapılı çevre içinde verdiğimiz danışmanlık çalışmalarında ‘ESG Değerlendirme Raporu’ ve ‘Yeşil Bina Değerleme Raporu’ ürünlerimizle çalıştığımız paydaşlarımıza bilimsel ve tarafsız değerleme hizmeti vermekten mutluyuz.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar