Hindistan ekonomisi

Dr. S. Armağan VURDU
Dr. S. Armağan VURDU DEVR-İ ÂLEM

4 trilyon dolarlık GSYİH ile dünyanın en büyük beşinci ekonomisine ev sahipliği yapan Hindistan, 1,4 milyarı aşkın nüfusu ile en kalabalık ülke konumunda. Yaş ortalaması 27,6 olan Hindistan diğer büyük ekonomilerin ortalamasından on yaş daha genç bir nüfusa sahip. Günümüzde G20 ülkelerinin nüfusunun yarısından fazlasına karşılık gelen yaklaşık 2,6 milyar insan yoksulluk sınırı olarak adlandırabileceğimiz çizginin altında yaşıyor. Hindistan'da ise temel ihtiyaçları karşılama ve ekonomik güvenceye ulaşma noktasında zorluk çeken bir milyarın üzerindeki insan yoksulluk sınırının altında. Bu sayı toplam Hindistan nüfusunun yüzde yetmiş yedisine tekabül ediyor. Hindistan'da, ekonomik büyüme hedeflerinin sürdürülebilir bir biçimde gerçekleşmesi halinde  2030 yılına kadar yaklaşık 700 milyon insanın bu eşiğin üzerine çıkabileceği öngörülüyor. 

Geçtiğimiz haziran ayında ülkede  642 milyon insanın oy kullandığı bir seçim süreci yaşandı. Yeni hükümetin önümüzdeki on yılda her yıl yüzde 8 büyüme ile Hindistan'ın GSYİH’sini 2047 yılına kadar 19 trilyon dolara çıkarmak, 2030'a kadar 90 milyon ve 2047'ye kadar 600 milyon iş yaratmak, düşük karbon emisyonlu ekonomiye geçiş kapsamında 2050 yılına kadar yılda yaklaşık 600 milyar dolar yatırım yapmak ve kişi başına geliri altı kat artırarak 12 bin doların üzerine çıkarmak gibi büyük ölçekli hedefleri var.

Hindistan STA’larla uluslararası ticarette varım diyor

Hâlihazırda, Hindistan ekonomisinin yaklaşık %55'ini oluşturan hizmet sektörü, bilgi teknolojileri, telekomünikasyon, mali hizmetler ve turizm gibi alanlarda önemli rol oynuyor. Üretim, inşaat ve madencilik sektörleri Hindistan ekonomisinin %25'ini oluşturuyor. Hindistan, özellikle tekstil, kimya, ilaç ve otomotiv sanayinde güçlü bir konumda. Tarım, Hindistan'ın GSYİH'sinin yaklaşık %15'ini ve istihdamının %50'sini oluşturuyor. Başlıca tarım ürünleri arasında pirinç, buğday, şeker kamışı, pamuk ve çay bulunuyor.

Hindistan, birçok gelişmekte olan ekonomi gibi ekonomik reformlar ve serbest ticaret anlaşmaları yoluyla ticaretini geliştirmeye çalışıyor. Ülke, özellikle Güney Asya'daki ülkelerle Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) yapmış durumda. Ayrıca diğer Asya ülkeleri, Avrupa Birliği ve ABD ile ticaret anlaşmaları konusunda müzakere halinde. Ancak, Hindistan'ın tarım ve sanayi sektörlerini koruma eğilimi, ticaret politikalarında zaman zaman korumacılığa meyletmesine sebep oluyor.

Sağlık ve bilişimde küresel çapta rekabetçi hale geldi

Hindistan, 'Make in India', 'Digital India', 'Skill India' gibi girişimlerle ekonomik reformlar yaparak doğrudan yabancı yatırım çekmeye çalışıyor. Hükümet, altyapı, sağlık, eğitim ve enerji gibi kritik alanlara yatırım yaparak sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik ediyor. Bilişim sektörü Hindistan'ın en güçlü olduğu alanlardan biri. Özellikle COVID-19 sonrası dönemde dijital uygulamaların önemi bir kat daha artarken, bu durum Hindistan'daki bilişim sektörünün büyüme hızına pozitif etki etti. Dünyanın son sürat dijitalleştiği bir dönemde 3 milyonun üzerindeki yazılımcı sayısı ile Hindistan bilişim teknolojileri alanında söz sahibi ülkelerin başında geliyor. Hindistan'ın ön plana çıktığı bir diğer sektör ise ilaç ve sağlık ekipmanları. Hindistan'daki firmalar ilaçları ve sağlık ekipmanlarını oldukça uygun maliyetlerde ve büyük ölçekte üretebiliyorlar. Bu durum Hindistan'ı küresel çapta rekabetçi hale getiriyor.

Hindistan, dünya ticaretinde önemli bir aktör ve küresel tedarik zincirlerinde kritik bir rol oynamakta. Hindistan'ın başlıca ihracat kalemleri arasında petrol ürünleri, mücevher, tekstil, yazılım hizmetleri, kimyasallar ve tarım ürünleri bulunuyor. Hindistan'ın en büyük ihracat pazarları ABD, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avrupa Birliği ülkeleri. Ülke, enerji ihtiyacını karşılamak için büyük ölçüde petrol ve doğalgaza bağımlı. Ayrıca altın, makine, elektronik ürünler ve kimyasallar da önemli ithalat kalemleri. İthalat yaptığı başlıca ülkeler arasında Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri yer alıyor.

Hindistan ekonomisi, hızlı büyüme ve geniş bir iç pazar sunmasına rağmen, bazı zorluklarla karşı karşıya. Bunlar arasında altyapı eksiklikleri, işsizlik, gelir dağılımında adaletsizlik ve çevresel sürdürülebilirlik gibi sorunlar yer alıyor. Ancak, dijitalleşme, genç nüfus ve girişimcilik kültürü gibi faktörler, Hindistan'ın gelecekteki ekonomik büyümesi için büyük fırsatlar sunuyor.

Öte yandan, Hindistan'ın net sıfır hedefleri, küresel iklim değişikliği mücadelesinde önemli bir katkı sağlayacak bir potansiyel barındırıyor. 2021'deki Taraflar Konferansı COP26'da Hindistan, net sıfır emisyon hedefini 2070 olarak açıkladı. Hindistan, 2019 itibariyle yıllık net toplam 2,9 giga ton karbondioksit eşdeğeri salımla küresel emisyon sıralamasında üçüncü sırada yer alıyor. Bu emisyonların yaklaşık yüzde 70'i  enerji, çelik, otomotiv, havacılık, çimento ve tarım sektörlerinden kaynaklanıyor. Net sıfır taahhüdü Hindistan'ın sürdürülebilir kalkınma ve temiz enerji geçişi konusundaki kararlılığını gösteriyor. Özellikle yeşil hidrojen, karbon yakalama ve saklama gibi alanlarda Hindistan gelişime oldukça açık. Ülkede bu alanda yatırımlar yapılmaya başlanmış durumda.

Ekonomik reformları sürdürerek küresel ekonomi ve ticaretteki ağırlığını artırıyor

Ülkenin orta vadede, 2030 yılına kadar enerji kapasitesinin %50'sini yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmek, GSYİH başına karbon yoğunluğunu %45 oranında azaltmak, toplam karbon emisyonlarını 1 milyar ton azaltmak, yine 2023’a kadar 500 giga watt (GW) yenilenebilir enerji kapasitesi kurmak gibi hedefleri söz konusu. Bu hedefler, güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının büyük ölçüde genişletilmesini içeriyor. Orman ve ağaç örtüsünü artırarak karbon yutaklarını genişletmek, enerji verimliliğini artırmak ve fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmak sürdürülebilirlikle ilgili diğer hedefler. 

Hindistan, güçlü ekonomik büyüme potansiyeli ve geniş iç pazarı ile küresel ekonomide önemli bir oyuncu olmaya devam ediyor. Ticaret ve yatırım politikalarını iyileştirerek, ekonomik reformları sürdürerek küresel ekonomi ve ticaretteki ağırlığını artıran Hindistan’ın küresel iklim hedeflerine ulaşmadaki rolü de giderek daha kritik hale gelecek.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar