Enerji fiyatlarından hem bütçeye hem de ödemeler dengesine darbe

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Dr. Ahmet YARIZ

ADMİB YÖNETİM KURULU DANIŞMANI

Enerji, günümüz dünyasında insanların temel ihtiyaçları arasında üst sıralara yükseldi. Elektriğin hayatın her alanında yer alması, doğal gazın ısınmada daha fazla kullanılması, sanayi üretiminde doğal gaza ve kömüre bağlılık, ulaştırmada petrolün hâlen en büyük pay sahibi olması enerjiyi vaz geçilmez hâle getirdi.              

İnsanlığın kesintisiz enerjiye bağımlılığı her geçen gün daha da artıyor Yüz elli yıllık bir süreçte çeşitlenen enerji kaynakları ailesine, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren doğal gaz, nükleer, su, güneş ve rüzgârda katıldı.           

Enerji ihtiyacının sürekliliği, daimi ve kesintisiz enerji kaynaklarını zorunlu hâle getirmektedir. Bu zorunluluk; ülkeleri, ne kadar güvenli ve ucuz olur ise olsun tek bir enerji kaynağı yerine kaynaklar arasında coğrafi ve ekonomik şartlara göre bir sepet oluşturmaya yönlendirmektedir. Zira sürekli olan talebi karşılayacak enerji arzı bir başka ifadeyle temini de kesintisiz ve sürekli olmalıdır.

Ülkeler, tedarik güvenliği ve süreklilik riskini dikkate alarak farklı kaynaklara dayalı bir enerji tedarik politikası izlemektedir

Enerji kaynakları; üretim, depolama ve iletim başta olmak üzere çeşitli özellikleri nedeniyle birbirlerine göre avantajlara ve dezavantajlara sahiptir. Kuruluş maliyetleri, yatırım süresi ve çevresel riskleri nedeniyle nükleer enerji, doğal şartlara bağımlılıkları nedeniyle su, güneş ve rüzgâr tek başlarına güvenilir enerji kaynağı olarak dikkate alınmamaktadır.             

Yukarıda bahsedilen faktörler başta olmak üzere diğer unsurların da etkisiyle enerji güvenliği ülkelerin öncelikli politikaları arasında yer almaktadır. Bu nedenlerle farklı enerji kaynaklarının bileşiminden oluşan tedarik modeli oluşturulmaktadır.            

Kaynaklar arasındaki payı son yıllarda azalan doğal gaz, petrol ve kömür hâlâ en büyük enerji kaynakları arasındadır. Bu payları nedeniyle enerji kaynaklarına sahip ülkeler ve coğrafyalar, gelişmiş ülkelerin mücadele alanına dönüşmektedir. Enerji savaşları olarak isimlendirilen bu mücadele geçmişte olduğu gibi sadece askeri alandaki sıcak çatışmalar ile yapılmamaktadır. Askeri çatışmaların payı ve şiddeti azalırken siyasi ve ekonomik mücadelenin payı artmaktadır.              

Enerji üretimi, sevkiyatı ve fiyatlaması gelişmiş dünya tarafından dünyanın diğer ülkelerini terbiye aracı olarak kullanılıyor

Ambargolar ile ülkelerin ticari olarak dünyadan izole edilerek yaptırımlara maruz bırakılması siyasi mücadelenin yansımasıdır. Liberal ekonomi anlayışı çerçevesinde fiyatları piyasada serbestçe oluşan petrol, doğal gaz ve kömür fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar ise ekonomik mücadelenin yansımasıdır. Piyasa aracılığı ile yapılan ekonomik mücadele hem enerji kaynaklarını ihraç eden ülkeler hem de ithal eden ülkeler için önemli sorunlara zemin oluşturmaktadır.             

Enerji kaynakları açısından henüz kendi kendine yetemeyen ve enerji ithalatına önemli tutarda döviz harcayan ülkemizin, enerji fiyatlarındaki artışlar nedeniyle maruz kaldığı sorunlar yazımızın konusudur.           

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın tetiklediği enerji fiyatları dünyayı kavurmaya devam ediyor

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren hareketlenmeye başlayan enerji fiyatları Rusya-Ukrayna Savaşı ile adeta bir füze gibi yükselmeye başladı. Rusya’nın doğal gaz ve kömürde önemli bir üretici olması, başta Almanya olmak üzere bazı AB ülkelerinin Rus doğal gazına yüksek bağımlılıkları, ABD ve AB’nin savaş nedeniyle Rusya’ya uyguladıkları ambargolar enerji fiyatlarını tetiklemiştir. Bir başka etken ise Rusya’nın doğal gaz kesintileri başta olmak üzere ambargolara karşı hamleleridir. Savaşın uzaması, kuzey yarım kürede kışın yaklaşması ve ısınma konusunda sınırlı alternatiflere sahip bazı AB ülkelerinin yetersiz doğal gaz stokları enerji fiyatlarındaki yükselişleri ve oynaklıkları beslemektedir.

Gelişmiş ülkelerin savaş nedeniyle Rusya’ya uyguladıkları yaptırımlar kendilerine zarar vermeye başladı

Aşağıdaki grafiklerde enerji fiyatlarının 2020 yılı başından bugüne kadar gelişimi gösterilmektedir. 

Grafik 1’e göre 2020 yılına 13 EUR civarında başlayan doğal gaz fiyatları 2021 yılı başından itibaren hareketlenmeye başlamış ve yılın ilk yarısında 26 EUR civarına yükselmiştir. 2021 Yılının üçüncü çeyreğinden itibaren yükselişi hızlanan fiyatlar yıl sonunda 180 EUR’ya yükselmiştir. 2022 yılında genel olarak yukarı yönlü dalgalanan doğal gaz fiyatları 26 Ağustos 2022’de 339 EUR ile tarihi zirveye ulaştıktan sonra düşüşe geçmiş ve 16 Eylül 2022 itibariyle 214 EUR’ya kadar gerilemiştir. 2 Ocak 2020-16 Eylül 2022 arasındaki dönemde doğal gaz fiyatları 25 kat artmıştır. 

            

Grafik 2’ye göre 2020 yılına 68 USD civarında başlayan kömür fiyatları yılın ikinci çeyreğinde 50 USD’ye kadar gerilemiş ve uzun bir süre bu fiyatlarda kalmıştır. Yılın son çeyreğinden itibaren yukarı yönlü hareketlenen fiyatlar 2021 yılını 170 USD civarında tamamlamıştır. 2021 Yılının ilk yarısına kadar ılımlı bir aralıkta dalgalanan fiyatlar Mayıs ayından itibaren hareketlenmiştir. Üçüncü çeyrekten itibaren yükselişi hızlanan fiyatlar yıl içinde 150 ile 270 USD aralığında dalgalanmıştır. 2022 yılında da genel olarak dalgalı ve yukarı yönlü seyir izleyen kömür fiyatları 5 Eylül 2022’de 458 USD ile tarihi zirveye ulaştıktan sonra düşüşe geçmiş ve 16 Eylül 2022 itibariyle 446 USD’ye kadar gerilemiştir. 2 Ocak 2020 ile 16 Eylül 2022 arasındaki dönemde kömür fiyatları yedi kata yakın artmıştır.  

          

Grafik 3’e göre 2020 yılına 41 EUR civarında başlayan elektrik fiyatları yıl içinde -1 EUR ile 104 EUR arasında dalgalanmış ve yılı 46 EUR ile tamamlamıştır. 2021 yılında da 6 EUR ile 524 EUR aralığında dalgalan fiyatlar 2021 yılını 219 EUR ile tamamlamıştır. 2022 yılında da yukarı yönlü ancak oldukça dalgalı bir seyir izleyen elektrik fiyatları 25 Ağustos 2022’de 740 EUR ile tarihi zirveye ulaştıktan sonra düşüşe geçmiş ve 16 Eylül 2022 itibariyle 448 EUR’ya kadar gerilemiştir. 2 Ocak 2020 ile16 Eylül 2022 arasındaki dönemde elektrik fiyatları on yedi kata yakın artmıştır.

             

Grafik 4’e göre 2020 yılına 66 USD civarında başlayan petrol fiyatları dönem içinde 19 USD ile 128 USD aralığında dalgalanmıştır. Petrol fiyatları 8 Mart 2022’de 128 USD ile tarihi zirveye ulaştıktan sonra düşüşe geçmiş ve 16 Eylül 2022 itibariyle 91 USD’ye kadar gerilemiştir. 2 Ocak 2020 ile 16 Eylül 2022 arasındaki dönemde petrol fiyatları iki kata yakın artmıştır. Doğal gaz, elektrik ve kömür fiyatlarındaki yüksek dalgalanmalara göre petrol fiyatları daha dar bir aralıkta dalgalanmıştır.

Üç yıla yakın bir sürede doğal gaz fiyatları 25 kat, kömür fiyatları 7, elektrik fiyatları 17 kat ve petrol fiyatları 2 kat arttı            

Yazımızın bu bölümünden sonra, global enerji fiyatlarındaki yüksek artışların bütçe ve ödemeler dengesine etkileri ele alınmaktadır. 

Bütçe özet sonuçlarının yer aldığı Tablo 1’e göre; Ağustos 2022’de 302 Milyar TL gidere karşılık 306 Milyar TL gelir elde edilmiş ve bütçe +4 Milyar TL fazla vermiştir. Faiz harcamalarının hariç tutulduğu faiz dışı bütçe fazlası ise +26 Milyar TL’dir. Ocak-Ağustos 2022 döneminde ise 1,74 Trilyon TL gidere karşılık 1,77 Trilyon TL gelir elde edilmiş ve bütçe dengesi önceki yılın aynı dönemine göre –38 Milyar TL açıktan +33 Milyar TL fazlaya dönmüştür. Faiz dışı bütçe dengesi ise +91 Milyar TL’den +207 Milyar TL’ye yükselmiştir. Gelirlerdeki artış oranının giderlerden daha fazla artmasıyla bütçe 2022 Ocak-Ağustos döneminde geçen yıla göre daha iyi bir performans göstermiştir. Bu dönemde gelirler 896 Milyar TL ve %103 oranında artarken giderlerdeki artış ise 825 Milyar TL ve %91’dir.                

Eylül ayında 2023-2025 dönemi kapsayan OVP (Orta Vadeli Program) yayınlanmıştır. OVP’de 2022 hedefleri, geniş kitlelere yönelik desteklerin yer aldığı ve gelecek yıl yapılacak seçimlere hazırlık bağlamındaki ekonomik adımları içermektedir. Bu adımlardan en belirgini bütçe hedeflerinde yer almaktadır. Temmuz ayında yapılan ek bütçe hedefleri ile Eylül ayında yayınlanan OVP bütçe hedeflerinde harcamalar yönündeki artışlar dikkat çekmektedir. İki aylık arayla yayınlanan ek bütçe ve OVP hedeflerine göre bütçe giderleri 2,8 Trilyon TL’den 3,1 Trilyon TL’ye, bütçe gelirleri ise 2,6 Trilyon TL’den 2,7 Trilyon TL’ye revize edilmiştir. Bütçe açığı -278 Milyar TL’den -461 Milyar TL’ye faiz dışı bütçe dengesi ise +51 Milyar TL’den -131 Milyar TL’ye revize edilmiştir. OVP hedeflerine göre bütçe gelirlerinde 119 Milyar TL ve %5 oranında, bütçe giderlerinde ise 302 Milyar TL ve %11 artış öngörülmektedir. Gider artışlarının gelir artışlarından daha fazla olmasının doğal sonucu olarak bütçe dengesinde -183 Milyar TL ve %66 oranında açık artışı beklenmektedir. Faiz dışı bütçe dengesinde ise -183 Milyar TL ve %356 oranında açık artışı öngörülmektedir. Özetle; OVP 2022 yılı bütçe hedefleri daha hızlı artan bütçe giderleri ve büyüyen bir bütçe açığını işaret etmektedir.

             

Tablo 2’ de bütçe giderlerinin ana kalemler itibariyle yıllık tutarları, OVP hedefleri, Ağustos ayı, Ocak-Ağustos dönemi 2021 ve 2022 yılı verileri yer almaktadır.          

OVP ile 2022 yılının son dört ayında bütçe giderlerinin alt kalemlerinde öngörülen artışlar aşağıdaki gibidir: 1) Mal ve Hizmet Alımı: %20 artışla 43 Milyar TL, 2) Cari Transferler: %14 artışla 146 Milyar TL, 3)Sermaya Giderleri: %35 artışla 75 Milyar TL ve 4) Borç Verme: %45 artışla 91 Milyar TL. OVP hedeflerine göre yılın son çeyreğinde bütçe kalemlerinde tutar olarak en büyük artışların yaşandığı Borç Verme ve Cari Transferler toplamı bütçe giderlerinin yarısına yaklaşmaktadır. Her iki kalemdeki harcama hedefi artışı 220 Milyar TL’yi aşmaktadır. Bir başka ifadeyle yılın son çeyreğinde bütçe giderlerindeki artışların daha da hızlanması kaçınılmazdır.              

Ağustos 2022’de; faiz hariç giderler 280 Milyar TL, faiz giderleri 23 Milyar TL ve bütçe giderleri 302 Milyar TL’dir. Ocak-Ağustos 2022 döneminde faiz hariç giderler 1,56 Trilyon TL, faiz giderleri 174 Milyar TL ve bütçe giderleri 1,74 Trilyon TL’dir. Bütçe giderleri 2021 yılının aynı dönemine göre %91, faiz hariç giderler %100, mal ve hizmet alımı giderleri %131, cari transferler %89 ve faiz giderleri %36 oranında artmıştır. Geçen yılın son ayında uygulamaya alınan Kur Korumalı Mevduat için bu dönemde ödenen tutar ise (Mart:11,7 Milyar TL, Nisan:4,6 Milyar TL, Mayıs:4,8 Milyar TL, Haziran:16,1, Temmuz: 23,4 Milyar TL ve Ağustos: 15 Milyar TL olmak üzere toplamda) 75,6 Milyar TL’dir. Cari transferler içinde yer alan bu tutar faiz giderlerine ilave edildiğinde Ocak-Ağustos dönemi faiz giderleri 249,6 Milyar TL’ye ve artış oranı %95’e yükselecektir.        

Borç verme; yurt içinde ağırlıklı kamu kurum ve kuruluşları, diğer ülkeler ile yurt dışındaki kurum ve kuruluşlara verilen borçları ifade etmektedir etmektedir. Borç verme; bütçe giderleri içinde önceki yıllarda önemli bir tutar olarak yer almayan ancak 2021 yılında zuhur etmeye başlayan ve 2022 yılı Ocak-Ağustos döneminde 151 Milyar TL olan ve yıl sonunda 300 Milyar TL’ye yaklaşması beklenen yeni bir gider kalemidir.

Yazının başlangıcında belirtildiği gibi geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren artmaya başlayan, yeni yılın başlangıcında hızlanan ve güncel durumda durulma eğilimi gösteren enerji fiyatları bütçe ve ödemeler dengesinde önemli tahribatlar oluşturmuştur. Bilindiği üzere doğal gaz endüstriyel kullanım, elektrik üretimi ve ısınmada kullanılan en önemli girdidir. Benzer şekilde kömür hem endüstriyel hem de elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle doğal gaz ve kömürdeki fiyat artışları ekonomileri petrole göre daha fazla etkilemektedir.   Petroldeki fiyatların nihai tüketicilere yansıtılmasında akaryakıttan alınan özel tüketim vergileri belirleyicidir. Aşırı derecede yükselen petrol fiyatlarının tüketicilere yansımaları vergiler yoluyla sınırlandırılabilmektedir. Bir başka ifadeyle kamu, vergi gelirlerinden vaz geçmek suretiyle akaryakıt fiyatlarındaki yükselişi sübvanse ederek vatandaşlarını desteklemektedir. Doğalgazda destekleme ise farklı bir yol izlenerek yapılmaktadır. Geçen yılın son çeyreğinden itibaren doğalgazdaki yüksek fiyat artışlarını satış fiyatlarına yansıtamayan BOTAŞ zarar etmeye başlamıştır. Zararın büyümesi nedeniyle nakit akışında aksamaların oluşmaması için bütçeden BOTAŞ’a kaynak aktarılmaktadır. Bütçe içinde “Borç Verme” başlığı altındaki bu gider kalemi bir çeşit zararın finansmanı olarak kabul edilmelidir. Borç verme başlığı altında diğer KİT’ler yer alsa da geçtiğimiz yıl ve bu yılın Ocak-Ağustos en büyük tutar BOTAŞ’a aittir. 

Tablo 3’e göre Ocak-Ağustos 2021 döneminde bütçeden borç verme başlığı altında KİT’lere 22 Milyar TL kaynak aktarılmış iken bu yılın aynı döneminde aktarılan tutar %600 artışla 151 Milyar TL’ye yükselmiştir.

Bütçeden BOTAŞ’a aktarılan kaynak 15 Milyar USD’ye yaklaşabilir

Grafik 5’te aylar itibariyle 2021 ve 2022 yılında BOTAŞ’a aktarılan kaynaklar yer almaktadır. Geçtiğimiz yılın Ocak-Kasım döneminde BOTAŞ’a aktarılan kaynak tutarı 10 Milyar TL düzeyinde iken sadece Aralık ayında 40 Milyar TL aktarılmıştır. Yılın ilk sekiz ayında BOTAŞ’a aktarılan kaynak tutarındaki artış toplamı 2021 yılında 2,1 Milyar TL iken 2022 yılında 97 Milyar TL’ye yükselmiştir. Grafik 5’te görüldüğü gibi aktarılan kaynak tutarı doğal gaz fiyatları ve BOTAŞ’ın nakit akışına bağlıdır. Yıl sonunda BOTAŞ’a aktarılacak toplam tutarın doğal gaz fiyatlarına bağlı olarak 200 Milyar TL’yi aşması şaşırtıcı olmayacaktır. 2022 Yılının ortalama USD kuru dikkate alındığında enerji fiyatlarındaki yükselişin bütçeye maliyeti 15 Milyar USD’ye yaklaşmaktadır.              

Bütçe açığı yıl sonunda -460 Milyar TL civarında gerçekleşebilir

Karşılaştırmalı verilerin yer aldığı Grafik 6’ya göre Ocak-Ağustos 2022 dönemindeki bütçe dengesi, önceki yılın aynı dönemindeki -33 Milyar TL’den +94 Milyar TL’ye yükselerek önemli bir iyileşme göstermiştir. Gelecek yıl yapılacak seçimlere yönelik genişletici politikaların devreye alınmasıyla bütçe harcamalarının artması kaçınılmazdır. Bu nedenlerle Ocak-Ağustos döneminde +94 Milyar TL fazla veren bütçenin yıl sonunda ek bütçe ile belirlenen -278 Milyar TL açık tutarını aşarak OVP’de hedeflenen -460 Milyar TL civarında oluşması beklenmelidir               

Bütçe Dengesi/GSYH %- 3,5 civarında ve sürdürülebilir görünüyor

2022 yılının ilk sekiz ayındaki performans ve 2023 yılının seçim yılı olduğu dikkate alındığında yıl sonunda -461 Milyar TL civarındaki bir bütçe açığı, Bütçe Dengesi/GSYH’nin %-3,5 civarında oluşmasına neden olacaktır. 2000’li yılların başlangıcındaki açık seviyeleri, salgın ve savaşın egemen olduğu global konjonktür dikkate alındığında %-5 civarındaki Bütçe Açığı/ GSYH seviyelerin sürdürülebilir olduğu düşünülmektedir.        

Enerji ithalatı; kaynakları itibariyle kendi kendine yetemeyen ülkemiz açısından en önemli ithalat kalemlerinden biridir. Son yıllarda nükleer, güneş ve rüzgâr enerjisi başta olmak üzere enerji yatırımları artmış olsa da enerji ithalatı bir süre daha önemli miktarda döviz tüketmeye devam edecektir.               

Enerji ithalatı, enerjimizi tüketiyor

Tablo 4’te 2017-2022 dönemine ait ithalat, ihracat, net enerji ithalatı ve cari işlemler hesabı verileri yer almaktadır. Ülkemizin enerji, ham madde, yatırım malları ve yüksek teknoloji ürünlerinde dışa bağımlığı oldukça yüksektir. Bir başka ifadeyle ekonomimizin karakteri belirli girdiler açısından dışa bağımlıdır. Enerji ithalatının hariç tutulduğu dış ticaret dengesi hesabına göre ülkemiz dış ticaret açığı daha düşük seviyelere gerilemekte, hatta bazı yıllarda dış ticaret fazlası verilmektedir.               

Dış ticarete ilave olarak, turizm başta olmak üzere hizmet ihracatı ve finansal işlemleri içeren cari işlemler hesabında ise enerji ithalatı hariç tutulduğu takdirde görünüm daha pozitif bir hâl almaktadır.            

Tablo 4’e göre 2017-2021 döneminde ülkemizin dış ticaret açığı 17 Milyar USD ve 59 Milyar USD aralığında dalgalanmıştır. Enerji ithalatı hariç tutulduğunda ise dış ticaret dengesi 26 Milyar USD açık ile 17 Milyar USD fazla arasında daha olumlu bir görünüm almaktadır. Ocak-Temmuz 2022 döneminde ihracat %20 artışla 144 Milyar USD’ye yükselirken, ithalat %42 artış ile 195 Milyar USD’ye ulaşmıştır. İthalattaki yüksek oranlı büyüme nedeniyle dış ticaret dengesi -17 Milyar USD’den %204 artışla -50 Milyar USD’ye yükselmiştir. Ancak bu artışta enerji ithalatındaki artış belirleyicidir. Zira global piyasalarda enerji fiyatlarının aşırı yükseldiği 2022 yılının Ocak-Temmuz döneminde enerji ithalatı önceki yılın aynı dönemine göre %154 artışla 18,3 Milyar USD’den 46,6 Milyar USD’ye yükselmiştir. Ocak-Temmuz 2021 döneminde 1,8 Milyar USD fazla veren enerji hariç dış ticaret dengesi 2022 yılının aynı döneminde ise 3,8 Milyar USD açık vermiştir. Enerji ithalatının hariç tutulduğu dış ticaret dengesindeki değişimler oldukça sınırlıdır.                

Enerji ithalatı, Ocak-Temmuz döneminde önceki yıla göre %154 artarak 18 Milyar USD’den 47 Milyar USD’ye yükseldi

Cari işlemler hesabında 2017-2021 dönemindeki beş yılın sadece 2019 yılında 5,3 Milyar USD fazla verilmiş iken diğer dört yıldaki açık 14 Milyar USD ile 41 Milyar USD aralığında dalgalanmaktadır. Enerji hariç cari işlemler hesabında ise 2018-2019 ve 2021 yıllarında 16 Milyar USD ile 29 Milyar USD aralığında fazla verilmiş iken 2017 ve 2020 yıllarında 8 Milyar USD ile 11 Milyar USD aralığında açık verilmiştir. Bir başka ifadeyle enerji ithalatının hariç tutulmasıyla CİH genellikle fazla vermekte, fazlanın oluşmadığı yıllarda ise açık oldukça düşük düzeyde gerçekleşmektedir.            

Makro ekonomik performans açısından CİH/GSYH daha yakından izlenen bir göstergedir. 2017-2021 Döneminde CİH/GSYH sadece 2019 yılında %+0,7 fazla vermiş diğer yıllarda açık %-1,7 ile %-5 aralığında dalgalanmıştır. OVP’deki yıl sonu beklentisi ise %-5,9’dur. Enerji Hariç CİH/GSYH yine enerji hariç dış ticaret açığı hesabına benzer bir şekilde daha olumlu bir gönüm sergilemektedir. 2017-2022 Dönemindeki Enerji Hariç CİH/GSYH beş yılın üçünde pozitif bölgede ve %+2,0 ile %+5,1 aralığında gerçekleşmiş, sadece 2017 ve 2020 yılında negatif bölgede ve %-0,9 ile %-1,6 aralığında dalgalanmıştır.          

Sonuç:

Global enerji fiyatlarındaki aşırı yükselişler 2021 yılının son çeyreğinden itibaren bütçe ve ödemeler dengesinde tahribatlar oluşturmuştur.             

Enerji kaynaklarından sadece doğal gazın fiyatı son bir yıl içinde 25 kata yakın artmıştır. Aşırı yükselen doğal gaz fiyatlarındaki artışların nihai tüketicilere daha sınırlı düzeyde yansıtılması için hükümetler çeşitli tedbirler almaktadır. Ülkemizdeki doğal gaz fiyatları AB başta olmak üzere enerji ithalatçısı ülkeler arasında en düşük düzeydedir. Bütçeden BOTAŞ’a aktarılan kaynaklar doğal gaz fiyatlarının düşük tutulmasını sağlamıştır. 2022 Yılı sonunda BOTAŞ’a aktarılması kaynakların tutarı 200 Milyar TL’ye (15 Milyar USD’ye) ulaşması beklenmektedir. Bu tutarın bütçe giderleri içindeki payı %6’dır.            

Enerji fiyatlarındaki artışlar, enerji ithalatçısı ülkemizin 2022 yılı ödemeler dengesinde de önemli tahribat oluşturmuştur. Ocak-Temmuz 2022 döneminde net enerji ithalatı önceki yıla göre %154 artışla 47 Milyar USD’ye ulaşmıştır. Enerji fiyatlarındaki artışın ödemeler dengesine ilave faturası sadece sekiz ayda 28 Milyar USD’yi aşmıştır. 2021 Yılının tamamında 42 Milyar USD tutarındaki enerji ithalatının 2022 yılının tamamında 100 Milyar USD’yi aşması beklenmektedir          

Enerji fiyatlarındaki yılın ikinci yarısındaki göreli durulmanın istikrar kazanarak devamı, bütçe giderleri ve ödemeler dengesindeki tahribatın sınırlı kalmasını sağlayabilir. Ayrıca 2023 yılının ilk çeyreğinde devreye girecek nükleer santral ve yerli doğal gazın sisteme alınmasıyla enerji faturasındaki tahribatın daha da azalması beklenmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Endişelendiren belirsizlik 11 Aralık 2024