Hissedilmeyen büyüme

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM

Tam da depremin bu seneki milli gelir üzerinde etkisinin ne olacağını hesaplamaya çalışırken 2022 4. çeyrek büyüme verileri ile karşılaştık. Ancak o kadar bilinmezli bir senedeyiz ki, geçen senenin verileri bu sene için çok da yol gösterici olamayacaktır. Gene de gelen rakamları gözden geçirmekte fayda var.

Son çeyrekte yüzde 3,5, yılın toplamında ise yüzde 5,6 büyümüşüz. İlk bakışta ve diğer ekonomilerle de kıyaslandığında oldukça iyi bir artış oranı denilebilir. Ancak sanayimiz tüm yıl sadece yüzde 3,3 artış gösterirken son çeyrekte ise yüzde 3,0 daralmış. Gıda fiyatlarının belimizi büktüğü ve mutlaka yüksek oranlı üretim artışı sağlamamız gereken tarım-hayvancılıkta da işler iyi değil. 2021’de yüzde 2,9 daralan tarımda geçen seneki büyüme de yüzde 0,6 ile son derece yetersiz. GSYH’yi yükselten ise önceki çeyreklerde ve yıllarda olduğu gibi gene “hizmetler” sektörü olmuş. Bu dönem yüzde 8,6 büyüyen hizmetlerin tüm sene büyümesi de 11,7.

Harcamalar tarafına baktığımızda ise fazla bir sürpriz yok. Her zaman olduğu gibi tüketim ağırlıklı bir büyüme söz konusu. Hanehalkları tüketim harcamaları son çeyrekte yüzde 16,1, senenin tamamında ise yüzde 19,7 artış göstermiş. Geçen çeyreklerden farklı olarak, son çeyrekte kamu harcamalarının da yüzde 9,0 artışla GSYH büyümesine belirgin bir katkı yaptığı görülüyor. Öte yandan bu çeyrekte, uzun bir aradan sonra, net dış ticaretin GSYH üzerinde azaltıcı bir etki yaptığını da gözlemliyoruz. Bu çeyrekte reel bazda ihracat yüzde 3,3 azalırken ithalat yüzde 10,2 artmış!

Yatırımlar tarafına baktığımızda makine-teçhizat alt kaleminde 2020 3. çeyreğinden beri devam eden yüksek oranlı büyümenin son çeyrekte durma noktasına geldiğini görüyoruz. Son 3 yılda ortalamada yüzde 19 gibi çok yüksek oranlarda artış gösteren makine-teçhizat yatırımlarının 4. çeyrekte yüzde 2,3’e gerilediği görülüyor. İçinde inşaat ve diğer aktiflerin de olduğu toplam gayri-safi sabit sermaye oluşumunun (=yatırımlar) son 3 senedeki ortalama büyüme oranı ise sadece yüzde 6,2. Buradan toplam yatırımlar içerisinde inşaat yatırımlarının payının fazla olduğunu çıkarıyoruz. (Yatırımların sınıflarına göre miktarları verilmiyor.) Toplam yatırımların milli gelir içerisinden aldığı paya baktığımızda ise bu oranın yıllardır yüzde 25 civarında takılıp kaldığı gözüküyor. Son çeyrek için bu oran yüzde 24,5. Kalkınma için oldukça düşük bir oran. G. Kore gibi sınıf atlamış ekonomilerde bu oran her zaman yüzde 30 ve üstü olmuş.

Bir de esasında pek de fazla anlam ifade etmeyen ama dolar bazında olduğu için dikkat çeken kişi başına düşen GSYH hesabı var. Önceki sene 9.592 dolar olan bu rakam geçen sene yüzde 11 artışla 10.655 dolar olmuş. Tabii ki, bu 2022’de kişi başı gelirimiz yüzde 11 artmış anlamına gelmiyor.Artışın ana nedeni 2022’de kur artışının enflasyonun oldukça gerisinde kalmış olması. Benzer bir şekilde geçmiş dönemlerde de bu rakam kurlardaki artış/azalışa bağlı olarak çok oynaklık gösterdi. Ama serinin geçmişine bakınca şöyle bir sonuca varılabilir: Kişi başı GSYH’nin 9.735 dolara çıktığı 2007 senesinden beri geçen 15 senedir kişi başı gelirde reel bir artış yaşanamadı.

Çalışanların ne kadar reel gelir artışı sağladığını görmenin diğer bir dolaylı yolu da ücretlerin toplam GSYH’den aldığı paya bakmak. 2016 yılında toplam işgücü ödemelerinin GSYH’den aldığı pay yüzde 32’ye kadar çıkmıştı. 2022’de ise bu oran yüzde 23,7’e gerilemiş durumda. Çok vahim derecede yüksek bir pay kaybından bahsediyoruz. Şöyle ki resmi rakamlara göre 2016-2022 arasında toplamda milli gelir yüzde 33,7 artmış. Ancak aynı dönemde ücretlilerin GSYH’den aldığı pay ise yüzde 26 oranında azalmış. Kısaca ücretliler son 7 yılda milli hasıla büyümesinden hemen hemen hiç pay alamamış durumdalar. Son seneye gelirsek bu durum daha da göze batıcı. 2022’de milli gelir yüzde 5,6 büyürken ücretlilerin GSYH’den aldığı pay yüzde 12 azalmış! Bu da büyümenin neden hissedilemediğini ortaya koyuyor sanırım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar