Gümrük Birliği fosilleşiyor

Faruk TÜRKOĞLU
Faruk TÜRKOĞLU Dün, Bugün, Yarın

Kurumların, önemli yasa ve anlaşmaların her 15 ile 20 yıl arasındaki bir süre sonunda, değişen ortama ve koşullara uyum sağlamaları için yeniden yapılandırılmaları veya güncellenmeleri gerekir.  Değişimin hızlı olduğu dönemlerde bu süre daha da kısalır. Kurum, yasa ve anlaşmalar zamanında güncellenmediğinde biriken sorunlar çözümsüz kalır, yıllar geçtikçe çözümsüzlük engellemeye dönüşür.

1996 başında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Kararı’nın 27 yıldır güncellenmemesi de Türkiye ile AB arasındaki dış ticaretin gelişmesini önce duraklattı, daha sonra engellemeye başladı.

Geçici olacağı düşünülmüştü

Gümrük Birliği Kararı 6 Mart 1995 tarihinde imzalandığı sırada kararın geçici bir süre yürürlükte kalacağı düşünülmüş ve en kısa zamanda tam üyelik kararının alınacağına inanılmıştı. Bu nedenle karar metninde daha imza gününde mevcut olan tasarım hatalarının ve çelişkilerin üzerinde durulmamıştı. Her iki taraf da bu hataların dört-beş yılı aşmayacağına inanılan nihai tam üyelik görüşmeleri sırasında düzeltileceğini düşünmüştü. Dönemin başbakanı Tansu Çiller, de bu düşünceye dayanarak Hürriyet gazetesine 7 Mayıs 1995 günü verdiği bir röportajda “İddia ediyorum: Türkiye en geç 3 yıl içinde AB’ye tam üye olacaktır” demişti.

Ne var ki tam üyelik gerçekleşmemiş ve başlangıçtaki tasarım hatalarının Türkiye verdiği zarar her geçen yıl biraz daha artmıştı. Esasında tasarım hatalarının tam üyelik görüşmelerinin hızını kaybettiği 2005’te yapılacak bir güncelleme ile düzeltilmesi gerekiyordu. Her iki tarafın da konuya öncelik vermemesi nedeniyle diyalog ortamı ancak dokuz yıl sonra 2014’te oluşturuldu. 

Gündemdeki sorunlar ve tasarın hataları 

Geçici bir süre yürürlükte kalacağı düşünülen Gümrük Birliği (GB) çok uzun bir süre varlığını sürdürünce tasarım ve uygulama hataları şu yapısal ve kronik sorunlara yol açtı:

- GB’nin tüm yükümlülüklerin üstlenen Türkiye, ikili ticaret konularındaki karar alma süreçlerine katılamadı. . 

- AB’nin serbest ticaret anlaşması (STA) imzaladığı bazı ülkeler, Türkiye ile benzer bir STA anlaşması imzalamaktan kaçındı. Dünya Bankası’nın, konuyla ilgili olarak 2014’te hazırladığı raporda “olağandışı” olarak niteleyip eleştirdiği uygulama sonrasında bir üçüncü ülkeden ithal edilen mallar AB üzerinden gümrüksüz bir şekilde Türkiye pazarına girerken, Türk girişimcileri aynı üçüncü ülke pazarına girmek istediklerinde engellerle karşılaştı.

- AB’nin malların serbest dolaşımını ulaştırma kotaları ile engellemesi, Türkiye’de hem taşımacılık sektörüne hem de ihracatçılara zarar verdi. Kotalar, dış ticaretin gelişmesini engelleyen tarife dışı önlemlere ve gizli korumacılığa dönüştü.

- İş insanlarının vize sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturulmadı.

Toplantı enflasyonu

Türkiye, GB’nin güncellenmesi gereğini 2010’dan itibaren ısrarlı bir şekilde AB yönetimine iletti. Bu talepler sonrasında AB Komisyonu, Dünya Bankası’ndan konu hakkında bir rapor hazırlamasını istedi. Raporun 2014 Mart ayında yayınlanmasından sonra güncelleme diyalogu başlatıldı. Nisan ayında Müzakere Çerçeve Belgesi kabul edildi. AB yetkilileri ile 2015 ve 2016’da 25 üst düzey görüşme yapıldı.

Tarafların hazırladığı etki analizleri 2016 sonunda yayınlandı.  2018’de kaldırılan Ekonomi Bakanlığı tarafından 2017’de yürütülen çalışmalar sırasında kamu kuruluşları temsilcilerinin katıldığı 39 adet konu bazlı toplantı düzenlendi. Sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıların sayısı ise 47’ye ulaştı. 26 Haziren 2018 tarihinde AB, siyasi nedenlerle Gümrük Birliği’nin güncellenme çalışmalarının sürdürülmeyeceğini açıkladı. 25 Haziran 2021’da ise taraflar görüşmelerin tekrar başlatılmasını kararlaştırdı. Ruhsar Pekcan’ın ticaret bakanlığı yaptığı dönemde AB ile bürokratlar ve uzmanlar düzeyinde 57 toplantı yapılmasına rağmen kalıcı bir çözüme ulaşılamadı. Çözümsüzlük hem AB’nin katı tutumundan hem de Türk tarafının güncelleme konusundaki çabalarının yetersizliğinden kaynaklandı.

Yeni strateji gerekli 

1996’dan bu yana geçen 27 yıl içinde AB’nin üye sayısı 15’ten 27’ye çıktı. Dünya ticareti gelişirken gelişmiş ülkelerde korumacı eğilimler güç kazandı. Serbest ticaret anlaşmaları yaygınlaştı. Dijital dönüşümde mesafe alınırken, yeşil dönüşüm gündeme geldi. Bu kapsamlı değişim dalgalarına uyum sağlamak için gerekli olan yeni güncelleme stratejisi şu unsurları içerdiğinde sonuca daha kısa sürede varılabilir:

- Yeni görüşme sürecinin ilk aşamasında 1996’daki tasarım hataları ile daha sonra ortaya çıkan yapısal sorunlar çözüme kavuşturulmalı.

- 2016’da hazırlanan etki analizlerinin ve güncelleme senaryolarının önemli ürünler ve sektörler temelinde ayrıntıya inilerek yenilenmesi alınacak kararların daha gerçekçi olmasını sağlayabilir.

- Tarım ve hizmetler sektörü ile kamu alımlarının GB kapsamına alınması konusundaki etki analizlerinin sonuçları geniş kapsamlı ve katılımlı platformlarda tartışılması tasarım hatalarının tekrarlanmasını önleyebilir. Ticaret ve sanayi odaları, sektör örgütleri, sivil toplum kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları temsilcilerinin katılacağı bu toplantılarda çözüm önerileri konusunda görüş birliği sağlanması amaçlanmalıdır. 

- Ekonomi yönetimi, GB’nin kapsamının genişletilmesi konusundaki genel eğilimi dikkate alarak gerektiğinde kademeli olabilecek bir güncelleme öneri paketi hazırlamalıdır.

-Türkiye, GB konusundaki yeni bir strateji ile güncellemeye en kısa sürede gerçekleştirmek zorundadır.

Güncelleme yapılmadığı takdirde Gümrük Birliği, son kullanma tarihi dolduğu ve bozulma başladığı halde hâlâ raflarda tutulan ürünlere benzemekten kurtulamaz.

ŞİÖ ve D-8, dış ticarette AB’ye alternatif değil

 Türkiye’nin halen AB, Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve sekiz İslam ülkesinden oluşan D-8 ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini sürdürüyor. Bunlardan ŞİÖ ve D-8 bir siyasi ve ekonomik bütünleşme sürecine henüz sahip değil. Bu tür bir sürecin oluşturulması için ise en az 10 veya 15 yıl geçmesi gerekiyor.

AB’ile ilişkilerin gelişmesinde coğrafi yakınlık önemli rol oynuyor. Ayrıca AB ile dış ticaret dengesinde “fazla” ortaya çıkarken diğerleri ile yapılan dış ticarette açık veriliyor. Türkiye, elektronik, kimya, makine, otomotiv ve elektrikli makineler sektörlerinde ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 150’ye yaklaştırmadıkça AB dışında bir ekonomik bütünleşmeden yarar sağlayamaz. 

AB ile ticaret sürdürülüyor ama Gümrük Birliği’nin bugünkü müzelik içeriği ile devam ettirilmesi de giderek zorlaşıyor. Bu nedenle ekonomi yönetiminin GB’nin modernleştirilmesine öncelik vermesi ve bunun için tüm imkânlarını seferber etmesi gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Geleceğe bakış 29 Ekim 2023