Enerji sektöründe siber dayanıklılık için güç birliği şart

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Enerji ekosistemleri ve tedarik zincirleri arasında iş birliği, sektörün siber dayanıklılığını artırmak için kritik öneme sahip.

Enerji sektörü, hızla artan küresel talep ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle köklü bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşüm, enerjinin üretim, iletim ve depolanma biçimlerini yeniden şekillendiriyor. Şirketler; hibrit modeller, varlık çeşitlendirmesi ve yeni ortaklıklarla bu değişime ayak uydururken, enerji altyapısına yönelik siber saldırıların da arttığı gözleniyor. Bu durum, sektörde sürdürülebilir büyümenin sağlanması için siber dayanıklılığın artık bir zorunluluk haline geldiğini ortaya koyuyor.

Enerji talebinde artış sürüyor

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Küresel Enerji Görünümü raporuna göre, küresel enerji talebi geçen yıl yüzde 2,2 oranında arttı. Bu artışta yenilenebilir enerji kaynakları önemli bir rol oynarken, elektrik talebi genel enerji talebinden daha hızlı yükseldi. Hindistan ve Çin gibi pazarlarda yeni nükleer enerji yatırımları devam ederken, ABD’de küçük modüler reaktörlerden erimiş tuz reaktörlerine ve özel sektörün geliştirdiği füzyon enerjisine kadar çeşitli yeni teknolojiler üzerinde çalışmalar sürüyor. Yapay zeka kullanımının artması da elektrik talebini körüklerken, aynı zamanda üretim tahminlemesi ve optimizasyon gibi alanlarda yeni fırsatlar sunuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanımı ise değişken üretimin yönetilmesi adına batarya depolama veya elektrolizle temiz hidrojen üretimi gibi çözümleri zorunlu kılıyor.

Elektrikli araç filoları hem talebi artırıyor hem de zamanlamaya dayalı optimizasyonu mümkün kılıyor. Hibrit enerji tesisleri ise hem finansal hem çevresel performans açısından daha verimli sonuçlar sağlayabiliyor. Örneğin, rüzgâr enerjisinin batarya veya elektroliz sistemleriyle entegre edilmesi, üretim fazlasının değerlendirilmesini sağlarken; güneş enerjisiyle çalışan tesislerin pik talep zamanlarında doğal gazlı “peaker” santrallerle desteklenmesi, performansı en üst düzeye çıkarıyor.

Dijitalleşen sistemlerde siber güvenlik hayati önemde

Enerjinin çıkarılması, işlenmesi ve dağıtılması gibi süreçlerde kullanılan operasyonel teknolojilerin (OT) dijital sistemlerle yönetilmesi, bu altyapıları siber saldırılar karşısında daha kırılgan hale getiriyor. Bu saldırılar, doğrudan iş süreçlerini ve gelir modellerini sekteye uğratabiliyor. Enerji altyapısına yönelik saldırıların artmasının nedeni, bu altyapıların yüksek değer taşıması. 2021 yılında ABD’de Colonial Pipeline’a yapılan saldırı, bir siber tehdidin fiziksel sistemleri ve ekonomiyi nasıl etkileyebileceğini açıkça ortaya koydu. Portekiz ve İspanya’da Nisan 2025’te yaşanan geniş çaplı elektrik kesintisinin nedeni tam olarak belirlenememiş olsa da benzer olayların tekrarlanmaması için operatörlerin siber dayanıklıklarını artırmaları günümüz koşullarında bir zorunluluk haline geldi. Enerji şirketleri, sürekli saldırı altında olacaklarını öngörerek sistemlerini bu gerçeğe göre yapılandırmak zorunda.

Enerji sistemleri giderek daha karmaşık hale geliyor

Yeni teknolojilerin getirdiği verimlilik ve kazançlar, aynı zamanda sistemlerin güvenliğini sağlamayı daha da zorlaştırıyor. Farklı üreticilerden gelen, birbiriyle konuşamayan ya da müşteriye açık uç noktaları olan sistemleri entegre ve güvenli hale getirmek, ciddi uzmanlık ve iş birliği gerektiriyor. Yapay zeka teknolojileri, OT güvenliği alanında dönüşüm yaratırken, aynı zamanda yeni tehdit alanları da açıyor. Özellikle yapay zeka destekli kimlik sahtekarlığı, deepfake videolar ve hedefl i oltalama saldırıları, şirketleri daha büyük risklerle karşı karşıya bırakıyor. Regülasyonlar ise bu değişime daha fazla görünürlük sağlayarak karşılık veriyor. Avrupa Birliği’nin NIS2 Direktifi gibi yeni düzenlemeler, şirketleri daha hızlı tespit, müdahale ve iyileştirme kapasitesine sahip sistemler kurmaya teşvik ediyor.

Siber dayanıklılığı artırmak, sadece şirket içi önlemlerle mümkün değil

Siber dayanıklılığı artırmak, sadece şirket içi önlemlerle mümkün değil. Ekipman üreticileri, tedarikçiler, taşeronlar ve müşteriler dahil olmak üzere tüm paydaşların siber olgunluk seviyesini yükseltmesi gerekiyor. Ortak tehdit istihbaratı paylaşımı ve en iyi uygulamaların yaygınlaştırılması, değişen tehdit ortamına karşı tüm sektörün birlikte hareket etmesini sağlıyor. Dünya Ekonomik Forumu, “Elektrik Sistemleri için Siber Dayanıklılık” girişimi kapsamında enerji sektörü liderlerini bir araya getirerek bu iş birliğini desteklemeyi amaçlıyor. Ortak yönetişim, inovasyon, bilgi paylaşımı, tedarik zinciri güvenliği, OT izleme ve risk ölçümü konularında yürütülen çok paydaşlı diyaloglar, sektörün genel güvenlik seviyesini yükseltiyor. Ortak tatbikatlar ve bilgi paylaşımı sayesinde, özgün saldırıların tekrar edilmesinin önüne geçilebiliyor. Böylece tek bir şirketin yaşadığı saldırıdan edinilen bilgi, tüm sektörde koruma kalkanı oluşturuyor. Bu tür iş birlikleri, sadece güvenlik önlemlerini değil, aynı zamanda kriz anında ihtiyaç duyulacak ilişki ağlarını da güçlendiriyor. Enerji piyasalarını ve dijital inovasyonu yönlendiren dinamikler, tehdit ortamını da sürekli değiştiriyor. Artan enerji talebiyle birlikte riskler de büyüyor. Bu nedenle enerji sektöründe siber güvenliğin geleceği, güçlü ve sürdürülebilir iş birliklerine bağlı olacak.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar