Enflasyonla mücadelede kredi kartı düzenlemeleri doğru mu?
Geçtiğimiz hafta ortasında 26 Eylül 2024 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu iki önemli karar aldı.
Kredi kartı borçlarının ve ihtiyaç kredilerinin yeniden yapılandırılması ile kredi kartı asgari ödeme tutarlarının değiştirilmesi konularında yeni düzenlemelere gitti.
Dilerseniz önce bu iki kararı bir özetleyelim. Sonra da bu kararların enflasyonla mücadelede anlamını ya da rolünü ortaya koymaya çalışalım.
Bireysel kredi kartlarına ilişkin olarak;
a) Asgarî tutarı ödenmemiş olan bireysel kredi kartlarının mevcut borç bakiyelerinin kart hamilleri tarafından talep edilmesi durumunda, en fazla 60 ay ile sınırlı olmak üzere yapılandırılabilmesine imkân tanındı. Ancak kredi kartı yapılandırma borcunun yüzde 50’si ödeninceye kadar ilgili bankaca kart hamiline tahsis edilen kredi kartlarının limiti arttırılmayacak,
b) İhtiyaç kredilerine ilişkin olarak; anapara ve/veya faiz ödemelerinin tahsili 30 günden fazla geciken ihtiyaç kredilerinin borç bakiyelerinin, borçlu tarafından 1 yıl içerisinde talep edilmesi durumunda, en fazla 60 ay ile sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilmesine de imkân tanındı.
c) Kredi kartlarında dönem borcunun ödenmesi gereken asgari tutarının, limiti 50 bin Türk Lirası ve altında olan kredi kartları için dönem borcunun yüzde20’si olarak, 50 bin Türk Lirasının üzerinde olan kredi kartları için dönem borcunun yüzde40’ı olarak belirlendi.
d) asgarî tutarı ödenmemiş olan bireysel kredi kartlarının mevcut borç bakiyelerinin, kart hamilleri tarafından talep edilmesi durumunda en fazla altmış ay ile sınırlı olmak üzere ve her aya düşen taksit tutarının ilgili ayın asgari ödeme tutarına eklenmesi suretiyle yapılandırılabilmesi sağlandı. Eğer dönem borcunun bir kısmı ödenirse, yapılan ödemenin öncelikle yapılandırma taksitinden mahsup edilmesi öngörüldü.
e) Kredi kartı yapılandırma borcunun yüzde 50’si ödeninceye kadar ilgili Bankaca kart hamiline tahsis edilen kredi kartlarının limitinin artırılmayacak. Yapılandırma tutarının kredi kartı limitini aşması halinde, yapılandırma tutarının kart limitini aşan kısmının limit aşımı olarak değerlendirilmeyecek.
f) Anapara ve/veya faiz ödemelerinin tahsili 30 günden fazla geciken ihtiyaç kredilerinin borç bakiyelerinin, borçlu tarafından Karar tarihinden itibaren bir yıl içerisinde talep edilmesi durumunda en fazla altmış ay ile sınırlı olmak üzere ilave kredi kullandırılmaksızın yeniden yapılandırılabilmesine de imkan tanındı.
Şimdi durumu bir değerlendirelim.
Her şeyden önce herkesin yediden yetmişe kredi kartı kullandığı malum, bu kartların sayısının da sürekli artış halinde olduğu biliniyor.
Kredi kartı kullanımı aslında kayıtlı ekonomiye geçişin önemli bir aracı. Yani ne kadar çok kredi kartı kullanımı yaygınlaşırsa o kadar çok kayıt dışılık önlenmiş olur.
Ancak; ülkemizde özellikle son yıllarda durum biraz değişti. Artık kredi kartları özellikle emekli, sabit ve dar gelirliler açısından her ay itibariyle ilave bir kaynak gibi kullanılmaya başladı. Çünkü hane halkının satın alma gücü çok düştü. İnsanlar artık aylık kredi kartı limitlerini kullanarak ilave bir finans kaynağı yaratmış oluyorlar.
Peki bu ne anlama geliyor?...
Enflasyonla mücadele programını zedeleme anlamına geliyor. Zira hane halkına veya bireylere ilave satın alma gücü yaratılmış oluyor.
Dolayısıyla bu düzenlemeyi enflasyonla mücadele programında bir makro ihtiyati tedbir olarak değerlendirmemek gerekiyor.
Bu olsa olsa bunalan hane halkına nefes aldırma anlamına geliyor. Ki burada da yeniden yapılandırmaya bağlı faiz yüklerinin artması gibi bir engel ortaya çıkıyor.
Anlayacağınız enflasyonla mücadelede iki ileri bir geri hamlelerle yumuşatma ya da daha doğru ifadeyle sulandırma yapılıyor. Onun için dezenflasyon programına güven olamıyor!...