Enflasyonda sürpriz yok

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Enflasyon rakamlarında sürpriz yok. Tüketici fiyat endeksi hesaplamasında kullanılan 400’den fazla ürün var, fakat yaklaşık 30 civarında ürün toplam endeks ağırlığının yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Bu 30 ürün arasında hemen her gün fiyatlarını izleyebileceğimiz kira artışları, otomobil, sigara, benzin, motorin, LPG, dolmuş ücreti, elektrik, su, doğalgaz gibi ürünler var. Bu ve benzeri ürünlerde aylık artışa kabaca bakıldığında bile enflasyonun çift haneli gelme ihtimali ortaya çıkıyordu. Bu çerçevede en doğru hesaplamaları yapan iktisatçılardan, DÜNYA gazetesi yazarı Alaattin Aktaş’ın yazdıklarını Aralık ayında izleyenler için açıklanan veriler sürpriz olmadı.

Rakamlar gerçekten çok yüksek. TÜFE aylık yüzde 13,58, yıllık yüzde 36,08 değerine ulaşmış durumda. Gıda sektöründe aylık artış yüzde 16’ya, yıllık artış ise yüzde 44 seviyesine geldi. Ulaşım sektöründe yıllık artış yüzde 53,66, ev eşyasında yüzde 40,95 seviyesinde artış gerçekleşti. Hayatımıza doğrudan dokunan bu ve benzeri ürünlerin artış oranı, hissettiğimiz enflasyonun aslında ne kadar yüksek olduğunu da bize söylüyor.

Enflasyon dinamikleri açısından yurtiçi üretici fiyatları ve çekirdek enflasyonun seyri de bize önemli oranda fikir veriyor. ÜFE’nin yüzde 80’lere gelmesi ve TÜFE ile arasındaki farkın 43 puana çıkması TÜFE üzerinde baskının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini gösteriyor. Çekirdek enflasyon olarak adlandırdığımız ve özel kapsamlı endeksler çerçevesinde izlenen, temelde gıda, enerji, alkollü içki, tütün ve altın hariç enflasyonu ölçen endekslerdeki (B ve C) artışlar da yıllık yüzde 34 seviyelerine gelmiş durumda. Bu endeksler ile döviz kurları arasındaki korelasyon yüksektir. Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başladığında yüzde 17-18 civarında olan B ve C endeksleri Aralık ayında yüzde 34 seviyelerine geldi. Bu veri kur geçişkenliğinin hızının arttığını, süresinin kısaldığını bize gösteriyor. Özellikle son haftalarda, fiyatlama davranışlarındaki değişim, günlük, hatta saatlik fiyat değişimleri bu durumun bir yansımasıydı. Türkiye’de hiperenflasyon (yüzde 200 ve üzerinde sürekli artma eğiliminde olan enflasyon) yok, olması da kolay değil ama bu fiyatlama davranışı bizlere büyük oranda hiperenflasyonun nasıl bir durum olduğunu hissettirdi. Bu durum iki riske işaret ediyor. Birincisi, döviz kurlarının enflasyon üzerindeki geçişkenliği çok daha artmış durumda. Enflasyonun kontrolü için döviz kurlarındaki istikrar bundan sonra daha da önemli olacak. İkincisi, fiyatlama davranışları beklentilerin enflasyon üzerindeki etkisini güçlendirmiş durumda.

TÜFE sepetinde ağırlığı yüksek ürün örneklerini yukarıda vermiştik. 1 Ocak tarihinden bu yana peş peşe gelen yüksek oranlı zamları düşünürsek, Ocak ayında sonunda yıllık enflasyonun yüzde 40 üzerine çıkma olasılığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Pazartesi günü İstanbul sanayi Odası tarafından Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri yayınlandı. Endeks yatay seyretti ve 52,1 değerini aldı. Veriler son çeyrekte sanayi üretiminin yüzde 7-8, ekonominin genelinin ise yüzde 5-6 civarında büyüdüğüne işaret ediyor. Fakat detayda enflasyon ile ilgili iki önemli bilgi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi firmaların maliyet artışlarının ve satış fiyatlarının çok yüksek oranda arttığıdır ki bunu enflasyon rakamlarında gördük. İkincisi, ihracat siparişleri artarken toplam siparişlerin gerilemesidir. Yani iç siparişler gerilemektedir. Gerekçesi ise yükselen fiyatların talebi azaltmasıdır. Ücret artışlarına bağlı olarak yılın ilk aylarında öne alınan talebin de etkisiyle iç talep belli bir canlılığı koruyabilir fakat orta vadede Türkiye ekonomisinin asıl lokomotifi olan iç talebi olumsuz etkileme ihtimali yüksektir.

Sonuç olarak, yüksek enflasyon üretim ve yatırım ortamının en büyük engelidir. Firmalar faaliyet dışı gelirlere yönelir. Düşük enflasyon ve bunun sonucu oluşacak düşük faizler firmaları faaliyet gelirlerine, üretim ve yatırıma yönlendirir. Başta para politikasının doğrudan kullanımı olmak üzere güçlü ve kapsamlı bir dezenflasyon politikasına ihtiyacımız bulunuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024