Dünya İklimi Alarm Veriyor: Gelecek İçin Harekete Geçme Zamanı

Ada Su Ünlü
Ada Su Ünlü Adasu@nb.com.tr

Bugün dünyamız, insanın bencilce tüketimi nedeniyle tehlike çanları çalıyor. Ekosistemler, bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalarla paylaştığımız bu gezegen, insanın müdahalesiyle büyük bir tehdit altına giriyor. 10 Ocak’ta Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından yayınlanan rapor, küresel sıcaklık artışı ve iklim değişikliğine dair endişe verici veriler sundu. Son on yıl, kayıtlara geçen en sıcak on yıl oldu ve 2024 yılı, 1850-1900 arasındaki dönemin ortalamasından 1,55°C daha yüksek sıcaklıklarıyla kaydedildi. Bu artış, 1,68°C’ye kadar ulaşabiliyor. Dünya saati alarmı çalıyor, fakat biz hala bu alarmı duyuyor muyuz?

İklim Krizine Karşı Küresel Mücadele

Paris Anlaşması, ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma taahhütleriyle küresel ısınmayı 1,5°C’nin altında tutmayı hedefliyor. Ancak, bu hedef hâlâ risk altında. Sıcaklıkların rekor düzeylere çıkması, iklim krizinin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Ne yazık ki, iklim değişikliğine inanmayan bazı liderler, bu krizi görmezden geliyor. Örneğin, eski ABD Başkanı Donald Trump, Paris Anlaşması’ndan çıkmayı ve fosil yakıt üretimini artırmayı tercih etti. Bu durum, dünyanın karşı karşıya olduğu iklim tehdidiyle yüzleşme ve harekete geçme gerekliliğini gözler önüne seriyor.

Türkiye’nin Durumu ve Sorumluluğumuz

Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerini yavaş yavaş hissetmeye başlıyor. 2022 yılı itibariyle enerji sektörü, Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 71,8’ini oluşturdu. Tarım, endüstriyel işlemler ve atıklar da bu emisyonlara katkı sağlıyor. Ancak 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi için büyük bir dönüşüm gerekiyor. Enerji kökenli emisyonları azaltarak, uzun vadeli iklim stratejileri doğrultusunda hareket etmeliyiz. Zaman hızla geçiyor ve bu konuda harekete geçmek için geç kalmadan adımlar atmamız gerekiyor.

Zamanın Değeri ve Saatlerin Anlamı

Günümüzde, zamanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatan birçok sembol var: güneşin doğuşu, suyun akışı, dijital saatler. Saatler, hayatın geçtiğini ve hızla değişen bir dünyada zamanın geriye dönüşünün olmadığını simgeliyor. Saatçilik kültürü ise sadece bir zanaat değil, aynı zamanda bir sanat dalıdır. Türkiye’de de saatçilik tarihi ve kültürü üzerine önemli çalışmalar yapılmaktadır. Vefa Borovalı’nın yazdığı “Zamanın Tanığı” adlı kitap, bu alanda önemli bir katkıdır. Borovalı, Cezveciyan Ailesi’nin saatçilik geleneğini ve Longines markasının Türkiye’deki mirasını anlatıyor. Bu kitap, geçmişin izlerini bugüne taşırken, zamanın değerini yeniden keşfetmemize yardımcı oluyor.

Birlikte Geleceği Şekillendirelim

Bugün hepimizin karbon ayak izini mümkün olduğunca azaltma sorumluluğu var. Karbonsuzlaşma yolunda atacağımız adımlar, sadece çevremizi korumakla kalmayacak, aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğe doğru yol almamızı sağlayacak. 14-15 Nisan 2025 tarihlerinde Ayazağa Yerleşkesi’nde düzenlenecek olan 10. İstanbul Karbon Zirvesi, bu sorumluluğu yerine getirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Zirve, yeşil çözümler ve sürdürülebilir ekonomik modeller üzerine önemli paylaşımların yapılacağı bir etkinlik olacak. Sektör liderleri, bu zirvede bir araya gelerek, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturacaklar.

Sonuç: Geleceği Hep Birlikte Koruyalım

Dünya saati alarm veriyor ve bu alarmı göz ardı edemeyiz. İklim değişikliği, sadece bir çevresel sorun değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir krizdir. Bu krizle mücadele etmek için atılacak her adım, geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına kritik önem taşır. Hep birlikte harekete geçmeli, kaynakları dikkatlice kullanmalı ve doğayla uyum içinde bir yaşam sürmeliyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar