İyi işler yapma ve kalkınmanın zekâsı

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Barış Manço’nun etkisini artıranın el hareketleri olduğunu ve hatta bu el hareketlerinin işitme engellilere şarkıyı anlattığını okudum. Bu konuda uzman değilim ancak böyleyse, Manço’yu sadece ruhumuza işleyen şarkılar ile değil, kendi sektöründe heyecan verici bir iş modeliyle de anmamız gerekiyor.

Teknosa’nın yapay zekâ kullanarak Gazi Mustafa Kemal’i kendi sesiyle konuşturması, kalkınma zekâsının iyi bir örneği. Kalkınmanın kendisi ise, bu zekâyı sanayi ile birleştirmekle mümkün olabilir.

Öncelikle ikinci cümlemi tamamlayayım. Bu cümleyi yazmamın nedeni, İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan ile tanışmam ve bir süre sohbet etme fırsatı bulmam oldu. Buna döneceğim.

Teknosa’nın 26 Eylül’de Pera Palas’ta tanıttığı yapay zekâ uygulaması, Atatürk’ün gerçek sesini yansıttığı düşünülen kayıtlardan yola çıkarak elde edilen ses kalıpları ile sözleri konuşmaya dönüştürüyor. Yapılan bu işin önemini en iyi, Gazi Mustafa Kemal’in “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir. Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir. Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum” şeklindeki sözleri anlatıyor.

Gazi Mustafa Kemal’in sözleri, onu anlamak için önemlidir. Teknosa projesinin Pera Palas’taki tanıtımında ilk olarak duyduğumuz ifadelerin seçimi, yapay zekânın geliştirilmesinde iyi ve özenli bir çalışma yapıldığını gösteriyor. Gazi Mustafa Kemal’in Cumhuriyetin geleceğini gençlere bağlaması, kadınlara verilen değeri vurgulanması ve her şeyi “milleti ile muhabbet” içinde yaptığına vurgusu, iyi bir başlangıç noktası oluşturuyor. Buradan başlarsak, on yıllar içinde nasıl bir sapma yaşadığımıza doğru bir yolculuk da mümkün olabilir.

Google’dan alıntıladığım yukarıdaki ifade, bu tam haliyle benim için çok önemlidir. Benim 1970’li yıllarda başlayan öğrencilik yolculuğumda “Atatürk için kullanılıyorsa o zamiri büyük harfle yazılır” diye bir şey öğretildiğini hatırlıyorum. Askeri darbe öncesi ya da sonrasını hatırlamıyorum ama bu tür şeyleri aşmak için orijinale ulaşmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Teknosa, sadece ortaya koyduğu ilk örnekler ile değil davete katılanlara Yapı Kredi Yayınları’nda 14’üncü baskısını yapan Nutuk’u hediye ederek de iyi bir iş yapma becerisini gösterdi.

Barış Manço’dan Gazi Mustafa Kemal’e

Bütün bunlar etkileyici ama kalkınma konusunda bahsedeceğim hikâye daha farklı. Bu, Sabancı Topluluğu şirketlerinin bu türdeki ilk çalışması değil. Aksigorta daha önce Barış Manço’yu “konuşturmuştu”. Yanlış hatırlamıyorsam Rusya ve İsrail’den iki şirketle Manço’nun ses ve görüntüleri işlenerek “Barış Ağabey”in, ölümünden yıllar sonra sigortanın önemine de atıfta bulunduğu bir konuşma yapması sağlanmıştı. Bana gerçeği kadar etkileyici gelmemişti ancak çalışmanın başarısı inkâr edilemezdi. Aradaki farkı merak ederken, okuduğum bir makalede Barış Manço’nun etkisini artıranın el hareketleri olduğunu ve hatta bu el hareketlerinin işitme engellilere şarkıyı anlattığını okudum. Bu konuda uzman değilim ancak böyleyse, Manço’yu sadece ruhumuza işleyen şarkılar ile değil, aynı zamanda kendi sektöründe heyecan verici bir iş modeliyle de anmamız gerekiyor. Tıpkı, Manço’yu konuşturan yapay zekânın ardından Gazi Mustafa Kemal’i kendi sesiyle konuşturmayı bir kalkınma adımı olarak anmamız gerektiği gibi. Üstelik Manço örneğinde sözleşme gereği bir ay internette kalan çalışma daha sonra buharlaşırken bu sefer kurulan internet sitesi ve paylaşım olanakları ile Gazi Mustafa Kemal’in kendi sesinden sözlerine hem kalıcılık hem de yaygınlaşma olanağı sağlanacak. Üstelik bu sefer geliştirmede yerli kaynakları kullanma noktasına gelinmiş. Deneyim ve kalkınmanın ne kadar iç içe olduğunu gösteren iyi bir örnek ile karşı karşıyayız.

Erkan Özkan ile kalkınma dersleri

İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan’a bu yazıda az yer kaldı. Bu nedenle bir giriş yapıp sonra devam etme yolunu seçeceğim. Toplantıya giderken finansmana erişim ağırlıklı bir sohbet olacağını düşünüyordum ancak Özkan’ın anlattıklarından bir kalkınma modeli çıktı. Üç senede ihracatını 4 milyar dolarlardan 8,5 milyar dolara yükselten ve beş sene içinde 20 milyar dolara ulaşmayı hedefleyen birlik başkanı Özkan, bunun için insan kaynağı, ihtisas organize sanayi bölgesi ve fuar alanı gerektiğini ifade ediyor. Kendisinin bu yazıda yer alma sebebi, Gazi Mustafa Kemal’in mücadelesinde yanında tutmak isteyeceği türden bir insan olduğunu düşünmemdir. Sanayi bağlantısını ve daha fazlasını bir sonraki yazımda anlatacağım.

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar